1999 yılından bu yana cep telefonuna sahibim. Fakat sanırım çok yakında artık o beni yönetmeye başlayacak…Cep telefonum olmadığında, şarjı azaldığında, (faturalı hatta geçmeden önce) kontörüm azaldığında kendimi boşlukta hissettiğimi itiraf edeyim. Geçen gün telefonu evde unuttuğum da anladım ki telefonsuz da yaşanabiliyor…Fakat düşündüm de 1999 yılına kadar cep telefonum olmadan gayet güzel yaşadım. Cep telefonum olmadan yaşadığım günler aklıma geldi…
Kolumda kesinlikle bir saatim vardı. Fakat sabahları okula veya işe gitmek için bir çalar saatim mutlaka olmalıydı. Gerçi sonraları elektronik olanlarda alarm da vardı. Bütün hesapları elle yapamazdım. Hesap makinesi kesinlikle olmak zorundaydı. Hiç unutmuyorum Casio Elektronik hesap makineli saatimi…Randevu bile yazabiliyordum. Gezdiğim yerleri, arkadaşları, ailemi fotoğraf makinesi ile çekerek aile albümüne koymayı çok severdim. Sanırım bu hastalık Rahmetli Annemden bana geçmişti… O da çok sever ve resimleri biriktirirdi.
Ajandalar alırdık her yıl…Karanlık yerler için çakmak veya fener taşırdım. Önceleri taşınamayan fakat sonradan taşınabilir hale getirilen radyolardan müzik dinlerdik…Peki ya filmler? Kameralar tarafından çekilen filmleri izlemek için videolar vardı…Televizyonlar henüz yeni renklendirilmişti…Sokak oyunlarından sonra gençlik çağlarımda atari oyunları oynadığımı unutmam mümkün değil…Mektup gönderip almayı çok severdim. Teypten müzik dinlemeyi…Şimdilerde bilgisayarla oyalanıyoruz ama sanırım o da yok olmak üzere…
Günümüze geri döndüğümüzde tekrar geri döndüğümde anladım ki cep telefonum aynı zamanda aşağıda ki cihazlarımın yerine geçmiş…Sayamadığım özellikleri de siz ekleyin. Ne kadar akıllı olurlarsa olsunlar şimdilik kontrol bende…
- İletişim
- Saat
- Alarm
- Randevu
- Ajanda,
- Tv
- Radyo,
- Teyp
- Oyun
- Video Oynatıcı
- Bilgisayar,
- Mektup
- Kamera,
- Fotoğraf Makinesi
Bir yanıt yazın