Tesbih Hakkında Bilgiler

Kategori: Bilgi Dağarcığı | 0

Tesbih Hakkında Bilgiler

Tesbih Nedir?

İnce bir ipe yan yana dizilmiş 33 ya da 99 boncuk tanesinden öte bir anlam taşıyan tesbih, hem İslami ibadetin bir parçası, hem kültürel bir motif hem de estetik özellikleriyle çok özel bir aksesuar.

Kimisi bir dua ve yaratıcıyı zikretme aracı olarak kullanıyor, bazısı delikanlılığın ve külhanbeyliğin simgesi olarak görüyor, kimi stres atma aracı olarak kullanırken, kimisi de belli başlı özellikleriyle kıymetli bir aksesuar ve koleksiyon parçası kabul ediyor.

Anlamı, simgesi ve değeri değişse de değişmeyen gerçek şu ki; tesbih yüzyıllardır hayatımızda.

Ortaya çıkışından beri öncelikli olarak ibadet amaçlı kullanılan tesbih, İslamiyet’te yaygın olarak 33 ve 99 taneli olarak kullanılıyor. Bunun yanında tekke ve dergahlarda, 500 ya da 1000 taneli tesbihler karşımıza çıkıyor. Farklı ülke ve kültürlerde, din ve inanışlarda ise tane sayısı değişiyor.

Tane, nişane, durak, imame, pul, hatime, çivi gibi değişik ad ve işlevleri olan parçalardan oluşan tesbih, işlenebilen her türlü malzemeden üretilebiliyor. İşlenebilen malzemeler ise büyük çeşitlilik gösteriyor. Ağaçtan, fosilden, değerli ve yarı değerli taşların yanı sıra hayvansal malzemelerden de yapılabiliyor. Kullanılan malzeme de tesbihi yapan ustanın sanatı, el işlemeleri ya da özgünlüğü kadar tesbihin değerinin belirlenmesinde önemli rol oynuyor.

Günümüzde birçok kişinin ibadet aracı olarak gördüğü tesbih; aynı zamanda yapımı, alım-satımı, kullanımı ve koleksiyonculuğu olmak üzere birçok alanda kendi uzmanlarını yaratmış, değerli bir sanat eseri ve aksesuar olarak kültürümüzde yerini alıyor.

Tesbihi Oluşturan Parçalar

İlk bakışta sadece bir araya getirilmiş boncuklar görünse de tesbihler, bazısı detaylarında gizli bazısı da dikkatli bakınca görülebilecek belli başlı parçalardan oluşur. Hemen hemen tüm tesbihlerde bulunması genel kabul görmüş ve tesbih dünyasına özgü isimler almış öğeler söyledir:

  • Tane (habbe):

Tesbihi tesbih yapan asıl unsurlardan biri olan ve yapımı büyük ustalık isteyen tanelerin çapı genellikle 4-10 mm arasındadır. Bunun yanında iri taneli tesbihler de mevcuttur ancak genellikle süs amaçlı ya da koleksiyonerlere özeldir. Küçük taneli tesbihlere ise halk arasında “Zenne-Kadın Tesbihi” denir.
Tesbih taneleri değişik biçimlerde yapılabilir. Şekline ve kesim biçimine göre farklı isimler alan taneler şöyle isimlendirilir: Yassıca yuvarlak (yumurta), beyzi (söbe), dolgun beyzi, yarım beyzi, şalgami (iki tarafı basık), kürevi (tam toparlak), kürevi üstüvane, fıçı, kesme (iki tarafı düz), armudi, sığırcık, arpa, ucu toparlak, fasetalı (elmas gibi tıraşlanmış). Çekim zevkine göre değişkenlik gösterse de, beyzi kesimin daha çok tercih edildiği söylenebilir.

  • Nişane (işaret/durak):

99’luk tesbihlerde, birinci ve ikinci 33’lük gruplardan sonra konulan tanedir. 99’luk tesbihlerde 2 adet nişane bulunur. 33’lük tesbihlerde ise nişanenin yerini, pul olarak tabir edilen küçük yassı, mercimeğe benzer iki tane alır. Pul, 11 tanede bir kullanıldığı gibi, imameden itibaren her iki tarafta da 5’le 6. taneler arasına da konulabilir.

  • İmame ve düğüm tanesi:

İmame, tesbihin iki ucunu birleştiren yassıca taneye verilen addır. İki yandan gelen ipler imameye, ya ortadaki tek delikten ya da alt yanlarda açılmış iki ayrı delikten sokulur ve yukarı uçta tek bir delikten çıkarılır. Bazen imamenin alt ucuna yakın boğum üzerinde torna sırasında yapılmış hareketli bir halka da bulunur. İmameden çıkan ipler düğümlenerek düğüm tanesi (takoz, kilit, fren) denilen küçük parçanın içine sıkıştırılır. Düğüm, imamenin hemen üzerinde bulunur ve yukarı kaymasını engeller.
Tesbihin hammaddesi ile aynı maddeden yapılması esas olan imame boyunun, tesbihi oluşturan tanelerin 4-7 tanesinin boyunda olması alışılmış bir kabuldür. Tesbih ustalarının ustalıklarını gösterdikleri temel parçalardan biri olan imame, koleksiyon tesbihlerinde üzerlerindeki işlemelerin anlaşılabilir olması için daha uzun olabilir.

  • Tepelik (Hatime):

Tesbihin ucunda püskül değil de kordon kamçı varsa, bu kamçının en üst ucunda tesbih ustasının zevkine göre yapılmış bir parça bulunur. Bu parçaya tepelik ya da hatime denir. Tepeliğin en üst ucuna çivi adı verilen bir parça ilave edilir. Kordonun ucu bu çiviye bağlanarak tepeliğe sıkıştırılır. Çivi hem tesbihin dizilmesini tamamlar hem de tepelik parçasının en üstünü zarif şekilde tamamlar.
Kamçı (Püskül): İmamenin üst ucuna bağlanan ibrişimden, ipekten, gümüş ya da altın tellerden yapılmış püsküllerdir. İmame uzadıkça, tesbihler güzelleşir. Genel olarak kamçı üzerinde 3-4 adet tane bulunur. Bu taneler, tespih taneleriyle aynı formatta olmakla birlikte genellikle daha küçük çapta olurlar.

Tesbihin Tarihçesi

İnsanlık tarihinde ipe dizilmiş boncuklara, ibadet aracı olarak kullanılmadan çok önce de çeşitli “anlamlar” yüklenmişti. Yaşanılan dönemin koşullarına göre avda şans getirmesi, savaşta düşmandan koruması, zaman zaman hastalıktan korunmak için muska ya da nazarlık niyetiyle kullanıldığı bilinmekteydi. Ancak, tesbihlerin en kalıcı şekilde insan hayatına girişi din aracılığıyla oldu.

Ortaya çıkışı ve yaygınlaşması konusunda çok çeşitli kaynaklarda muhtelif bilgiler yer alsa da, ilk tesbihlerin Budizm ve Hinduzim inancında kullanıldığı genel kabul görmüş bir bilgidir. Tesbih kullanımı Hindistan’dan doğuya, oradan Ortadoğu’ya, en sonunda da Avrupa’ya yayılmıştır. Ve yayılım gösterdiği her coğrafyanın dinlerinde; Müslümanlık, Hıristiyanlık (Katolik), Hinduizm ve Budizm’de duaları ve dualar arası bölümleri saymak amacıyla kullanılmıştır.

Tesbih Nasıl Çekilir?

Tesbih çekmek, yaygın anlamıyla namaz ibadeti sonrasında Allah’ın adını zikretmek amacıyla taneleri çekmektir. Baş ve işaret parmaklarının orta parmak üzerine yerleştirilen tesbih tanelerinin, bileğe doğru hareket ettirilirken, bununla eş zamanlı olarak da sesli ya da içten, Allah’ın adını her bir tanede tekrar etmektir.

Toplumsal hayatın farklı alanlarında çeşitli şekillerde karşımıza çıksa da, dini ibadet esnasında tesbih, bu esasa uygun olarak çekiliyor.

Bunun yanında, çeşitli parçalarının tornada çekilerek yapılmasından dolayı, tesbihin üretim sürecine de “tesbih çekmek” deniyor.

İnanç ve Tesbih

Çok çeşitli özel maddelerden yapılmış belirli sayıda boncukların, ipe dizilip ibadet ederken kullanılması; tesbihin ortaya çıkış noktasının ve insanoğlunun inanış biçimleri ile sıkı ilişkisinin en önemli göstergesi.

Kaynaklara göre, ilk olarak Hindu inanışında görülse de hemen hemen tüm dinlerde ibadetin bir parçası olan tesbih, İslamiyet, Hıristiyanlık, Musevilik, Hinduzim ve Budizm inançlarında önemli bir yere sahip. Hemen hemen tüm dinlerde temel olarak yaratıcı ile bağ kurma ve ona ulaşmanın bir aracı. Yüzyıllar içerisinde ve günümüzde, ibadet dışında farklı amaçlar için kullanılsa, kültürel anlamlar yüklense de inanç dünyasındaki yeri değişmez şekilde varlığını koruyor.

İslamiyet’te Tesbih

İslamiyet’te, namaz ibadetinden sonra tesbih çekilir. Namaz sonrası dua ederken çekilen tesbih, ibadetin tamamlayıcısıdır. Aynı zamanda ibadet edenin şaşırmasını önleyen önemli bir aracıdır. Çünkü Namazdan sonra okunan dualar sırasında 33’er kez “Sübhanallah”, “Elhamdülillah” ve “Allahüekber” denir. Tespih öncesinde Müslümanlar dualarını okurken şaşırmamak için ellerindeki boğumları sayma yolunu denemişlerdir. Normal bir insan elinde 14 boğum olduğu kabul edilerek dua sırasında başparmak iki kez bu boğumlar üzerinde dolaştırılmış, ardından küçük parmağın üç, yanındakinin iki boğumu da işaretlenince 33 sayısı hesaplanmıştır.

Farklı kaynaklarda ise ibadet esnasında 33 küçük taş parçası ya da benzer maddelerin bir tarafa konduğu; dua sırasında bunların sayılarak diğer tarafa aktarıldığı ve bu şekilde ibadetin tamamlandığı bilgisi yer almıştır. Bu gibi farklı yolların denenmesi sonrasında yuvarlak boncukların ipe dizilip sayılması ile ilk tesbihler de ortaya çıkmıştır.

İsamiyet’te dinsel amaçlı olarak kullanılan tesbihler, yaygın olarak 99’luk tesbihlerdir. Esma’ül Hüsna’da geçen Allah’ın 99 güzel adını zikretmeye dayanan bu tesbihlerin yanı sıra, 33’lük tespihler de kullanılmaktadır. 99’luk tesbihlerde, her 33 tanenin arasında takılan ve bunları birbirinden ayıran taneye “nişane”, ipin iki ucunu bir araya getiren uzun yassı taneye ise “imame” denir. İmamenin tepesine takılan ve nişane’ye benzeyen fakat deliği ikili olan parçaya ise “tepecik” adı verilir. Bunun yanında 500 ve 1000 taneli tesbihler, daha çok tekke ve dergahlarda “zikir tesbihi” olarak kullanılmıştır.

Her kültürde farklı sayıda taneler

Tesbih; Hıristiyanlık, Hinduizm, Bahailik ve Yahudilik’te de ibadet aracı olarak kullanılır. Yapımında kullanılan malzeme gibi, tesbihi oluşturan tanelerin sayısı da dinlere, ülkelere ve mezheplere göre değişkenlik gösterir.

İslami inanışta yaygın olarak 99’luk ve 33’lük tespihler kullanılırken Budizm ve Hinduizm’de tesbihler 108 ya da 27 tanelidir. Yine Hindistan’da yaygın olan Sih inanışında da tane sayısı 108’dir. “Dünya vatandaşlığı” idealine sahip Bahailik inanışında ise 95 taneli tesbihler kullanılır. Yunanlıların tespihlerindeki tane sayısı ise 17 ve 21’dir. 45 taneli tesbihler, İran’da ve Arap ülkelerinde yaşayan Şiiler’de kullanılır.

Değerli Taş Tesbihler (GEM)

Değerli taşlar (GEM), hem kendilerine has estetik güzellikleri hem de şifalı özellikleriyle ilk çağlardan bu yana insanlık tarihinde yer bulmuştur. Taşların kutsallığına, büyüsüne ve kişileri etkileme gücüne her daim inanmış olan insanoğlu, günümüze kadar da bu inanışı sürdürmüştür.

Değerli doğal taşlar, özellikle insan vücuduyla yakın temas haline bulunabilecek alanlarda kullanılmış, başta çeşitli zıynet eşyaları olmak üzere takılarda, aksesuarlarda ve süs eşyalarının yapımında kullanılmıştır. İşlenmeye uygun özellikleri ve yaygınlıklarına göre kendi içlerinde gruplandırılabilen taşlar, tesbih yapımı için de vazgeçilmez malzemelerden biridir. Değerli taş malzemeler, sertlik derecelerine ve doğada bulunabilme özelliklerine göre yapıldıkları tesbihin de değerini belirlerler.

İşte, tesbih üretiminde kullanılan değerli naturel taşlar:

  • Akik Taşı Tesbih
  • Oniks Taşı Tesbih
  • Zebercet Tesbih
  • Necef Tesbih
  • Yakut Tesbih
  • Zümrüt Tesbih
  • Topaz Tesbih
  • Akuamarin Tesbih
  • Aleksandrit Tesbih
  • Ametist Tesbih
  • Anjelit Tesbih
  • Aventurin (Yıldız Taşı) Tesbih
  • Aytaşı Tesbih
  • Azurit Tesbih
  • Çeroit Tesbih
  • Jasper Tesbih
  • Kalsedon Tesbih
  • Kantaşı Tesbih
  • Kaplangözü Tesbih
  • Kuvars Tesbih
  • Labradorit Tesbih
  • Lal Taşı Tesbih
  • Lapis Tesbih
  • Malahit Tesbih
  • Opal Tesbih
  • Sedef Tesbih
  • Sitrin Tesbih
  • Sodalit Tesbih
  • Turkuaz (Firuze Taşı) Tesbih
  • Turmalin Tesbih
  • Yeşim Taşı Tesbih

Fosil Tesbihler

Bir tesbihin yapımında kullanılan ve tesbihin değerini de belirleyen en önemli özelliklerden biri işlenen malzemedir.

Bu anlamda, oluşumu uzun yıllar süren ve nadir bulunan fosillerden yapılmış kehribar tesbih, oltu taşı tesbih ve lüle taşı tesbihler oldukça değerli kabul edilir.

Hayvansal malzemelerden elde edilen tesbih türleri:

  • Bağa (Kaplumbağa) Tesbih
  • Balina Dişi Tesbih
  • Boynuz Tesbih
  • Deve Kemiği Tesbih
  • Fildişi Tesbih
  • İnci Tesbih
  • Mercan Tesbih

Geçmişten Bugüne Tesbih Sanatı

Genel olarak ibadetin bir parçası olarak görülen ve çok kıymetli maddelerden yapılan tesbihler 33’lük ve 99’luk dizileriyle aynı zamanda bir sanat dalı olarak gelişmiştir. İlk bakışta “boncukların yan yana dizilmesi” olarak görünen tesbih yapımı, günler hatta haftalar alabilen ve onu yapan ustanın yoğun emek gücüne dayanan incelikli bir işçilik gerektiren bir sanat alanıdır.

Osmanlı Devleti döneminde, hemen hemen tüm el sanatlarında belirgin olan dini çizgi, tesbih sanatında da kendisini gösterir. Ebru, Hat Sanatı gibi el sanatlarının ardından bu çizginin öne çıktığı sanat, tesbihçiliktir. Osmanlı’da ilk tesbihlerin hangi ustalar tarafından ve ne zaman işlendiği hakkında kesin bir bilgi yoktur. Arşivlerde, tesbih ile ilgili net bilgiler 16. yüzyılın sonlarını işaret etmektedir.

Eser-i İstanbul

Tesbih sanatı, Osmanlı Devleti döneminde ve özellikle 19. yüzyılda verilen eserlerle zirveye ulaşmıştır. Özellikle bu yıllarda İstanbul’da yapılan tesbihler, dünya çapında ün kazanmış; Osmanlı ustalarının yaptığı tesbihler Hac zamanı Hicaz’a götürülüp hediye olarak dağıtılıp satılmıştır. “Eser-i İstanbul” olarak ünlenen bu tesbihlerin ticaretini yapmak için dünyanın çeşitli yerlerinden Kapalıçarşı’ya çok sayıda tüccarın geldiği de bilinmektedir.

Bu tarihlerin, tesbih sanatının en parlak yıllarına işaret etmesinin ardında, şüphesiz dönemin sanat ahlakı ve anlayışı büyük öneme sahiptir. Zira bu dönemde, herhangi bir ustanın elinden çıkmış bir model, onun imzası olarak kabul edilir; hiçbir usta diğerinin modelini yapmazdı. Her ustanın büyük bir incelikle ortaya çıkardığı eser, bu anlayış çerçevesinde “biricik” olma özelliğini de doğal olarak gösteriyordu. Bunun yanında, “tesbih elde sallanmaz, onunla meşk edilir. Tesbih çekilirken ona verilen emeğe saygı gösterilir” düşüncesi de tesbih sanatının önemi ve saygınlığını ortaya koyan anlayışlardan biridir.

19. yüzyılda yüzlerce atölyenin ve tesbih ustasının olduğu, üretilen modellerin “Eser-i İstanbul” olarak adlandırıldığı tespihlere ilgi, 20. yüzyıl ile birlikte giderek düştü. Cumhuriyet dönemi ile birlikte ise tesbih atölyeleri ve imalathaneler, hızla kapanmaya başladı.

Ancak 1970’li yıllara gelindiğinde tesbih merakının yavaş yavaş yeniden artmasıyla imalathane ve dükkanlar da tekrar kapılarını açtı. Günümüzde ise İstanbul ve Anadolu’nun çeşitli kentlerinde imal edilen tespihler, başta Kapalıçarşı’daki dükkânlar olmak üzere birçok yerde bulunabiliyor.

Tüm bunların yanında, üretime bilgisayar teknolojisinin dahil edilmesi, eski teşbihlerin birebir kopya edilmesi ve özgün yeni eserler üretilememesi sorununu da beraberinde getiriyor. Bu durum da tesbih sanatını olumsuz etkiliyor. Ancak buna rağmen, hem tesbihe gönül verenler hem de koleksiyonerler, elde çekilmiş eserlere rağbet gösteriyor.

Tesbih Nasıl Yapılır?

Osmanlı döneminde bir sanat ve ustalık işine dönüşen tesbih yapımı, mahir tesbih ustalarının “kemane” adı verilen tornalarında gerçekleşmiştir. Elle veya ayakla çalışan kemaneler ve ona eşlik eden el matkapları günümüzde artık kullanılmıyor. Değişen koşullarla birlikte tesbihler de “çekim” adı verilen modern yöntemlerle yapılır hale geliyor.

İdeal Tesbih Nasıl Olmalı?

Her ne kadar üzerinde uzlaşılmış genel geçer kurallar olmasa bile bir tesbihin “iyi” olarak tanımlanabilmesi için taşıması gereken belli başlı özellikler olduğunu söylemek mümkün. Malzemesinden, tanelerin şekillerine, yapan ustasından özel işlemelerine kadar her aşamasında özenle üretilen tesbih, tüm bu aşamalar sonucu kazandığı özelliklerle değerlendiriliyor. Bilhassa bu işe gönül vermiş tesbih meraklılarının ve tesbih koleksiyonerleri ideal bir tesbihte pek çok özellik arıyor.

Yaygın olarak iyi bir tesbihte olmazsa olmaz denilen özellikler ise kısaca şöyle sıralanıyor:

  • Tesbihin yapıldığı maddenin kıymetine, yapılışındaki güçlüğe ve ustanın sanatına göre kıymeti artar.
  • Tesbihin taneleri aynı büyüklükte ve aynı şekilde olmalıdır. Tanelerde bir kaçıklık olmamalıdır.
  • Tanelerin delikleri mümkün olduğunca ince ve konik olmalıdır.
  • Bir tesbihte olması gereken nişane, imame, tepelik kamçı gibi bölümlerin eksiksiz olarak tesbihte yer alması gerekir.
  • Tesbihin çok iyi cilalanmış olması, üzerinde torna veya zımpara izi kalmamış olması gerekir.
    Tanenin boyutlarıyla imame ve kamçıdaki diğer unsurlar arasında zarif bir estetik, uyum ve tamamlayıcılık olmalıdır.
  • İmame yukarıdan tutularak bakıldığında taneler, her iki yanda muntazam bir sütun halinde durmalı, sağa sola eğrilen ve zikzaklı bir görünüm olmamalıdır.
  • Şeffaf taneli tesbihlerde, tanelerin dizilişinde ton uyumuna dikkat edilmelidir.
  • Tüm bu değerlendirmeyi yapabilmek için ise öncelikle malzemeyi tanımak gerekir. İkincisi, tesbihin biçimlerini ve ortaya çıkış sürecini bilmek, yani biraz olsun bu işe gönül vermek gerekir. Gönül vermek demişken, bu işe gönül veren, incelikli bir ustalıkla tesbihi hayata geçiren ustaları da tanımak gerekir.

Tesbih ve Koleksiyonculuk

Sanatın her dalında olduğu gibi, tesbih sanatında da bu işle çok yakından ilgilenen, verilen eserlerin sıkı takip eden ve özenle yapılmış nadide eserleri toplamaktan, kendi tesbih arşivine sahip olmaktan zevk duyan koleksiyonerler bulunuyor. Tesbihin yapımında kullanılan malzemeden, tesbihi işleyen ustaya ve tesbih bütünlüğünün sahip olduğu zarafete kadar çeşitli özellikleri ile öne çıkan tesbihler, ustasının el emeği ve kullanılan malzeme ölçüsünde değerleniyor. Bu nedenle, büyük emek verilerek günler süren eş işçiliği ile yapılmış ve nadir bulunan malzemelerden işlenmiş tesbihler, koleksiyonlarda her daim yer bulabiliyor.

 

Takip Et Ergunca:

Herkes Cennete Gitmek İster ama Hiç Ölmeden Cennete Gidilir mi?

Son yazıları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir