Muamma Ustası: Şair Emri’nin Hayatı ve Eserleri

 Muamma Ustası: Şair Emri'nin Hayatı ve Eserleri

Şair Emri (Emrullah)

16. yüzyıl divan şairlerinden Emri’nin doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1490-1500 yılları arasında İstanbul’da doğduğu tahmin edilmektedir. Asıl adı Emrullah olan şair, edebiyat dünyasında “Emri” mahlasıyla tanınmıştır. Medrese eğitimi alarak dönemin klasik ilimlerini öğrenen Emri, hem dinî ilimlerde hem de şiir sanatında derinleşti. Özellikle Halveti tarikatına olan bağlılığı, onun düşünce dünyasını ve eserlerini şekillendiren önemli unsurlardan biri oldu.

Yaşamı ve Kariyeri

Emri, gençlik yıllarında Bursa, Edirne ve İstanbul gibi Osmanlı’nın önemli şehirlerinde kadılık görevlerinde bulundu. Ancak resmî görevlerinden duyduğu tatminsizlik ve manevi arayışları nedeniyle bu mesleği bırakıp kendini tasavvufa ve şiire adadı. Bu dönemde İstanbul’un kültür ve sanat çevrelerinde aktif rol aldı. Dönemin ünlü şairleriyle kurduğu ilişkiler, özellikle Fuzuli ve Baki’nin etkisi, onun şiirlerinde lirizm ile hikmeti birleştiren özgün bir üslup geliştirmesine katkı sağladı.

Edebi Kişiliği ve Eserleri

Emri’nin günümüze ulaşan en önemli eserleri, Divan’ı ve muamma türündeki edebi bilmeceleridir. Ölümünden sonra düzenlenen Divan’ı, klasik şiir geleneğini yansıtan zengin bir içeriğe sahiptir. Akademisyen Yekta Saraç’ın titiz çalışmasıyla hazırlanan tenkitli basımda, iki kaside, 581 gazel, iki tahmîs, birer müstezad, murabba, muhammes, müsemmen ve 530’dan fazla mukatta‘ (kıta) tespit edilmiştir. Divan’ın Türkiye’de ve yurt dışında pek çok nüshası bulunmakta, bu durum eserin döneminde ne kadar yaygınlaştığını göstermektedir.

Şairin bir diğer dikkat çeken yönü, muamma alanındaki ustalığıdır. Muamma, şiirde harf ve kelimelerle gizlenmiş isim veya tarihlerin çözülmesini gerektiren edebî bir bilmece türüdür. Emri’nin bu alanda kaleme aldığı 650’den fazla muamma, Yekta Saraç tarafından derlenerek müstakil bir eser haline getirilmiş ve yayıma hazırlanmıştır. Ayrıca, tarih düşürmedeki (ebced hesabıyla olayları tarihlendirme) maharetiyle bilinen Emri’nin bu alandaki örnekleri ne yazık ki sınırlı sayıda günümüze ulaşmıştır.

Emri’nin şiirlerinde özellikle tasavvufi derinlik ön plandadır. İlahi aşk, dünyanın geçiciliği, insan ruhunun yücelişi ve ahiret kavramları, onun eserlerinde sıkça işlenen temalardır. Şiirlerinde, hem klasik gazel anlayışına bağlı kalmış hem de özgün imgelerle şiir dünyasını zenginleştirmiştir.

Eserlerinden Örnekler

Aşağıda, Emri’nin Divan’ından seçilmiş bir gazel, günümüz Türkçesiyle açıklamalı olarak verilmiştir:

Gazel

Küşte-i tîg-ı gam-ı aşk olduğumçün ey melek
(Aşkın gam kılıcıyla yaralandığım için ey melek,)
Bir zümürrüd türbe yaptı üstüme çarh-ı felek
(Felek, üstüme zümrütten bir türbe inşa etti.)

Kehkeşândır rişte-i tesbîh encüm danesi
(Tesbih taneleri yıldızlardır, gökyüzü bir tesbih ipi,)
Üstüme ol türbede tesbîh-hândır her melek
(O türbede melekler, üstümde sürekli tesbih çeker.)

Mihr ü mehtir sanma iki türbe-dârımdır benim
(Güneş ve ayı türbedarım sanma; onlar benim bekçilerim,)
Birisi ahşama dek bekler birisi subha dek
(Biri akşama, diğeri sabaha kadar bekler.)

Türbetimde her gece yanar kanâdildir nücûm
(Mezarımda her gece yıldızlar kandil gibi yanar,)
Meşhedim üstünde örter yâ felek altın benek
(Felek, türbemi altın beneklerle örter eyvah)

Kabrim üstünde kurulmuş haymedir çarh Emriyâ
(Emri’nin mezarı üstünde felek bir çadır kurmuş,)
Zer tınâbıdır şuâ-ı âfitâb âhım direk
(Güneş ışınları direk, ahım ise altın iplerdir.)

Şiirdeki tasvirler, insanın ilahi aşk uğruna fani bedeninden sıyrılışını ve ebediyete yükselişini sembolize eder.

Bu gazelde Emri, aşkın acısını ve ölüm temasını tasavvufi bir bakış açısıyla ele alır. Felek’i mezarını süsleyen bir mimar, güneşi ve ayı türbedarlar, yıldızları ise sürekli tesbih çeken melekler olarak tasvir eder. Şiirdeki tasvirler, insanın ilahi aşk uğruna fani bedeninden sıyrılışını ve ebediyete yükselişini sembolize eder. Aynı zamanda, evrenin büyük bir döngü içinde işlediğine ve insan ruhunun bu düzen içinde bir yolculuk yaptığına dair mistik bir anlatım sunar.

Ölümü ve Mirası

Şairin ölüm tarihiyle ilgili kaynaklarda 1575-1576 yılları işaret edilir. İstanbul’un Üsküdar ilçesinde vefat eden Emri’nin mezarı, buradaki tarihi kabristanlardan birinde bulunmaktadır. Ölümünün ardından, özellikle tasavvufi şiirleri ve muamma sanatındaki ustalığıyla hatırlanan Emri, 16. yüzyıl divan edebiyatının özgün şairlerinden biri olarak kabul edilir.

Emri’nin şiirleri, sadece kendi döneminde değil, sonraki yüzyıllarda da etkisini sürdürmüştür. Onun tasavvufi derinlik içeren eserleri, sonraki mutasavvıf şairler için ilham kaynağı olmuş, Osmanlı edebiyatındaki tasavvufi akımın gelişimine katkıda bulunmuştur. Günümüzde akademik çalışmalarda ve edebiyat tarihi incelemelerinde adı, dönemin kültürel ve manevi iklimini anlamak için sıklıkla anılmaktadır. Yekta Saraç’ın çalışmaları sayesinde eserleri yeniden gün yüzüne çıkarılan şair, Osmanlı şiirinin çok yönlü karakterine ışık tutmaya devam etmektedir.

Kerim Yarınıneli/KerimUsta.com

Kaynaklar

Kerim Usta

Yorum yapmaya ne dersiniz?