Üç kıtada şanlı zaferlerle fetihler yapmış, 23 milyon km2’ye sahip olmuş, küreselleşen dünyaya inat 6,5 asır adaletiyle ayakta durmuş olan Osmanlı İmparatorluğu, girdiği 1. Dünya Harbi’nden yenik çıkmıştır. Emperyalist devletlerce vatan toprakları işgal edilmiş, halkımız adeta her taraftan bir soykırıma tabi tutulmuş binlerce ocak acımasızca yok edilmiştir. Tarihi şanla şerefle yazılı Türk milleti Gazi Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Anadolu yarımadasında “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolası ile hareket ederek İstiklal Savaşı’na başlamıştır. Tabi bu savaşa yakışacak ömür boyu unutulmayacak bir şiire ihtiyaç duyulmuştur ve 1.TBMM hemen hazırlıklara başlamıştır.
Yıl 1921
Şanlı ordumuz Eskişehir İnönü önlerinde zaferle çıkmıştır. Şanlı bayrağımızın ve kahraman Türk milletinin simgesi olacak milli bir marş yazılması için milli eğitim bakanlığı tarafından bir yarışma açılmış ve kazanana para ödülü verileceği açıklanmıştır. Ülkenin her tarafından pek çok şair duygulu ve heyecanlı şiirleriyle yarışmaya katılmıştır. Mehmet Akif Ersoy’un yarışmaya katılmadığı görüldü. Nedeni sorulduğunda “Milli Marş para ile yazılmaz”. Cevabını verdi. Arkadaşlarının ısrarları üzerine ve kazanırsa ödülünü kahraman orduya vereceği şartı ile yarışmaya katıldı.
Türk milletinin zaferini, yüceliğini ve bayrağımızın kutsallığını en güzel duygularla anlatan istiklal marşı yarışmaya katılan 724 şiir arasından seçilerek MEB bakanı Hamdullah Suphi tanrı öven tarafından büyük millet meclisinde okundu. Bütün milletvekillerince büyük bir coşku ve heyecan içerisinde iki defa ayakta dinlenen istiklal şiiri 12 Mart 1921 de TBMM tarafından milli marşımız olarak kabul edildi
Bir yanıt yazın