Sokaktayım Şiiri-Muammer Baran
Sokaktayım
Yıllardır sevdiğimi arıyorum
Gözlerim onun sevgisiyle bağlı
Allah’ı arıyorum.…
Yıllardır sevdiğimi arıyorum
Gözlerim onun sevgisiyle bağlı
Allah’ı arıyorum.…
Orta Asya’dan geliyor sanki günlerce
Üstündeki savaşçısı vurulmuş
Çok bilge. Geleceği gören,
Yıldızları okuyan bir at.
Bir dağın bir bulutu sanki Hera’nın şekli
Sentor efsanesinin atı sanki
Argos kralının kızının düğününde
Gelini kaçırdıkları at…
Dikbasan Camisinde ezan okunduğu zaman
Mevsimler değişir gibi kımıldanır içim.
Dudaklarımda doğar dualar ve güneşler.
Işır gözlerimle öyle melekler ki
Cennet bahçelerinde Kevser içmişler.…
Bülbül-ü zâr’a Sitem Kim?
Hakk adına sabır edip her cefâya yüreği taş olan kim?
Sahralara çile rüzgarlarında savunmasız savrulan kim?
Muhammedi nur uğruna narlarda, korunmasız kavrulan kim?…
Sen bana kendini öyle sevdirdin ki
Mercan ışığında titredi
Dudakların
Seni seviyorum derken.
Deniz kızlarının gözyaşlarını
Taşıdın bana.
Uçan kuşların kanatlarını.
Güller taşıdın bana kırmızı.
Bir gül dalına kondurdun
Bülbül yaptın beni.
Sen bana kendini öyle sevdirdin ki…
Hak hırkası giyeli beridir
Çocuklara mızıka çalar gibi
En güzel dualarımı
Geceleri söylerim toprak yatağımda
Melekler üstümü örter sıcaklıklarını hissederim
Melekler beni dinler etrafımda
Hepsi nur kesilmiş.
Evim gökyüzü geniş mi geniş
Geceler benim zikrimdir.…
Bahçemde bir sevgi istiyorum ben, bir huzur
Patlayan tomurcuklu güller vermek istiyorum.
Süs değil, vefasız değil gerçek bir yar istiyorum
İnsan birlikte yaşlanacağını bilirse huzurlu olur.…
Dilerse gözümü giryan eden Allah,
Dilerse bağrımı biryan eden Allah,
Dilerse hak ile yeksan eden Allah,
Dilerse lütf ile ihsan eden Allah.
Dilerse gönlümü handan eyliyen,
Dilerse canımı canan eyliyen,
Dilerse sırrımı ayan eyliyen,
Dilerse damlayı umman eden Allah.…
Rabbimin Aşkıyla Kavruldum Piştim
Ömrümce hep Rabbimi sevdim
Felekle arkadaştım, acılar çektim.
İnsan bahçesine iyilikler ektim
Elim kötüye giden olmadı.
Mala darıldım, eşyaya küstüm
Bilgi poyrazıydım durmadan estim
Vakitsiz kırıldı elimde testim
Buza yattım ciğer veren olmadı.…
BİR GECE
On dört asır evvel, yine bir böyle geceydi,
Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi!
Lâkin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler;
Kaç bin senedir, hâlbuki bekleşmedelerdi!
Nerden görecekler? Göremezlerdi tabî’î:
Bir kerre, zuhûr ettiği çöl en sapa …