Teberrük Nedir? Teberrük Hakkında Bilgi

Kategori: Bilgi Dağarcığı | 0

Teberrük Nedir?

Teberrük ne demektir?
Sual: Teberrük, teberrüken ne demektir?
CEVAP
Teberrük, bir şeyi bereket veya saadet vesilesi sayarak almak veya vermek demektir. Uğur ve bereket saymak, ilahî hayra ortak olmak anlamına da gelir. Teberrüken, bereket ve saadet vesilesi olarak demektir.

Eshab-ı kiram, Resulullah’ın kullandığı eşyalarla teberrük ederlerdi. Abdest alırken kullandığı sularla, mübarek terleriyle bereketlenirlerdi. Gömleği, bastonu, kılıcı, terlikleri, bardağı, yüzüğü ve kullanmış olduğu her şeyle bereketlenirlerdi. Müminlerin annesi Ümm-i Seleme validemizin yanında, Peygamber efendimizin mübarek

sakalından bir kıl vardı. Hasta gelince, kılı suda bırakır. Sonra çıkarıp bu suyu ona içirirdi. Mübarek bardağına su koyup, şifa için içerlerdi. (Usul-ül-erbea)

İmamı Şafii hazretleri buyurdu ki:
İmam-ı a’zam Ebu Hanife ile teberrük ediyorum. Zor bir durumda kalınca, kabrine gidip iki rekât namaz kılarak Allahü teâlâya yalvarıyor ve dileğime kavuşuyorum. (Huccet-ül-İslam)
Selefiyiz diyenler, teberrük etmeye şirk diyorlar. Taştan, ağaçtan, puttan veya gayrimüslim mezarından teberrük şirk olur, fakat Enbiyanın ve Evliyanın kabirlerini ziyaret edip, onların bereketiyle Allahü teâlâdan feyz ve bereket beklemeyi bunlara benzetmek, cahilliktir. Bu yüzden milyonlarca Müslüman’a küfür ve şirk damgasını basmak da, Müslümanlar arasında bölücülüktür. (Kıyamet ve Ahiret)

Evliyadan yardım istemek
Sual: Enbiyadan ve evliyadan bir şey yapmalarını istemek mesela, (Yâ Resulallah, bana şefaat et, yâ Abdülkadir Geylani, kiralık ev bulmama yardım et) demek caiz midir?
CEVAP
Abdülaziz Dehlevî hazretleri Fatiha suresinin tefsirinde buyuruyor ki:
Birinden yardım istenirken, yalnız ona güvenilirse, onun Allahü teâlânın yardımına mazhar olduğu düşünülmezse haramdır. Eğer yalnız Allahü teâlâya güvenilip, o kulun Allah’ın yardımına mazhar olduğu, Allahü teâlânın her şeyi sebeple yarattığı, o kulun da bir sebep olduğu düşünülürse caiz olur. Peygamberler ve Evliya da, böyle düşünerek başkasından yardım istemişlerdir. Böyle düşünerek birinden yardım istemek, Allahü teâlâdan istemek olur. (Tahkik-ul-hakkıl-mübin)

Abdülhakîm Siyalkütî hazretleri de buyuruyor ki:
Ölü yardım yapamaz diyenler, ne demek isterler ki? Dua eden, Allahü teâlâdan istiyor. Duasının kabul olması için, Allahü teâlânın sevdiği bir kulunu vasıta yapıyor. (Ya Rabbi! Kendisine bol bol ihsanda bulunduğun bu sevgili kulunun hatırı ve hürmeti için bana da ver)diyor. Yahut Allahü teâlânın çok sevdiğine inandığı bir kuluna seslenerek, (Ey Allah’ın Velisi, bana şefaat et! Benim için dua et! Allahü teâlânın dileğimi ihsan etmesi için vasıta ol!) diyor. Dileği veren ve kendisinden istenilen, yalnız Allahü teâlâdır. Veli yalnız vesiledir, sebeptir. (Zad-ül-lebib)

Bir kimsenin, (Yâ Abdülkadir Geylani, kiralık ev bulmama yardım et) demesinin hiç mahzuru olmaz. Şartlarına uyarak, sebeplerine yapışarak isterse, Allahü teâlâ ona kiralık ev nasip eder. Bu şartların birincisi, o zatın Allahü teâlânın sevgili kulu olduğuna, nerede yardım istenirse oradaymış gibi yardım edeceğine inanmak, ikincisi de yardım edeceğinde hiç şüphe etmemektir.

Evliya zattan direkt yardım istenir
Sual: Türbeye gidip, oradaki evliya zattan direkt yani doğrudan doğruya yardım istemenin şirk olduğunu söyleyenler oluyor. Doğrudan istenmiyorsa niye türbeye gidiyoruz ki?
CEVAP
Doğrudan yardım istemenin şirk olan ve olmayan kısmı vardır. Ama Müslüman, doğrudan doğruya yardım istese de şirk olmaz. Çünkü o, evliya zatı yaratıcı olarak bilmez. Esas yardım edenin Allahü teâlâ olduğunu bilir.

Evliya zatın Allah’tan gayri olarak yardım edeceğine inanan kimse, zaten küfre girmiştir. Putlardan ister gibi evliya zattan doğrudan yardım istemesi şirk olur. Bu niyetle, (Ya Abdülkadir Geylani, ya Tezveren dede, bana şunu ver) demek şirktir. (Ya Rabbi! Abdülkadir-i Geylani hürmeti için bana şunu ver! Seyyidet Nefise hürmetine hastama şifa ver) demelidir.

Araf sûresinin, (Allah’tan başka her kime dua ederseniz, onlar da sizin gibi kuldur. Kimseye yardım edecek güçleri yoktur)mealindeki 194. âyet-i kerimesi kâfirlerin putlarına tapınmalarının şirk olduğunu bildirmek için gelmiştir. Evliya zatları putlara benzetmek doğru olmaz. Müslüman, puttan ister gibi istemez. Allah’ın izniyle evliya zatın yardım ettiğine inanır. Şu meşhur menkıbe bunu güzel açıklamaktadır:
Ebul Hasan-ı Harkanî hazretleri, sefere çıkan talebelerine, (Sıkışınca benden yardım isteyin) buyurur. Yolda talebelerini eşkıya yakalar. Kurtulmak için Allahü teâlâya dua ederlerse de kurtulamazlar. Bir talebe, (Yâ Ebel Hasan, imdat!) der. O talebeyi eşkıya göremez. Diğerlerinin neleri varsa alırlar. Sefer dönüşü hocalarına, (Biz Allah’tan yardım istediğimiz hâlde soyulduk, fakat şu arkadaşımız sizden yardım isteyince kurtuldu. Bunun hikmeti nedir?) derler. O da,(Allahü teâlâ, günahkâr kimselerin duasını kabul etmez. Arkadaşınız, benden yardım isteyince, onun duasını Allahü teâlâ bana duyurdu. Ben de, “Yâ Rabbî, bu talebemi kurtar!” dedim. Allahü teâlâ da kurtardı. Ben sadece vasıta oldum, dua ettim. Kurtaran Rabbîmizdi) diye cevap verir. (Tezkiret-ül-evliya)

Yatırdaki zattan da, direkt böyle yardım istemenin hiç mahzuru olmaz. Diri zata yardım etme kuvvetini veren Allahü teâlâ, ölüye de vermektedir. Diriden veya ölüden yardım istemenin farkı olmaz, çünkü ruh ölmez. Ölmüş olan Hızır aleyhisselamın ruhunun yardım etmesi de böyledir.

Türbenin yanına gelip, (Yâ Rabbi şurada yatan evliya zatın hürmetine bana şunu ver!) demek ayıp olmaz mı? O şekilde dua, hiç yatıra gelmeden evde de yapılabilir. Kabre gelip huzuruna durunca, bizzat kendisinden istenir. Hadis-i şerifte, (Sıkışınca, kabirdekilerden yardım isteyin) buyuruluyor. (Kabirdekileri vasıta ederek dua edin!) denmiyor. Bizzat istemek gerekir. Yatırdaki ölü değildir, ruh ölmez. Kâfirlerin bile ruhları ölmez, onların işittiği Buhari’deki hadisi şerifte bildirilmektedir.

Evliya bir zatın kabrine gidince, mesela, (Ey mübarek zat, senin Allah indinde kıymetin büyüktür. Bana kiralık bir ev lazım, bana yardımcı ol!) denir. O zat da, dua eder ve duası da kabul olursa, Allahü teâlâ bize kiralık bir ev nasip eder. Neticede isteğimizi, dileğimizi Allahü teâlâ veriyor. Müslümanın, verenin yaratanın Allahü teâlâ olduğunu bilerek, yatırdaki evliya zattan yardım istemesinin hiçbir mahzuru olmaz.

Takip Et Ergunca:

Herkes Cennete Gitmek İster ama Hiç Ölmeden Cennete Gidilir mi?

Son yazıları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir