Misak-ı Milli Beyannamesi
Misak-ı Milli, Türkiye’nin kuruluş yıllarında ve toprak sınırlarının çizilmesinde derin bir etkiye sahip olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarında, Birinci Dünya Savaşı sonrası imzalanan Mondros Mütarekesi sonucunda ortaya çıkan belirsizlik ve işgal tehlikelerine karşı, Türk halkının bağımsızlık ve egemenlik haklarını savunmak için oluşturulmuş bir belgedir. Altı temel madde içeren Misak-ı Milli, Türk milli hareketinin siyasi amaçlarını ve ulusal sınırlarını tanımlamıştır. Bu belge, Türk halkının kendi geleceğini belirleme hakkını ve toprak bütünlüğünü ön plana çıkarmıştır. Bunun yanı sıra, Misak-ı Milli, Lozan Barış Konferansı’nda Türkiye’nin sınırlarının kabul edilmesinde önemli bir faktör olmuş ve Türkiye’nin çağdaş devlet olarak biçimlenmesinde dönüm noktası niteliğinde olmuştur. Misak-ı Milli’nin maddeleri, Türk halkının bağımsızlık savaşında ve Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında merkezi bir rol üstlenmiştir. Bu maddeler, Türkiye’nin ulusal sınırlarını ve bağımsızlığını koruma niyetini taşımakta ve Türk milli kimliğinin bir simgesi haline gelmiştir. Misak-ı Milli, Türk tarihinin önemli bir dönemeç noktası olarak kabul edilir ve Türkiye’nin çağdaş devlet olarak gelişiminde kritik bir rol oynamıştır.”
Misak-ı Milli, Türkiye’nin kuruluş yıllarında ve toprak sınırlarının çizilmesinde derin bir etkiye sahip olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun son zamanlarında, Birinci Dünya Savaşı sonrası imzalanan Mondros Mütarekesi sonucunda ortaya çıkan belirsizlik ve işgal tehlikelerine karşı, Türk halkının bağımsızlık ve egemenlik haklarını savunmak için oluşturulmuş bir belgedir.
Altı temel madde içeren Misak-ı Milli, Türk milli hareketinin siyasi amaçlarını ve ulusal sınırlarını tanımlamıştır. Bu belge, Türk halkının kendi geleceğini belirleme hakkını ve toprak bütünlüğünü ön plana çıkarmıştır. Bunun yanı sıra, Misak-ı Milli, Lozan Barış Konferansı’nda Türkiye’nin sınırlarının kabul edilmesinde önemli bir faktör olmuş ve Türkiye’nin çağdaş devlet olarak biçimlenmesinde dönüm noktası niteliğinde olmuştur.
Misak-ı Milli’nin maddeleri, Türk halkının bağımsızlık savaşında ve Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında merkezi bir rol üstlenmiştir. Bu maddeler, Türkiye’nin ulusal sınırlarını ve bağımsızlığını koruma niyetini taşımakta ve Türk milli kimliğinin bir simgesi haline gelmiştir. Misak-ı Milli, Türk tarihinin önemli bir dönemeç noktası olarak kabul edilir ve Türkiye’nin çağdaş devlet olarak gelişiminde kritik bir rol oynamıştır.
Misak-ı Milli Beyannamesi ve Günümüz Türkçesi
Birinci Madde
Devlet-i Osmaniye’nin münhasıran Arap ekseriyetiyle meskûn olup 30 Teşrinievvel 1918 tarihli mütarekenin hîn-i akdinde muhasım orduların işgali altında kalan akşamının mukadderatı, ahalisinin serbestçe beyan edecekleri ârâya tevfikan tayin edilmek lazım geleceğinden, mezkûr hatt-ı mütareke dahil ve haricinde dinen, irfânen, emelen müttehit ve yekdiğerine karşı hürmet-i mütekabile ve fedakarlık hissiyatıyla meşhun ve hukuk-ı ırkiye ve ictimaiyeleriyle şerâit-i muhitiyelerine tamamıyla riayetkar, Osmanlı İslam ekseriyetiyle meskun bulunan akşamın heyet-i mecmuası hakikaten veya hükmen hiçbir sebeple tefrik kabul etmez bir külldür.
Günümüz Türkçesi:
Osmanlı Devleti’nin sadece Arap çoğunluğunun yaşadığı ve 30 Ekim 1918 tarihli mütarekenin imzalanması sırasında düşman ordularının işgali altında bulunan toprakların geleceği, oralarda yaşayan halkın özgürce vereceği oylara göre belirlenecektir. Bu nedenle, mütareke hattının içinde ve dışında din, kültür ve amaç bakımından birleşmiş, birbirine karşı saygı ve fedakarlık duygularıyla dolu ve ırksal ve sosyal hakları ile çevresel koşullarına tam olarak saygılı olan, Osmanlı Müslüman çoğunluğunun yaşadığı topraklar, gerçekte veya hükmen hiçbir sebeple bölünmeyi kabul etmeyen bir bütündür.
Açıklama:
- “Münhasıran Arap ekseriyetiyle meskûn“: Yalnızca Arap çoğunluğunun yaşadığı
- “Hîn-i akdinde“: İmzalanması sırasında
- “Muhasım orduların işgali altında kalan akşam“: Düşman ordularının işgali altındaki topraklar
- “Ahalisinin serbestçe beyan edecekleri ârâya tevfikan“: Oralarda yaşayan halkın özgürce vereceği oylara göre
- “Mezkûr hatt-ı mütareke dahil ve haricinde“: Mütareke hattının içinde ve dışında
- “Dinen, irfânen, emelen müttehit“: Din, kültür ve amaç bakımından birleşmiş
- “Hürmet-i mütekabile ve fedakarlık hissiyatıyla meşhun“: Birbirine karşı saygı ve fedakarlık duygularıyla dolu
- “Hukuk-ı ırkiye ve ictimaiyeleriyle şerâit-i muhitiyelerine tamamıyla riayetkar“: Irksal ve sosyal hakları ile çevresel koşullarına tam olarak saygılı
- “Heyet-i mecmuası“: Bütünü
- “Hakikaten veya hükmen“: Gerçekte veya hükmen
- “Hiçbir sebeple tefrik kabul etmez bir külldür“: Hiçbir sebeple bölünmeyi kabul etmeyen bir bütündür
İkinci Madde
Ahalisi ilk serbest kaldıkları zamanda ârâ-yı âmmeleriyle anavatana iltihak etmiş olan Elviye-i Selase için lede’l-icap tekrar serbestçe ârâ-yı âmmeye müracaat edilmesini kabul ederiz.
Günümüz Türkçesi:
Üç Sancak (Trablusgarp, Bingazi ve Derne) halkı ilk özgür kaldıkları zaman oylarıyla anavatana katılmış olduğundan, gerekli görüldüğünde bu sancaklarda tekrar serbestçe oylama yapılmasını kabul ederiz.
Açıklama:
- “Elviye-i Selase”: Üç Sancak (Trablusgarp, Bingazi ve Derne)
- “Ahalisi”: Halkı
- “Ârâ-yı âmmeleriyle”: Oylarıyla
- “Anavatana iltihak etmiş”: Anavatana katılmış
- “Lede’l-icap”: Gerekirse
- “Tekrar serbestçe ârâ-yı âmmeye müracaat edilmesini”: Tekrar serbestçe oylama yapılmasını
Üçüncü Madde
Türkiye sulhuna talik edilen Garbî Trakya vaziyet-i hukukiyesinin tespiti de sekenesinin kemal-i hürriyetle beyan edecekleri ârâya teb’an vaki olmalıdır.
Günümüz Türkçesi:
Türkiye’nin barışına bağlı olan Batı Trakya’nın hukuki statüsünün belirlenmesi de, bölge sakinlerinin tam özgürlük içinde verecekleri oylara göre yapılmalıdır.
Açıklama:
- “Türkiye sulhuna talik edilen”: Türkiye’nin barışına bağlı olan
- “Garbî Trakya”: Batı Trakya
- “Vaziyet-i hukukiyesinin tespiti”: Hukuki statüsünün belirlenmesi
- “Sekenesinin”: Bölge sakinlerinin
- “Kemal-i hürriyetle”: Tam özgürlük içinde
- “Beyan edecekleri ârâya teb’an”: Verecekleri oylara göre
- “Vaki olmalıdır”: Yapılmalıdır
Dördüncü Madde
Makarr-ı Hilafet-i İslamiye ve Payitaht-ı Saltanat-ı Seniye ve Merkez-i Hükümet-i Osmaniye olan İstanbul şehriyle Marmara denizinin emniyeti her türlü halelden masun olmalıdır. Bu esas mahfuz kalmak şartıyla Akdeniz ve Karadeniz Boğazlarının ticaret ve münakalat-ı âleme küşadı hakkında, bizimle sair bfl-umum alakadar devletlerin müttefikan verecekleri karar muteberdir.
Günümüz Türkçesi:
İslam Halifeliği’nin merkezi, yüce Osmanlı Saltanatı’nın başkenti ve Osmanlı Hükümeti’nin merkezi olan İstanbul şehri ve Marmara Denizi’nin güvenliği her türlü tehlikeden uzak tutulmalıdır. Bu temel ilke korunmak şartıyla, Akdeniz ve Karadeniz Boğazları’nın uluslararası ticaret ve gemi geçişlerine açılması hakkında, bizimle diğer ilgili devletlerin birlikte verecekleri karar geçerlidir.
Açıklama:
- “Makarr-ı Hilafet-i İslamiye”: İslam Halifeliği’nin merkezi
- “Payitaht-ı Saltanat-ı Seniye”: Yüce Osmanlı Saltanatı’nın başkenti
- “Merkez-i Hükümet-i Osmaniye”: Osmanlı Hükümeti’nin merkezi
- “Halelden masun”: Tehlikeden uzak
- “Esas mahfuz kalmak şartıyla”: Bu temel ilke korunmak şartıyla
- “Akdeniz ve Karadeniz Boğazlarının ticaret ve münakalat-ı âleme küşadı”: Akdeniz ve Karadeniz Boğazları’nın uluslararası ticaret ve gemi geçişlerine açılması
- “Sair bfl-umum alakadar devletlerin”: Diğer ilgili devletlerin
- “Müttefikan verecekleri karar muteberdir”: Birlikte verecekleri karar geçerlidir
Beşinci Madde
Düvel-i İtilafiye ile muhasımları ve bazı müşarikleri arasında takarrür eden esasât-ı ahdiye dairesinde ekalliyetler hukuku – memalik-i mütecaviredeki Müslüman ahalinin de aynı hukuktan istifade etmeleri emniyesiyle- tarafımızdan teyid ve temin edilecektir.
Günümüz Türkçesi:
İttifak Devletleri ile müttefikleri ve bazı ortakları arasında kararlaştırılan genel kabul görmüş ilkeler çerçevesinde, azınlık hakları -komşu ülkelerdeki Müslüman halkın da aynı haklardan yararlanması güvencesiyle- tarafımızdan teyit ve temin edilecektir.
Açıklama:
- “Düvel-i İtilafiye”: İttifak Devletleri
- “Muhasımları”: Müttefikleri
- “Bazı müşarikleri”: Bazı ortakları
- “Takarrür eden esasât-ı ahdiye”: Kararlaştırılan genel kabul görmüş ilkeler
- “Ekalliyetler hukuku”: Azınlık hakları
- “Memalik-i mütecavire”: Komşu ülkeler
- “Müslüman ahalinin”: Müslüman halkın
- “Aynı hukuktan istifade etmeleri emniyesiyle”: Aynı haklardan yararlanması güvencesiyle
- “Tarafımızdan teyid ve temin edilecektir”: Tarafımızdan teyit ve temin edilecektir
Altıncı Madde
Milli ve iktisadi inkişafâtımız daire-i imkana girmek ve daha asrî bir idare-i muntazama şeklinde tedvir-i umûra muvaffak olabilmek için her devlet gibi bizim de temin-i esbab ve inkişafâtımızda istiklal ve serbesti-i tamme mazhar olmamız üssü’l-esas-ı hayat ve bekamızdır. Bu sebeple siyasî, adlî, malî ve sair inkişafâtımıza mani kuyûda muhalifiz.
Günümüz Türkçesi:
Milli ve ekonomik kalkınmamızın mümkün olması ve daha modern bir düzenli yönetim şekliyle işleri yürütmek için her devlet gibi bizim de kalkınmamız için gerekli araçları ve kaynakları temin etmemiz ve tam bağımsızlık ve özgürlüğe sahip olmamız hayatımızın ve varlığımızın temel ilkesidir. Bu nedenle, siyasi, adli, mali ve diğer kalkınmalarımıza engel teşkil eden kısıtlamalara karşıyız.
Açıklama:
- “Milli ve iktisadi inkişafâtımız”: Milli ve ekonomik kalkınmamız
- “Daire-i imkana girmek”: Mümkün olmak
- “Daha asrî bir idare-i muntazama şeklinde”: Daha modern bir düzenli yönetim şekliyle
- “Tedvir-i umûra muvaffak olabilmek”: İşleri yürütmek
- “Her devlet gibi”: Her devlet gibi
- “Temin-i esbab ve inkişafâtımızda istiklal ve serbesti-i tamme mazhar olmamız”: Kalkınmamız için gerekli araçları ve kaynakları temin etmemiz ve tam bağımsızlık ve özgürlüğe sahip olmamız
- “Üssü’l-esas-ı hayat ve bekamızdır”: Hayatımızın ve varlığımızın temel ilkesidir
- “Siyasî, adlî, malî ve sair inkişafâtımıza mani kuyûda muhalifiz”: Siyasi, adli, mali ve diğer kalkınmalarımıza engel teşkil eden kısıtlamalara karşıyız
28 Kanunusani 1336 (28 Ocak 1920)
Erzurum Mebusu
Celaleddin Arif
Kaynaklar:
- Belgelerle Misak-ı Millî Beyannamesi Türk Tarih Kurumu
- Resim Kaynağı: Türk Tarih Kurumu
- Hazırlayan: Kerimusta.com/Kerim Yarınıneli
Bir yanıt yazın