Yarasalar Hakkında Bilgiler

Kategori: Çeşitli Bilgilendirme Konuları | 0

Yarasalar Hakkında Bilgi

Yarasaların Özellikleri

Yarasanın 200 cins ve 17 familya içinde 900 – 1000 türü vardır. Kanatları açık durumdaki boyları 5 cm’den 150 cm’ye kadar değişebilir. Dünyanın her bölgesinde yaşarlar, ancak tropikal bölgelerde sayıları daha fazladır. Yarasalar çok miktarda böcek tükettikleri için, dünyanın dengesi açısından büyük önem taşırlar. Yarasanın vücudu fareye benzer ve genellikle ince bir kürkle kaplıdır. Yarasaların kulakları çoğunlukla çok büyük ve kıvrımlıdır. Burun ve kulaktaki bu çıkıntılar, duyu organı görevi görür, ses titreşimlerini almaya ve iletmeye yarar.

Bazı yarasalar yalnız yaşar, mağaralarda, yarıklarda, içi oyuk ağaçlarda veya tavan aralarında. Diğer türler ise sürüler halinde yaşar. Kuzey bölgelerdeki yarasalar kışın göç ederler veya kış uykusuna yatarlar.

Yarasalar baş aşağı tutunarak uyurlar. Geceleri aktif olan yarasaların koklama ve tat alma duyuları çok iyi gelişmiştir. Meyveyle beslenenler dışında, yarasaların görme duyuları iyi gelişmemiştir. Çıkardıkları çok yüksek frekanslı ses dalgalarının, etraflarındaki cisimlere çarpıp geri dönmesi yardımıyla yönlerini bulurlar. Bu sesler, çoğunlukla insanlar tarafından duyulmaz.

Birçok yarasa türünde, erkek ve dişi çiftleşme mevsimi dışında bir araya gelmez. Dişi çoğunlukla her yıl yaz aylarında bir tane yavru doğurur. Yeni doğan yavru birkaç gün anne tarafından taşınır, anne yavrunun yanında olmadığı zamanlarda ise yavru, tünekte bırakılır. Yavrular birkaç hafta içinde uçmaya başlar. Yarasaların yaşam süresi yaklaşık 20 yıldır.

Yarasalar hakkında bazı gerçekler

  • Meyve yiyen yarasalar, 450 kadar ticari maddeyi ve 80 kadar ilacı insanoğlunun hizmetine sunmaktadır.
  • Yağmur ormanları için yarasalar, yaşamsal önem taşır. Yarasalar, bu bölgedeki ağaçların polen ve tohumlarını taşıyarak yaklaşık yüzde 95’inin çoğalmasını sağlar.
  • Dünyadaki 1000’i aşkın yarasa türünden sadece 3’ü vampir yarasadır ve bunlar Latin Amerika’da yaşar.
  • Vampir yarasalar insanlara saldırmazlar. Kümes hayvanlarını tercih ederler.
  • Avrupa’nın ve Türkiye’nin en küçük yarasası olan cüce yarasa sadece 5 gram ağırlığındadır.
  • Dünya üzerinde yaklaşık 4500 memeli türü bulunmaktadır ve bunların 1000’den fazlasını yarasalar oluşturur.
  • Amerikan iç savaşında barut yapmak için kullanılan malzemelerden biri de yarasa dışkısıydı.
  • Yarasalar uçmasına rağmen kuş değil memelidir.
  • İnsanlar yarasaların kör olduğunu zanneder, ama 1000’i aşkın yarasa türünden kör olan bir tür bile yoktur, hatta büyük bir kısmı iyi görür.

Yarasaların Yaşam Ortamları

Yarasaların yiyecek ortamları ile barınak ortamları arasında bir dengenin olması gereklidir. Yarasalar hayatlarının yarısını, rahatsız edilmeyen, çeşitli faktörlere karşı doğal olarak korunmuş mağara, kaya oyukları, ağaç yuvaları gibi barınaklarda geçirirler. Bu barınaklar kış aylarında yarasaların kış uykusuna yatması ve genç yarasaların büyümesi açısından önemli yerlerdir. Örneğin; barınakların gün boyu sıcaklıkları 80ºF ve 90ºF sıcaklıklarını koruması, genç yarasaların büyümesi açısından son derece önemlidir. Yarasaların barınakları tabiatın henüz tam çözülmemiş bir sırrıdır. Yarasalar kış uykusuna yatabilen sıcakkanlı yaratıklardır. Aktiflik dönemlerinde sıcakkanlıdırlar. Fakat uykudayken soğukkanlı olurlar. Diğer memelilere nazaran daha kolay ve daha çabuk kış uykusuna girebilirler.

Buzdolabında bile hayatlarını devam ettirebilirler. Laboratuvarlardaki buzdolaplarında uyuyan yarasalar üzerinde yapılan çalışmalar, kalp ve dolaşım hastalıkları ile kadın hastalıklarına ışık tutmaktadır.

Yarasaların Yaşam Ortamları

  • Kunduz gölleri
  • Mağaralar
  • Bataklıklar
  • Boş ağaç kovukları
  • Çiftlik gölleri
  • Oyuk yerler ve dar geçitler
  • Irmaklar
  • Terkedilmiş evler
  • Sezonluk havuzlar
  • Eski bacalar
  • Geniş drenajlı su birikintileri
  • Kayalardaki oyuklar

Yarasaların Önemi

Yarasalar gece uçan ve böcekleri avlayan büyük bir avcıdır. Yarasaların en büyük gıda kaynaklarını; Chrysopidae ve Hemerobiidae ailesine ait böcekler, Cockroach böcekleri, Dictyopterous ve Dipterous böcekleri ile sivrisinekler oluşturur. Örneğin; tek başına büyük kahverengi yarasa, bir gecede 3000 ile 7000 arasında sivrisinek yiyebilir.

Yarasalar büyük popülasyonları ile yıllık olarak milyonları aşan orman ve tarım zararlılarını tüketmek suretiyle mücadele etmekte ve ekolojiye eşsiz bir yarar sağlamaktadırlar. Bu arada, ekolojik dengenin devamı, böcek ve yarasaların sürekliliği açısından ıslak alanlar da önemlidir. Çünkü bu alanlar düzenli olarak su ve böcek desteği sağlamakta, dolayısıyla da yarasa popülasyonu üzerinde önemli derece de etki oluşturmaktadır. Yağmur ormanları için de yarasalar, yaşamsal öneme sahiptirler. Yarasalar, bu bölgedeki ağaçların yaklaşık yüzde 95’ inin polen ve tohumlarını taşıyarak çoğalmasını sağlarlar.

YARASA TÜRLERİ

Dünyada 18 familyaya bağlı, 986 tür yarasa varken Türkiye’de 4 aileye bağlı, 30 tür yarasa bulunmaktadır.

  • Meyve Yarasaları (Pteropodidae)
  • Mısır meyve yarasası (Rousettus aegyptiacus)
  • Nal burunlu yarasalar (Rhinolophidae)
  • Büyük nalburunlu yarasa (Rhinolophus ferrumequinum)
  • Küçük nalburunlu yarasa (Rhinolophus hipposideros)
  • Akdeniz nalburunlu yarasası (Rhinolophus euryale)
  • Blasius nalburunlu yarasası (Rhinolophus blasii)
  • Mehely nalburunlu yarasası (Rhinolophus mehelyi)
  • Şemsiyekuyruklu Yarasalar (Emballonuridae)
  • Çıplak karınlı mezar yarasası (Taphozous nudiventris)
  • Düz burunlu yarasalar (Vespertilionidae)
  • Büyük fare kulaklı yarasa (Myotis myotis)
  • Fare kulaklı su yarasası (Myotis daubentonii)
  • Uzun ayaklı yarasa (Myotis capaccinii)
  • Sakallı yarasa (Myotis brandtii)
  • Bıyıklı siyah yarasa (Myotis mystacinus)
  • Bıyıklı kahverengi yarasa (Myotis aurascens)
  • Bıyıklı nepal yarasası (Myotis nipalensis)
  • Kirpikli yarasa (Myotis emarginatus)
  • Büyük kulaklı yarasa (Myotis bechsteini)
  • Saçaklı yarasa (Myotis nattereri)
  • İran saçaklı yarasası (Myotis schaubi)
  • Bayağı akşamcı yarasa (Nyctalus noctula)
  • Küçük akşamcı yarasa (Nyctalus leisleri)
  • Büyük akşamcı yarasa (Nyctalus lasiopterus)
  • Geniş kanatlı yarasa (Eptesicus serotinus)
  • Akdeniz geniş kanatlı yarasa (Eptesicus bottae)
  • Çift renkli yarasa (Vespertilio murinus)
  • Bayağı cüce yarasa (Pipistrellus pipistrellus)
  • Akdeniz cüce yarasası (Pipistrellus pygmaeus)
  • Beyaz şeritli yarasa (Pipistrellus kuhlii)
  • Sert derili yarasa veya pürtük derili yarasa (Pipistrellus nathusii)
  • Savi cüce yarasası (Hypsugo savii)
  • Kahverengi uzun kulaklı yarasa (Plecotus auritus)
  • Gri uzun kulaklı yarasa (Plecotus austriacus)
  • Basık burunlu yarasa (Barbastella barbastellus)
  • Uzun kulaklı çöl yarasası (Otonycteris hemprichi)
  • Uzun kanatlı çöl yarasası (Miniopterus schreibersii)
  • Kuyruklu yarasalar (Molossidae)
  • Buldog yarasası (Tadarida teniotis)
  • Yarasalar (Chiroptera) takımının, büyük yarasalar (Megachiroptera) ve
  • Küçük yarasalar (Microchiroptera) olmak üzere iki alt takımı mevcuttur.
  • Büyük yarasalar alt takımı, Afrika, Hindistan ve Avustralya ormanlarında yaygındır.
  • Kanat-ayaklıgiller (Pteropodidae), bu alt takımın tek familyasıdır.
  • Küçük yarasalar alt takımı; Nalburunlu yarasagiller (Rhinophidae),
  • Yaprakburunlu yarasagiller (Phyllostomatidae),
  • Serbest kuyruklu yarasagiller (Emballonuridae),
  • Kapakburunlu yarasagiller (Rhinopomidae),
  • Yassı burunlu yarasagiller (Vespertilionidae),
  • Balık yiyen yarasagiller (Noctilionidae) familyalarını ihtivâ eder.

Dünyada 18 familyaya bağlı, 986 tür yarasa varken Türkiye’de 4 aileye bağlı, 30 tür yarasa bulunmaktadır. Türkiye’de yaşayan yarasa familyaları şunlardır:

  • Uçanköpekler ( Pteropodidae): Gözleri oldukça büyüktür, dış kulakları huni şeklindedir. Meyvelerle beslenirler.
  • Nal burunlu yarasalar ( Rhinolophidae): Burunları atnalı şeklinde, gözleri küçüktür. Kış uykusu sırasında serbest olarak baş aşağı sarkarlar ve uçma derisiyle bütün vücutlarını örterler. Böceklerle beslenirler.
  • Düz burunlu yarasalar ( Vespertilionidae): Burunları düz, gözleri küçüktür. Sadece böceklerle beslenirler. Koloniler halinde yaşarlar.
  • Kuyruklu yarasalar = Buldokyarasalar ( Molossidae): Kuyrukları oldukça uzun, kulakları büyük ve köşelidir. Kanatları dar ve uzundur. Pis kokarlar.

YARASALARIN BİLİMSEL ÇALIŞMALARA VE İLAÇ SEKTÖRÜNE KATKILARI

Meyve yiyen yarasalar, 450 kadar ticari maddeyi ve 80 kadar ilacı insanoğlunun hizmetine sunmaktadır. Yarasaların özellikle körler için ilaç kaynağı olması son derece önemlidir. Danimarka’da bir ilaç firması olan H.Lundbeck, yarasaların bir türü olan vampir yarasanın tükürüğünden felç ilacı üretmiştir.

Günümüzde felçli hastalarının %80’ ı ilk üç saat içerisinde tedavi edilememektedir. Nedeni de elimizdeki bütün felç ilaçlarının felcin oluşumundan üç saat sonra etkisinin kalmamasından dolayıdır. Geliştirilmiş yeni ilaç ise özellikle bu üç saatlik sürenin artırılmasını sağladığı için önem arz etmektedir.

Vampir yarasanın tükürüğünde yer alan ‘desmoteplase’ maddesi felç oluşumundan dokuz saat sonraya kadar etkisini kaybetmemektedir. Bu da ilacın, beyine giden atardamarların tıkanması sonucu meydana gelen felç vakalarının tedavisinde ve felç riski olan hastaların hastaneye ulaşmaları için gerekli olan altı saatzamanda etkili olabildiğini göstermektedir.

Örneğin; son yıllarda vampir yarasanın antikoagulan madde içeren salyasından insanlarda arteriosklerozis hastalığında kullanılan ve iyi sonuçlar alınan yeni bir ilaç da sentezlenmiştir. Genelde memeli bir hayvanın ömrü onun vücut ölçüsüyle ilgilidir. Bir tarla faresi nadiren bir yıldan fazla yaşamaktadır. Bir kedi 13 yaşında, köpek 14 yaşında, at 20 yaşında yaşlı sayılır. Ancak yarasaların birçoğu fareden daha ufak olduğu halde 15 veya daha fazla yıl yaşayabilmektedir. Ayrıca hayatları boyunca yağlı böceklerle beslenen yarasalarda yan etki olarak hiçbir rahatsızlık görülmemektedir.

20 yaşlarında bir yarasayla 1 yaşındaki bir yarasanın atardamar çeperinde bir yağ birikintisine rastlamak mümkün değildir. Bugün çözüm bekleyen konulardan biride ; yarasalar yağlı yiyeceklerle bol miktarda beslendiği halde damar hastalıklarına yakalanmamalarıdır. Memeli hayvanlar içerisinde sadece dişi yarasa, erkeğinin spermini depolayıp gerektiğinde ve uygun gördüğü zaman kullanabilen tek memelidir. Birçok yarasa türü kış uykusuna yatmadan evvel sonbaharda çiftleşirler. Dişide ancak ilkbaharda üreme hücresi (yumurta) meydana gelir ve kış uykusu müddetince vücudunda depoladığı spermle bunu döller. Hamile dişiler doğum oluncaya kadar erkeklerden ayrı olarak doğum koğuşlarında tünerler. Doğum oluncaya kadar erkekler buraya uğramazlar. Yavrular, haziran ve temmuz aylarında doğarlar. Genelde dişi, bir yavru doğurur. Bilim adamları dişi yarasaların sperm depolama hâdisesini henüz çözememiştir. Bununla ilgili olarak yoğun araştırmalar devam etmektedir.

Bunun çözümü suni tohumlamaya yardımcı olacaktır. Bu yolla saf ırk hayvanların spermlerinin uzun müddet bozulmadan saklanması ve ithal edilmesi gerçekleşebilecektir.

YARASALARIN NEDEN OLDUĞU ZARARLAR

Yarasalar dünya üzerinde, insanlardan sonra en fazla ve en yaygın memelilerdir. Antartika ve bazı küçük adalar haricinde dünya genelinde yaygındırlar. Zoonoz hastalıkların yayılması ve rezervuarı(taşıyıcı) olmaları bakımından önemli bir rol oynamalarına karşın, halen yarasalar ile ilişkili olançok sayıda zoonoz hastalıkların sebepleri ve nitelikleri konusunda çok şey bilinmemektedir.

Sadece dünya genelinde virus (kuduz virusu), bakteri, parazit, mantar ve riketsiyal etkenlere bağlı zoonitik hastalıkların yayılmasında rol oynadığına dair raporlar mevcuttur. Özellikle kuduz virusunun rezervuarı olan başta vampir yarasa olmak üzere farklı tür yarasaların kuduz hastalığının yayılmasında etkili olduğuna dair çok araştırma, deney ve raporlar mevcuttur. Yine vampir yarasalar çiftlik hayvanları üzerinde (sığırlar) her gece küçük miktarda kan emerek ve salyalarındaki antikoagulant maddeler ile kanama süresini uzatarak da bir ektoparazit gibi hareket ederler. Bu yönleriyle bakıldığında yarasalar ciddi şekilde sürü kayıpları ve kuduz gibi enfeksiyöz hastalıkları bulaştırmasıyla da ölüm sayısını arttırırlar.

Yarasalar ile ilgili 60 civarında virüs türünün neden olduğu hastalık rapor edilmiştir. Bunların çoğu, insanlarda tekrarlayan enfeksiyonlara neden olan, nesillere geçebilen önemli virüslerdir ve bunların 59’unu RNA virüsleri oluşturur. Bu virüslerin temel örnekleri; Lyssvirus (Liza virus) ve Henipa virüsüdür. Bazı yarasa türlerindeki Lyssvirus ile Corona virüs arasındaki ilişki, virüslerin kendine özel yarasa türleri ile ilişkili olduğunu göstermektedir.

Bu arada çok fazla yarasa türleri arasında Çapraz Enfeksiyon’un (Cross-infection) oluştuğu ve buna bağlı özel bariyerleri daha etkili bir şekilde aşabilen yeni viruslar meydana geldiği bilinmektedir. Yarasalarda şu anda bilinen virüsler yeniden araştırılmış ve insanlara bulaştırma risklerinin yüksek oluğu da tespit edilmiştir. Pteropodidae, Molossidae, Phyllostomidae, Vespertilionidae ailelerinin dahil olduğu belirli yarasa ailelerinin insan patojenleri ile ilişkili olduğu saptanmıştır.

Son on yılda, yeni keşfedilen ensefalitojenik zoonitik virusların, Megachiroptera, Pteropus, Chiroptera cinsi meyve yarasalarından yayıldığı fark edilmiştir. Bu virüsler şunlardır; Hendra virüs, atlarda ve insanlarda salgın hastalıklara neden olan eski adıyla Morbilli virüsüdür.

Lyssavirus (Liza virüs) ise Rhabdoviridae ailesine aittir. Kuduz ve akut ensefalitise neden olur, örneğin; Avusturalya’da Lyssavirus enfeksiyonlu kuduz belirtisi olan ve nonsuperatif ensefalitis olmak üzere iki enfeksiyon taşıyan bir insan belirlenmiştir. Ayrıca yine Avustralya’da iki insan ölmüş ve hayatta kalanların da virusu taşıdığı fark edilmiştir. Bu olaydan sonra daha fazla bu konunun üzerinde durulmuş,yarasalarla mücadelede koruyucu uygulamalara başvurulmuş ve virusa maruz kalınmadan önce inaktive edilmiş kuduz aşıları (Pasteur Merieux)koruyucu önlemlerin bir bölümü olarak enfeksiyona karşı uygulanmıştır.

Yine viruse maruz kalındıktan sonrada, insana kuduz immunglobülinlerinin ve inaktive edilmiş kuduz aşılarının uygulanması gibi uygulamalara başvurulmuştur. Nipah virüsü; insanlarda ve evcil domuzlarda salgın akciğer hastalığı ve ensefalitislere neden olur. Eşsiz özelliklere sahip bir virüs olmasının yanında, diğer paramyxo virüslerde bulunan biyolojik ve genetik özelliklerin çoğuna sahiptir. Nipah virüsü yüksek ölüm oranına sahip, respiratorik sendromlu fibril ensefalitislerine neden olur. Nipah virusunun taşıyıcısının meyve yarasaları olduğu bilinir.

Takip Et Ergunca:

Herkes Cennete Gitmek İster ama Hiç Ölmeden Cennete Gidilir mi?

Son yazıları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir