Derviş ve Kabadayı: Kabağın da Bir Sahibi Var
Derviş ve Kabadayı: Kabağın da Bir Sahibi Var
Vaktiyle bir derviş berbere gidip:
– Vur usturayı berber efendi, der.…
Derviş ve Kabadayı: Kabağın da Bir Sahibi Var
Vaktiyle bir derviş berbere gidip:
– Vur usturayı berber efendi, der.…
Osmanlı'da Berber Olmak Avrupa'ya karşılıksız ilan- aşk etmeden önce berberin adı "hallak" idi; yani "traş eden" demek. Sonra İtalyancanın "barbiere"sini alıp "berber" yaptık . Derken batılılaşma merakının zirveye çıktığı 1900'lerin başında "berber" yerine "perukar" demeye başladık; ama kısa zamanda onu da bıraktık ve Fransızcada "saçını düzene koymak" demek olan "coiffer" fiilinden gelme "kuaför'ü ithal edip biraz daha Avrupalılaştık! Şimdilerde Berberler Odası'ndan alınan bir sertifika ve cafcaflı dekorlarla süslü bir dükkanla bu iş yapılabiliyorsa da Osmanlı'da berberlik yapmak herkesin harcı değildi. Berber deyip de geçmeyin, sakın. O, bulunduğu semtin operatörüdür; çocukları sünnet eder, hacamatın her türlüsünü yapar, kan çıbanlarını yarıp temizler, dişçilik yapar; hatta sülük bile tutardı. Sultan Mecid zamanında basılmış "Berberlik Adabı"…