Kürşat-Şu Tigin ve 40 Yiğidi
Yedinci yüzyılda yaşamış Çin sarayına yaptığı baskın ve ölümü ile efsanelere konu olmuş bir Türk (Göktürk, Tu jue) prensi, (? – 639) Asıl adı Şu Tigin’dir. Kürşat adını amcası (ve son kağan) Kara Kağan vermiştir.
Kür eski Türkçede ok anlamına gelir. (İsmin aslı şad ünvanıyla yazıldığından, Kürşad’tır. Fakat ses uyum kurallarıyla, Kürşat haline gelmiştir.) Çin kaynaklarında Ashina Jiesheshuai olarak, Rus ve Kiril alfabesini kullanan Türki devletlerin kaynaklarında ise Кюрчат ya da Куршат olarak geçer.
Yaşamı
Kürşat’ın Yaşamı hakkında bilinenler çok kısıtlıdır. Babası 619-621 yılları arasında Doğu Türk kağanı olmuş olan Çuluk Han’dır. Kürşat üvey annesi olan Çin asıllı Yi Çink Hatun’un babasını zehirleyerek öldürdüğünden kuşkulanıyordu. Bu sebepten, babasının yerine kağan olan amcasının eski bir Türk geleneği gereği, Yi Çink ile evlenmesi aile içinde kırgınlığa sebep oldu. (Bu bilgiler net olmasa bile Bozkurt veya Asena ailesinden bir asil olduğu kesin olarak bilinmektedir, bu konudaki en iyi kaynak olan Çin yıllıklarında bunlar açıkça anlatılmaktadır.)
Kağanlık 629 (veya 630) yılında yıkıldı. Kağanlık toprakları fiilen Çin yönetimine geçti. Kağanlığın soyluları da göz altında bulundurulmak için, o dönemdeki Çin başkenti Şangan’a sürüldü. (Bugünkü adı Sian olan Şangan günümüzdeki Çin başkenti Pekin’in kuşuçuşu 910 km kadar güneybatısındadır.)
Kürşat’ın çok güçlü ve etkileyici biri olduğu, çok usta bir cengaver ve silahşör olduğu, insanlarda hayranlık uyandırdığı ve bu yüzden Çin imparatoru Tai Zong’un bile gözünü korkuttuğu, Çin imparatorunun Kürşat’ın varlığından hal ve hareketlerinden rahatsız olduğu. Kürşatın Çin sarayı veya başkentinde bulunmasının çok tehlikeli olacağını düşündüğü ve bu konuyu Göktürk kağanına ve Tiginlere bildirdiği Çin kaynaklarında ayrıntılı olarak yazılıdır.
İmparatoru kaçırma planı
Kürşat’ı üne kavuşturan olay 639 Ağustos’unda gerçekleşti. Kürşat 40 kişi olduğu söylenen bir grup arkadaşıyla, imparatoru tutsak etmeyi denedi. İmparator Tai Sung’un bazı geceler başkent sokaklarında yanında sadece bir danışman alarak, göze çarpmayacak şekilde (tebdil-i kıyafet) korumasız olarak dolaştığı biliniyordu. Çünkü saray muhafız kıtasında görevli Göktürk askerleri vardı. Kürşat ve arkadaşları imparatoru tutsak ederek, imparatorun yaşamı karşılığında, Çin’in elindeki Türk tutsakların özgürlüğünü sağlamayı tasarlamışlardı. (Ancak bunun bir intihar görevi olduğu ortadadır. Çin imparatorlarına karşı daha önce böyle bir şey yapılmamış, hatta yapılmaya da denenmemiştir.) Şayet başarılsaydı, Türk kağanlığı yeniden kurulacaktı. Bununla birlikte, Kürşat kağan olmaya talip değildi. Sarayda tutuklu olan Kürşat’in yiğeni Urku Tiğin kurtarılarak, kağanlığa getirilecekti.
Baskın ve İhtilal girişimi
Baskın planlanan sabah büyük fırtına vardı ve imparator sarayından dışarı çıkmadı. Ancak vazgeçmeyi sakıncalı bulan Kürşat ve arkadaşları saraya saldırdılar. Uzun süren çarpışmalarda Kürşat arkadaşlarının büyük bölümünü kaybetti ve saraydan çekilmek zorunda kaldı. Kent dışında da mücadelesine devam eden Kürşat bir köprü başında öldürüldü. (Diğer kaynaklar ise Kürşat ve arkadaşlarının saray baskını sırasında, kiminin çarpışırken kiminin ise sarayı yakarak tahrip ederken öldüğü ve cesetlerin saygıyla Göktürkler’e iade edildiği yazar.) O dönem çin yıllıklarının bazı İngilizce tercümelerinde baskınla ancak dışarıdan gelen takviye askerlerle başedildiği yazar. Kimilerinde ise takviye askerlerle imparatorun hemen kurtarıldığını ve baskının önlendği yazar. Ancak şu bir gerçektir ki her dönemde Çin sarayları ve imparatorları kalabalık muhafız kıtaları tarafından korunmuştur; eğer dışarıdan takviye gelmesi gerekmişse, bu önemli bir olaydır.
Ayrıca Tang hanedanının bu kitaplara romanlara ve filmlere konu olmuş ünlü imparatoru Tai Sung’un baskından canını zor kurtarması (baskın sırasında kaçan imparatorun üzüntüden ağladığı söylenir) sarayda ve halk arasında şoka ve tedirginliğe sebep olmuş. Tang hanedanının en ufak bir hata yapmasını kollayan rakipleri için de hanedanı yıkmak için fırsat doğduğu inancını doğurmuş Tang hanedanı bu baskın yüzünden en zor günlerini yaşamıştır. Atatürk döneminde yazılmış kimi Türk tarihi kitaplarında baskın için “Tarihin en hayret uyandıran ihtilal girişimlerinden biri” diye söz edilir.
Girişimin önemi
Kürşat’ın girişimi sıradan bir baskın olarak düşünülmemelidir. Çin sarayının yabancılar tarafından basılması bir ilktir. Çin imparatoru Taizong bu olaydan dolayı çok sarsılmış ve tahtının sarsılan itibarını toparlayabilmek ve olayın şokunu atlatabilmek için acil önlemler almış, Doğu Göktürk kağanlığını bağımsız olarak tanımış ve Çin kaynaklarında Kilibi khan olarak geçen Göktürk prensini de kagan ilan edip kendilerinin eski topraklarına gitme hakkını tanımış ve teşvik etmiştir. Aslında niyeti sarsılan otoritesini sağlamak olarak yorumlanabilir.
Olay ağızdan ağza yayılmış, efsanelere konu olmuş ve tutsak olan Türk (Doğu Göktürk) halkı arasında milli bilinci uyarıcı bir etki yapmıştır. (Kağanlık bu olaydan 41 yıl sonra bağımsızlık kazandı.)
Kürşat İhtilalinden sonra olanlar
Bu olayın etkisini atlatmak amacıyla imparator taizong hemen etkili önlemler ve barışçı bir siyaset izlemek için harekete geçti Kilibi han ünvanı ile Göktürk soylusunu Göktürk kağanı ilan ederek eski Göktürk topraklarında iskanı teşvik etti (özellikle huing-nu bölgesi). Hemen yeni heyetler toplanarak Türk ileri gelenleri ile görüştürülmüş Türk halkına iyilik ve dostluk mesajları verilmiş ve yeni kurulan veya kurdurulan kağanlığa kesinlikle savaş için silahlanılmaması ve hiç bir yere akın yapılmaması en öncelikli şart olarak belirtilmiştir. Bu ve buna benzer gelişmeler Türk tarihi açısından adeta dönüm noktalarından birisi ve Türk milletinin var oluşunda önemli olaylardan birisi olmuştur.
Kara kış avulumga kelgende
Kültüldegen kar yerge tuşgende
Dombiramdi alarman
Yürek sazım çalarm
Kaygirgandi eş aytbam …
Dombira sazım estgen ataylar
Manesine anaylar bergen es
Estgenine oy berip
Yüreklere berip ses
Koz yastı kızganmaslar
Nogaydın kaygi sansız kününde
Batirler yuklamagan kününde
Yüreklerin kötergen
Sogislarda kuş bergen
Köptü körgen dombira …
Türkiye Türkçesi ile:
Kara kış köyüme gelende
Lapa lapa kar makyajını düşende
Dombirami alırım
Yürek sazımı çalarım
Kaygılarımı hiç söylenmem.
Dombira sazımı işiten babalar
Manasına kulak veren annalar
İşittiğine akıl yorarak,
Yürekleri titreterek
Göz yaşlarını esirgemezler.
Ey dombira ey dombira”
Kaynaklar:
- Wikipedia / Nihal ATSIZ – Bozkurtların Ölümü
- Türk Tarihinden Yapraklar-Yılmaz ÖZTUNA
Bir yanıt yazın