Karamanlı Aşık Hottoğlu
Karaman’ın tanınmayan ve kendisini tanıtmayan bir Halk Şairi olan Hottuoğlu, Aladağ’ın engin eteklerinin kuytu bir köşesinde; üst tarafları Çam ormanları aşağı tarafları Gök su nehrinin çevrelediği, Cennet meyvesi Zeytin Ormanları ile bezenmiş olan Çukur Köyündendir.
Asıl adı Ali olup 1863 doğumludur. Cahil olan Hottuoğlu; tabiatın latif ve hırçın, Göz ve gönül çekici bütün görevlerini etrafında toplayan, Çam ve Zeytin kokulu, küçük Köyünden sanki hiç dışarı çıkmamış, çok çekimser ve kabına çekilmiş, sakin ve latif mizaçlı bir Aşıktır. Hiç evlenmemiştir. (Hunsa olduğu da söylenirdi)
Çok kıymetli bir Horozu ile bir de Kedisinden başka hiçbir can yoldaşı yoktur. Temiz ve tertipli olup Köy kadınlarının yaptıkları işleri hiç beğenmez, ekmeğini, yemeğini kendisi yapar hatta elbiselerini de çok güzel bir dikişle kendisi dikerdi. Çok temiz ve titiz olmasına rağmen o nispette de alçak gönüllüdür. Köyünde ve civar köylerde, kadın erkek, küçük büyük her boy insanlarla ahbaptır. Herkesinvefakâr bir dostu sadık bir arkadaşıdır.
Bu haliyle etraf köylerde de pek sevilen Hottuoğlu, arasıra komşu köylere vardığında, kadın erkek herkes tarafından muhabbetle karşılanır, herkesin evine teklif sizce girip çıkar ve çok ikram görürdü. Etrafındakiler onun nükteli, cinasli Mānilerini beklerler ve onu söyletmek için bahaneler ararlar, gıcıklarlarken; hicviyesine hedef olmak tan da çekinirlerdi.
Bütün Halk Şairlerinde olduğu gibi Hottuoğlu da herhangi bir tesadüf ve olaylar karşısında pek güzel yakımlar yakar, koşmalar ve Destanlar söylerdi.
Bu sevimli ve garip Aşk’ın ve etrafındaki köylülerin cahil kimseler oluşlarından, maalesef, söylemiş olduğu bütün şiirleri; Çam ormanlarının hışıltıları ve Göksu nehrinin haşin çağlayanları arasında kaybolup gitmiştir.
Hottuoğlu aynı zamanda Anadolu Halk oyunlarda pek güzel bilirdi. Bazı şenlikler ve Düğünlerde, gönlü olursa bu hünerlerini gösterirdi. Bilhassa bir Kukla oyunu vardı ki Temsili olarak bir kadının doğum sancılarını gösterir ardı sıra da doğan ekiz çocukların kundak içinde, Ananın sağ se sol yanında yatışları ve biraz sonrada lohusa ana yatakta yatırken bu çocukların ayağa kalkıp karşılıklı Zeybek oyunu oynayışları gösterisi çok enteresan bir hüneri idi. (Doğan çocuklar. Lohusanın iki koludur.)
Millî mücadele yıllarında, Bıçakçı Köprüsündeki asayiş Karakolunda Jandarmalık yapan Hisar mahalleli Dolaşığın Durmuş ağa; bir zevzeklik olsun diye Hottuoğlu’nun can yoldaşı Horozunu Mavzerle vurmuş, etini de Arabası yapıp yemişler. Buna çok üzülen ve öfkelenen Hottuoğlu su aşağıdaki hicviyeyi söylemiştir.
Bu garip Aşık, 72 yaşında iken 1935 yılında ölmüştür.
Hottuoğlunun, Dolaşığın Durmuş Ağa hakkındaki hicviyesi
Ben de Horazımı ıramazdım gözümden,
Attı Martini, vurdu iki dizinden,
Ağlayı ağlayı ben de oldum iki gözümden,
Ulen oğlum sen de bozulmuş Bağa dönersin.
Benim horazım aşkıyanın midesini doldurur,
Er oter, beni kaldirır, kalkmasam pencereye saldırır.
Ta… Bucakkışla’nın imamını uykudan uyandırır.
Yarın; oğlum sen de bozulmus baga dönersin.
Ben de yitirdim Hátem yüzügümün kaşını,
Didiler ki: iller yimiş horazım döşünü,
Başın göğe degdi mi? içtin de Arabaşını,
Ulen oğlum sen de bozulmuş bağa dönersin.
Sekiz saat sayarlar Bostanözü ile Karaman’ın arasını,
Kimse sarmaz ben garibin yarasını,
Hanginiz virecekseniz virin horazımın parasını,
Yarın oğlum sen de bozulmuş bağa benzersin.
Gelinin giydigi alılan Gögezi,
Sırmalı yağlığa bağladılar kirazı,
Köyün ortasında vurdu, benim Seyis gibi Horazı,
Ulen oğlum sen de bozulmuş bağa dönersin.
Bilemedin mamur ile virani.
Küstürdün yetim ile yâranı,
Sen bir erkek olaydın, Avlakta vururdum Ceranı,
Yarın oğlum sen de bozulmus bağa dönersin.
Köylerde ne tüfek koydular ne Macar (1)
Hep topladı şuradaki kel Kacar (2)
Oturmuş Köprübaşına gelene geçene çatar, (3)
Yarin oğlum sen de bozulmuş bağa dönersin.
Hottuoglunu zorulan ittiler Aşık,
Babasını sorarsan hesardaki Dolaşık.
Arabaşı içmiş de ağzı yüzü bulaşık
Ulen oğlum sen de bozulmuş bağa dönersin.
1-) Macar: Bir nevi av tüfeği
2-) Kacar:Burada Dolaşığın durmuşa atıf yapılmıştır.
3-) Köprübaşı: Pıçakçı köprüsünde karakol anlatılmak istenmiş
Kaynak:
- Karamanlı Halk Ozanlarından Gufrani ve Kenzi- s65-67
Bir yanıt yazın