Katı Sanatı Hakkında Bilgi

Kategori: Bilgi Dağarcığı | 0
Katı Sanatı Hakkında Bilgi
KATI’ SANATI

Türkler tam anlamıyla kendilerine özgü ve tamamen orijinal süsleme sanatlarına sahiptir. Bu süsleme sanatlarından biri de kağıt ve deri oymacılığı olarak bilinen “katı'” sanatıdır. İslamiyet’ten önce bulundukları coğrafyalarda Türkler kültürel birikimlerini oluşturdular ve İslamiyet’ten sonra ise Uzak Doğu etkilerini; İran, Arap ve Bizans etkileriyle sentezleyerek Osmalı kültürü Çatısı altında Avrupa’ya kadar yaydılar.Türk katı’ sanatı da bu uzun kültürel tarihi seyrin içinde Türk süsleme sanatları içinde yerini aldı.

Bugün Türkiye’deki ve Çeşitli ülkelerdeki müzelerde yazma eserler ve albümlerin cilt kapaklarındaki deri oymalardan, cilt içi süslemelerinden veya kitap içinde özenle yapılmış oyma süslemelerden, katı’ sanatının kendine özgü varlığını bütün dünyaya kabul ettirdiğini görüyoruz. Dünyada diğer kültürlerde kağıt sanatlarının bazı örneklerini görürüz. Fakat bu tarz Çalışmalar ve Türk katı’ sanatının zengin kompozisyonları ve ince işçiliğinin arasındaki belirgin farklar hemen öne Çıkar.

KATI’ NEDİR?

Kat veya katı’ kelimesinin sözlükteki anlamı ‘kesmektir’. Katı’ sanatı ise bir kağıt veya deri üzerindeki yazıyı, motifi veya şekli oyup Çıkartarak bir başka kağıt ya da deriye yapıştırmak suretiyle gerçekleştirilen bir süsleme sanatıdır. Bu şekilde yapılmış esere ‘kaatıa’ veya ‘mukatta’ sanatkarına ‘kaatı’ ve ‘kattaa’ denir. Kağıdı kesip oyarak meydana getirilen yazılara ise ‘mukatta yazı’ denir.

KATI’ SANATI NERELERDE UYGULANIR?

Tarihi gelişimi içinde katı’ sanatının ilk örneklerini deri kitap kaplarında ve kap içindeki süslemelerinde rastlıyoruz. Daha sonra gelişen kitap süsleme sanatları içinde mukatta’ yazı olarak, el yazması eserlerin içinde sayfa veya sayfa kenar süsü olarak, minyatür albümlerinde kenar süsü olarak karşımıza Çıkar. Yine kaatıa levhalarda, şiir albümlerinde ve mecmualarda, hadis ve dua kitaplarında; sülüs, nesih ve nesta’lik oyma yazı olarak uygulanmıştır.

Bu kağıt oyma hatların sayfa kenarlarındaki bordürler değişik oyma motifler ile süslenmiştir. İlerleyen zamanlarda gelişen yeni üsluptaki Çalışmaların farklı örnekleri ise yazı Çekmeceleri ve kutu üzerindeki oyma tabiat manzarası şeklindeki Çalışmalardır.

KATI’ SANATINDA UYGULANAN MOTİFLER
KATI’ NIN TARİHİ GELİŞİMİ

Sanat tarihçileri katı’ sanatının Orta Asya’da bir halk sanatı olarak doğduğunu ileri sürmektedir. İlk katı’ örnekleri oyma deri kitap kaplarında görülür. İslam dünyasına bu kanalla geçmiş ilk kağıt oyma örneklerine 15. yy’da Timurlar ve Akoyunlular döneminde rastlanır.

16. yy’dan itibaren Safeviler’de ve Osmanlılar’da gelişme göstermiştir. 16. yy’ın Osmanlı münevvlerlerinden Gelibolulu Mustafa Ali Efendi’nin günümüze kadar gelen “Menâkıb-ı Hünerveran” adlı eserinde Herat’lı Abdullah Kaatı ‘nın kağıt oyma sanatının ilk ve en önemli temsilcisi olduğunu kaydeder. Aynı dönemin en önemli katı’ sanatkarları arasında Şeyh Muhammed Dost, Sengi Ali Bedahşi ve Muhammed Bakır’ı sayabiliriz. Sanatkarın “Hüseyin Baykara Divanı” bugün İstanbul’da Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde yer alır.

Aşık Çelebi Meşairü’ş- Şu’arâ adlı eserinde, 16. yy’da Osmanlılar’da Fatih Sultan Mehmet döneminde Efşancı Mehmet’in döneminin en ünlü oyma sanatçısı olduğunu kaydeder. Ona ait kaatıa levhalar devlet erkanı tarafından ödüllendirilmiştir. Efşancı Mehmet’e atfedilen İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunan Nişapuri Albümü içindeki imzasız kaatıa bahçe büyük bir ustalık ve zerafetle işlenmiştir. Yine aynı üslupta hazırlanmış Viyana Milli Kütüphanesin’deki III. Murat Albümü içindeki benzeri bahçeler Osmanlı kağıt oyma sanatının bahçe konulu en güzel örnekleridir.

Osmanlılarda kağıt oymacılığının en parlak dönemini yaşadığı Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki sanatkarlardan en önemlilerinden biri olan Benli Ali Çelebi’ye ait nesta’lik erkek oyma gazel ve rubailerin yer aldığı bir mecmua ile sülüs ve nesta’lik oyma hatla yazılmış bir 40 Hadis Kitabı Topkapı Sarayı Kütüphanesi’ndedir. Aynı sanatçının nesih kağıt oyma Arapça bir dua kitabı vardır. Ali Çelebi’nin oğlu Albülkerim Çelebi devrinin tanınmış şairlerindendir. Aynı zamanda da seçkin bir hattat ve kağıt oyma ustasıdır. Mehmet bin Gazanfer de nesta’lik hatla oyma yapan önemli bir sanatkardır. Her iki sanatkarın da Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde eserleri bulunmaktadır.

16. yy’ın ikinci yarısından itibaren Bursalı Fahri olarak tanınan ünlü katı’ ustası II. Selim, III. Murat ve I. Ahmet dönemlerinde eserler vermiştir. Bursalı Fahri’nin eserlerinden bazı örnekler günümüze kadar ulaşmıştır.17. yy’da Mehmet Nakşi adlı ünlü katı’ sanatkarı Edirne Sarayı’nda IV. Mehmet ve ondan sonra gelen sultanlar döneminde, sarayın himayesinde oyma yazı eserler vermiştir. Bu eserlerin bazıları Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndedir.

17. yy’a ait önemli diğer bir eser ise Mundy Albümü olarak bilinir. Gezgin Peter Mundy’nin İstanbul’da satın aldığı Osmanlı tiplerinin tasvirlerinin yer aldığı eserin sayfa kenarları Çok Çeşitli kaatıalar ile süslüdür. Eser Londra British Library’dedir.
Aynı devirde yaşadığı düşünülen bir başka katı’ ustası ise Gazneli Mahmud’dur. Gaznevi Albümü olarak bilinen sanatçıya ait albümün içindeki hatlar, şiirler, süslemeler, albümün cildi ve içindeki kağıt oyma Çalışmalarının tamamı kendisine aittir. Yarı kıymetli taşların da kullanıldığı devrinin üslubunu yansıtan bu önemli eser bugün İstanbul Üni. Kütüphanesindedir.

18. yy’dan itibaren, Lale Devri’nin etkisi altında kitap sanatlarında oluşan yeni bir üslup ile kağıt oyma sanatında yeni tarz eserler ortaya konmuştur. III. Ahmet ve I. Mahmut dönemlerindeki kağıt oyma yazı sanatının son temsilcilerinden biri de Mehmet Halazade’dir. Aynı zamanda hattat olan sanatkarın oyma nesta’lik eserlerinden bazıları Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndedir.

Yeni üsluptaki eserler arasında kaatıa manzara resimlerini sayabiliriz. Daha önceki klasik dönemdeki eserlerden farklı olarak bu Çalışmalar mukavva kutu veya ahşap yazı Çekmecelerinin iç kapaklarına Çalışılmıştır. Bu eserlerin en önemlilerinden biri Cambazzade Osman imzalı mukavva yeşil bir kutu içindeki kaatıa bir manzara resmidir. Çok Çeşitli bitkilerin, ağaçların ve hayvanların yer aldığı bu zengin kompozisyonda üç boyutlu bir görünüm hakimdir.

Katı’ sanatının gelişmesinde; saraya bağlı Çalışan sanatkarlar ve saray dışındaki Çarşı ustalarının yanısıra Mevlevi derviş ve dedelerinin de büyük rolü olmuştur. Eskiden Mevlevi dergahları ilim ve sanat yuvasıydı. Bu dergahlarda her sanat dalında olduğu gibi katı’ dalında da önemli sanatkarlar yetişmiştir. 18. yy’ın ilk yarısında yaşamış olan Mevlevi sanatkar Derviş Hasan Eyyubi’ye ait bir yazı Çekmecesinin iç kapağındaki ve dışındaki katı’ süslemeler döneminin günümüze kadar gelmiş en önemli örneklerindendir. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndeki eserde bir Boğaziçi manzarası bütün detaylarıyla zarif bir şekilde işlenmiştir.

Kağıt oyma sanatı 18. ve 19. yüzyıllarda ağırlıklı olarak kağıt oyma yazı geleneği ve Çiçek kompozisyonları ile devam eder. Bu devrin en önemli eserlerinden biri halen Ankara Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde bulunan Mehmet Selim Divanı’dır. Bu divanın içindeki vazolu kompozisyonlar ve bahçe manzarası katı’ süslemelerinin tarzına uygun benzer Çalışmalar, Londra British Library’de bulunan bir şiir antolojisinde de yer alır. Bu antolojide ayrıca kağıt oyma hayvan tasvirleri de dikkat Çekicidir.
Yukarıda bahsi geçen eserlerden de anlaşılacağı üzere kağıt oymacılığında kağıt oyma bahçe ve Çiçek uygulamaları, 19. yy başlarına kadar karakteristik özelliklerini korumuştur. Ancak onun ardından gelen gerileme döneminde siyasi ve ekonomik olumsuzluklar sonucu sadece halk sanatı kapsamında eserler verilmiş, önemli sanat eserleri üretilememiştir.

Dünya müzelerinde yer alan dikkat Çekici, önemli kaatıa eserler arasında Paris Ulusal Kütüphanesi’nde yer alan içinde katı’ süslemelerin yer aldığı bir minyatür albümünü de sayabiliriz.

19.yy ve 20. yy başlarında Vahdeti, Süleyman, Osman Rıfkı gibi sanatkarlara ait sınırlı sayıda eserin bir kısmı İstanbul Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi, Antalya Şehir Müzesi, Konya Mevlana Müzesi ve Türk İslam Eserleri Müzesi’nde bulunmaktadır.
19. yy’da Osmanlı Musevi sanatkarlarının dini geleneklerine uygun olarak hazırladıkları Ketuba evlilik sözleşmeleri ve diğer süslü levhaları da katı’ sanatının farklı Çalışmaları olarak sanat tarihmizde yer alırlar.

DİŞİ OYMA KALIPLAR

Kağıt oyma sanatında dişi oyma kalıplar kullanılarak uygulanan bir süsleme tekniğidir. Özellikle 16. yy’da sayfa kenarı süslemelerinde kullanılmıştır. Aynı kalıpların birçok defa kullanılabilmesinden kaynaklanan kolaylık ve pratikliğinden dolayı yaygın bir biçimde uygulanmıştır.

Eskiden bu tür kalıpların deriden hazırlandığı tahmin edilmektedir. Daha sonra bu kalıplar, Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver tarafından karton veya şeffaf plastik kullanılarak hazırlanmıştır. Karton; oyulmadan önce bir tarafına bezir yağı sürülür ve kurutulur. Böylece karton daha sağlam ve ıslanmaya dayanıklı hale gelir. Kartonun yağlı olmayan yüzeyine geçirilen desenler oyularak kalıp hazırlanır. Bu kalıbın oyulmuş kısımlarından, küt bir fırça yardımıyla boya veya sulanmış altın ile desen zemine aktarılır. Fırça ile tamponlama yapılabileceği gibi, Çeşitli yöntemlerle püskürtme veya serpme de yapılabilir.

Bu tür süslemeli el yazması eserlerden Avrupa müzelerinde Çokça örnekleri vardır. Ülkemizde ise bu tarz süslemelerin en önemlileri Muhibbi Divanlarında ( Topkapı Sarayı Müzesi ve Arkeoloji Müzesi ), Guy ve Çevgan ( Topkapı Sarayı Müzesi) ve Kaside-i Bürde ile Divan-ı Muradi (Süleymaniye Kütüphanesi) adlı eserlerde yer alır.

KULLANILAN MALZEMELER

Eskiden oymacılıkta, ‘nevregen’ adı verilen ve cilt yapmakta kullanılan bir tür ucu eğri bıçak veya mukraz (makas) kullanılırdı.. Günümüzde ise, küçük ucu kıvrık makas, kretuar ve bisturi kullanılmaktadır. Makas ile elde kesim yapılır, ancak kretuar kullanımında bir zemine ihtiyaç vardır. ‘Mat’ adı verilen kesme tablası, kretuarın rahat kullanımını sağlar ve zemine sürten keskin ucun körelmesini önler.Kesilen kağıt parçaları ile rahatça Çalışabilmek ve zarar vermeden küçük hassas parçaları tutabilmek için pul cımbızı kullanılır.

Yapıştırıcı olarak nişasta muhallebisi kullanılır. Buğday nişastası ve su pişirilerek hazırlanan muhallebinin içine bir miktar şap katılır. Kağıt oymacılığın en önemli temel malzemesi ise kağıttır.

KAĞIDIN ÖNEMİ

Katı’ sanatında kaliteli yani sık gözenekli ve tüylenmeyen kağıtlar kullanıma elverişlidir. Aharlamak ve mührelemek kağıdın kullanışını arttıran unsurlardır.
Çeşitli kağıtların amaca uygun olup olmadığını bilmek tecrübeye bağlıdır. Çok ince ve yumuşak dokulu kağıtlar keserken elde kolayca deforme olup bozulabileceğinden tercih edilmez. Kolay kesilebilen, yapıştırırken kıvrılıp buruşmayan ve aşırı genleşmeyen kağıtlar kullanılır. Bu özelliklere sahip her türlü ebrulu kağıt, hazır renkli kağıt, hamurunda özel lifler, dokular olan veya üzeri baskılı fantazi kağıtlar kullanılabilir. Bunlara ilave olarak kendimiz de istediğimiz renk ve özellikte kağıtları kendimiz hazırlayabiliriz.

KAĞIT BOYAMA

Eskiden bitki ve köklerden elde edilen doğal boyalar kullanılırdı. Günümüzde ise kaliteli boya seçenekleri bol miktarda bulunduğu için daha Çok hazır boyalar tercih ediliyor. Katı’ sanatında kullanmaya uygun kağıt boyamak için, akrilik ve benzeri su bazlı boyalar kullanılır. Kağıdın özelliğini bozmayan ve solmayan kaliteli boyalar kullanılmasına dikkat edilmelidir. İstenen sonucu elde etmek için bu özellikte farklı cins boyalar birbirleri ile karıştırılarak da kullanılabilir.

Kağıt boyamanın farklı yöntemleri vardır. En eski yöntemlerden biri banyo yöntemidir. Yani tekne içindeki boyalı suyun içine kağıdı tamamen daldırıp banyo ederek kağıdı renklendirmektir. Bu işlem istenen sonuç elde edilene kadar tekrar edilebilir. Daha Çok doğal boyalar için tercih edilen bir yöntemdir.

Diğer bir yöntem, sürme tekniği ile boyamaktır. Fırça, sünger veya pamuk gibi malzemelerle kağıdın yüzeyine, kağıdın özelliğini bozmayacak ve Çok kalın bir tabaka oluşturmayacak şekilde boya sürülür. Düz bir boyama yapılabileceği gibi, değişik ton geçişleri sağlanarak, değişik formlarla baskılar yaparak veya buruşturmak, katlamak gibi kağıda değişik şekiller vererek sonsuz seçeneklerle birçok farklı sonuç elde edebiliriz.

Püskürtme yöntemi, yine tercih edilen renklendirme yöntemlerinden biridir. En basit şekliyle, sert kıllı bir fırçayı boyaya batırıp, parmağımızla kağıdın üzerine boya zerrelerini ince ince sıçratarak basitçe uygulayabileceğimiz gibi, havalı püskürtme yapan airbrush boya tabancaları da kullanılabilir. Yukarıda bahsi geçen boyama yöntemlerini birarada kullanarak yaratıcı sonuçlara ulaşılabiliriz.

KAĞIT SEÇİMİNİN ÖNEMİ

Yapacağımız Çalışmanın özelliklerine göre farklı kağıt cinslerini tercih edebiliriz. Çalışmanın ebadı, kompozisyon içindeki motiflerin detayları gibi özelliklere bağlı olarak, kağıt seçimi önem kazanır. Örneğin; tamamı tek parça ve yalın kat bir oymada biraz tok ve daha dayanıklı bir kağıt tercih etmeliyiz. Aksi halde, kağıdı oyarken desen bütünlüğünü tek parça halinde muhafaza etmek mümkün olmaz. Buna karşılık; küçük ve katmerli bir gül kesiminde, üstüste yapıştırılan parçaların zarif bir görüntü oluşturması için, ince bir kağıdın tercih edilmesi uygundur. Yine Çok detaylı bir motifi kesebilmek, onun kıvrım ve inceliklerini verebilmek, ancak ince kağıtlarla mümkündür.

Kağıt seçiminde, kağıt kalınlığının yanısıra renk uyumu da Çok önemlidir. Kağıdın rengi Çiğ olmamalı, aynı zamanda donuk veya cansız durmamalıdır. Kesilecek motifin şekline ve kompozisyondaki konumuna göre, olgun bir uyumluluk oluşması için parlak ve dikkat Çekici renklerden Çok, kağıdı ve Çalışmayı ön plana Çıkaracak tercihler yapılmalıdır. Birlikte kullanılacak kağıtlar yanyana geldiğinde, gözü yormayacak, aynı zamanda motifin formunu belli edecek görünümde olmalıdır. Farklı ebrular birlikte kullanılacaksa; onların yanısıra düz renkli kağıtlar da kullanılarak göz yorucu bir görünümden kaçınılmalıdır.

Ağaç ve Çiçek gibi katmerli motiflerde; her bir katmanda sırasıyla aynı rengin farklı tonlarını açıktan koyuya veya bir kat açık renk, bir kat koyu renk sıralamasıyla Çalışmak, boyuta daha fazla derinlik kazandırır.

Oyma yazı Çalışmalarında ise, tarihi örneklere baktığımızda genellikle düz renk kağıtların tercih edildiğini görürüz. Beyaz, kırık beyaz ve Çay tonları gibi açık renklerin yanısıra, erkek veya dişi Çalışmalarda kontrast oluşturması için siyah, lacivert, yeşil gibi koyu renkler birlikte kullanılarak, hattın daha net bir şekilde görünmesini sağlanır.

YAPIŞTIRMA

Yapıştırmak için nişasta ve su ile hazırladığımız nişasta muhallebisi kullanılır. Nişasta ve su birlikte kaynatılarak boza kıvamında bir muhallebi elde edilir. Daha sonra ufak bir miktar şap ilave edilir. Pişirirken ve soğuturken, aralıksız karıştırarak topaklanma veya üzerinde kabuklanma olması önlenir. Eğer istenmeyen bir topaklanma oluşuysa, muhaellebi sık bir tülbentten süzülerek kullanılabilir. Kullanıldıktan sonra artan muhallebi oda sıcaklığında birkaç gün tazeliğini korur.

Yapıştırma yapmadan önce, yapıştırılacak zeminin üzerinde motifin dış sınırları kalemle ufak işaretler konarak belirlenir. Bu sınırlar içine muhallebi ince bir tabaka halinde, dengeli bir şekilde hızlıca sürülür. Muhallebi kurumadan motif dikkatlice yerine yerleştirilir. Üzerine kağıt havlu veya bir parça kraft kağıdı kapatılır. Bu şekilde üzerine bastırarak motif kaydırmadan yapıştırılır. Taşan muhallebi kağıt havluya geçer. Taşan fazlalıklar bitene kadar bu işlem birkaç defa tekrar edilir. Oyulmuş parçalar sıra ile bu şekilde yapıştırılır ve kendi kendine kuruması için bekletilir.

Çok büyük boy motiflerde, motifin tamamı tek seferde yapıştırılmaz. Önce motifin sadece ana hatları yapıştırılır. Daha sonra kalan kısımlara sırayla devam edilir. Bazı Çalışmalarda üç boyut etkisi verebilmek için kağıdın uç kısımları zemine yapıştırılmadan bırakılabilir. Katmerli Çiçek Çalışmalarında, her bir katın arasına ufak bir miktarda sürülen muhallebi ile katlar üstüste yapıştırıldıktan sonra ortasına mühre ile bastırılır. Bu şekilde bütün katların iyice birbirine yapışması sağlanırken, aynı zamanda Çiçek katlarının kenarlarının hafifçe kalkması da temin edilir. Çiçek bu şekilde kurumaya bırakılır. Kuruduktan sonra gerekirse, tekrar Çiçek katları dikkatlice kat araları düzeltilir. Katmerli ağaç ve hatayi Çalışmalarında da aynı şekilde, sıra ile üstüste parçalar gerekli olan taraflarından yapıştırılır ve kurumaya bırakılır. Kuruduktan sonra tekrar elde düzeltilerek üç boyut etkisi verilir.

Büyük ve tek parça oymaları yapıştırırken genleşme daha fazla olacağından öncelikle genleşme dikkate alınarak yapıştırma yapılır. Erkek oymalarda genellikle yapıştırmaya ortadan başlanarak dışarı doğru devam edilir. Böylece genleşmenin her yöne dengelenmesi sağlanır. Dişi oymalarda ise, desen kısmı ortada oyuk olarak bulunduğundan, önce desenin dış Çerçevesi yapıştırılır. Daha sonra dıştan içe doğru sırayla devam edilir. Bu şekilde, genleşme en aza indirilirken, desenin formu da bozulmaz.

Kaynakça

  • Gülbün Mesara,Türk Sanatında İnce Kağıt Oymacılığı (Katı’)
  • Gülbün Mesara-Prof Dr. Aykut Kazancıgil, Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver Türk Süsleme Sanatları 2
  • Filiz Çağman, Katı’, TDV İslam Ansik.
  • Kemal Çığ, Türk Oymacılar ve Eserleri, AÜ İlahiyat F. Yıllık Araştırmalar Dergisi

Safiye MORçAY

Kaynak: Klasik Türk Sanatları Vakfı’nın web sitesindeki “KATI’ SANATI

Takip Et Ergunca:

Herkes Cennete Gitmek İster ama Hiç Ölmeden Cennete Gidilir mi?

Son yazıları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir