Hz. Muhammed s.a.v. Efendimizin Miracı

Hz. Muhammed S.a.v. Efendimizin Miracı

Miraç

Sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed’in (s.a.v.) hicretten bir yıl ya da on yedi ay önce, Receb ayının yirmi yedinci gecesi gerçekleştirdiği Mirac olayının iki aşaması vardır:

  • Birinci Aşama:Hz. Peygamber (s.a.v) Mescidü’l-Haram’dan Beytü’l-Makdis’e (Kudüs) götürülür. Kur’an-ı Kerim’in andığı bu aşama, gece yürüyüşü anlamında İsra adını alır ve ‘İsra Suresi’nde konu edilir..
  • İkinci Aşama: Hz. Peygamber’in (s.a.v) Beytü’l-Makdis’ten Allah’a (c.c.) yükselişi oluşturur. Mirac olarak anılan bu yükselme olayı, Kur’an’da anılmaz. Fakat pek çok Hadis-i Şerif’te ayrıntılı biçimde anlatılır.

Her iki aşamada meydana gelen olayların bugün bizlere verdiği önemli mesajlar vardır. Mirac’ın mesajını almak, üzerinde düşünmek bizler için hayati öneme sahiptir..

İbrahim Milleti Toplantısı

  • Hadislerde verilen bilgiye göre, Hz. Peygamber (s.a.v), Kâbe’de, Hatim’de ya da amcasının kızı Ümmühani binti Ebi Talib’in (r.a.) evinde yatarken, Cebrail (a.s.) gelip göğsünü yardı, kalbini Zemzemle yıkadıktan sonra, içine iman ve hikmet doldurdu.
  • Burak adlı bineğe bindirilerek Hz. Peygamber (s.a.v) Beytü’l-Makdis’e (Kudüs) getirildi.
  • Burada Hz. İbrahim (a.s.), Hz. Musa (a.s.), Hz. İsa (a.s.) ve diğer bazı peygamberler tarafından karşılandı. Hz. Peygamber (s.a.v) imam olarak diğer peygamberlere namaz kıldırdı.

Bilincin temizlenmesi, Kudüs’e varış ve Hz. Peygamber’i (s.a.v) Tevhit dininin atası, milletimizin kurucusu Hz.İbrahim’le (a.s.), Musevileri temsilen Hz.Musa’yla (a.s.) ve İsevileri temsilen Hz. İsa’yla (a.s.) buluşturmak, Miraç olayının birinci aşamasında önemli bir olaydır.

Kudüs’te, Hz.Muhammed’in (s.a.v.) ümmetinin, Hz.Mus’nın (a.s.) ümmetinin ve Hz. İsa’nın (a.s.)  ümmetinin, tıpkı Müslümanların Hac’ta buluştukları gibi,  Halil İbrahim milleti olarak Hz.İbrahim’le buluşmaları, meselelerini görüşmeleri, durumlarını Allah’a götürmeleri bugün bile çok büyük önem arz eden bir olaydır.

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) tecrübesi olan Mirac’ın bu boyutu, İslam’ın öncülüğünde Kudüs’te İbrahim milletini toplama boyutu, günümüz dünyası için keşfedilmemiş çok önemli bir değerdir.

Müslümanlar, güçlü oldukları dönemlerde, Kudüs’te, Mirac’ın sunduğu bu değeri, İbrahim milleti toplantılarını  yapmayı başarsalardı, bu ilahi kurum, bugün insanlık için hayırhah bir şekilde çalışıyor olurdu..

Bu saatten sonra ne yapılabilir? Müslümanlar güçlenene kadar, Mirac hediyesi İbrahim milleti toplantılarının Allah’ın murat ettiği şekilde yapılması mümkün görünüyor.. Çünkü İbrahim milleti toplantılarının amacı, insanlığın Hz. Muhammed’in (s.a.v.) açtığı yolu gündemlerine almalarıdır.  İbrahim milleti toplantıları, ilmi sempozyumlar şeklinde yapılmaya başlanabilir..

Allah’a Vuslat

  • Hz. Peygamber (s.a.s), Beytü’l-Makdis’te kurulan bir Mirac’la ve yanında Cebrail (a.s.) olduğu halde, göğe yükselmeye başladı.
  • Göğün birinci katında Hz. Adem (a.s), ikinci katında Hz. İsa (a.s) ve Yahya (a.s), üçüncü katında Hz. Yusuf (a.s), dördüncü katında Hz. İdris (a.s), beşinci katında Hz. Harun, (a.s) altıncı katında Hz. Musa (a.s) ve yedinci katında Hz. İbrahim (a.s) ile görüştü.
  • Cebrail (a.s.) ile birlikte yükseliş, Sidretü’l-Münteha’ya kadar sürdü. Cebrail (a.s.), “Buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam yanarım” diyerek Sidretü’l Münteha’da kaldı.
  • Hz. Peygamber (s.a.v) buradan itibaren Refref adlı başka bir binekle yükselişini sürdürdü.
  • Bu yükseliş sırasında Cennet ve nimetlerini, Cehennem ve azabını müşahede etti.
  • Sonunda Allah’ın (c.c.) huzuruna kabul edildi. Bu insanoğlunun çıkabildiği en yüksek yerde, Allah’ın huzurunda, bir büyük vuslattı.
  • Kendisine ümmetinden Allah’a (c.c.) şirk koşmayanların Cennet’e gireceği müjdelendi, Bakara suresinin son ayetleri verildi ve beş vakit namaz farz  kılındı.
  • Yeniden Refref ile Sidretü’l-Münteha’ya, oradan Burak’la Kudüs’e, oradan da Mekke’ye döndürüldü.

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Cebrail’le yolcuğu ve yedi kat gökte derecelerine göre peygamberlerle yerden sonra gökte de buluşmaları dikkat çekici bir olaydır. Mirac’ta lütfedilen Bakara suresinin son iki ayeti, Hz. İbrahim (a.s.) başta olmak üzere tüm peygamberlerin mesajıdır aynı zamanda.. Bu ayetler, insanlığın gündemine taşınabildi mi?

Cennet ve cehennem hakkında sunulan bilgiler de dikkat çekicidir. Dante’ nin Mirac olayından etkilenip “İlahi Komadya“yı yazması da göz önüne alınacak olursa, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) cennet ve cehennem hakkında verdiği bilgi, insanlık için hala büyük önem taşımaktadır..

Allah’la vuslat, Kur’an-ı Kerim ve namaz birbirini bütünleyen olaylar.. Bir hadiste namazın Müslümanların Mirac’ı olduğu ifade edilmedi mi? O namaz ki Kur’an-ı Kerim’in özel bir okuyuş biçimi.. Mirac bilinci, namaza ruh verir, ibadetin şekil ve anlamını kavramamızı sağlar.

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Allah’u Teala’yla (c.c.) dünyadayken vuslatı, Kur’an-ı Kerim’in içinde ayetler olarak, Müslümanların hayatında namaz olarak bulunması, kıyamete kadar süren bir mucize olmalı. Bu vuslat, başta Müslümanlar olmak üzere bütün bir İbrahim milletini Kur’an-ı Kerim’de buluşturma boyutuna varıyor. Hz. Mehdi (a.s.) bunu zaten gerçekleştirecek..

Peygambere Sadakatın Doruğu

Hz. Peygamber (s.a.v) ertesi günü Mekke’de Mirac olayını anlattı.

Olayı duyan müşrikler, yoğun bir kampanya başlatarak Hz. Peygamber (s.a.v)’i suçlamaya, alaya almaya başladılar. Bu kampanya bazı Müslümanları da etkileyerek şüpheye düşürdü.

Olayın gerçek olup olmadığını araştırmak isteyenler Beytü’l Makdis’e ve Mekke’ye gelmekte olan bir kervana ilişkin sorular sorarak Hz. Peygamber’i (s.a.v) sınadılar. Hz. Peygamber (s.a.v)’in verdiği bilgilerin doğruluğu Müslümanları şüpheden kurtardıysa da müşriklerin inatlarını kırmaya yetmedi. Mirac olayı inatlarını ve düşmanlıklarını artırarak onlar için bir fitne nedeni oldu.

Bu olay karşısındaki tutumu nedeniyle Hz. Ebu Bekir (r.a.), Hz. Peygamber (s.a.v)’ce “Sıddîk” lakabıyla onurlandırıldı. Hz. Ebu Bekir (r.a.), olayı kendisine anlatarak hala inanmaya devam edip etmeyeceğini soran müşriklere “O söylüyorsa şüphesiz doğrudur!” cevabını vermişti.

Mirac olayı, bilinci temizleme sınavıdır; imanın tahkiki hale gelip gelmediğini gösteren bir kalp aynasıdır. Allah’a (c.c.), meleklerine, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe ve hayır şer, kaza kader meselesine (Allah insan ilişkisi) inancın berraklaştığı bir alandır bu. Bütün bu iman esasları arasında sağlıklı bağlar kurulup kurulmadığımızı Mirac’ta görebiliriz..

İlk insandan kıyametin koptuğu anda yaşayacak olan insana kadar gelmiş ve gelecek tüm insanlık için Allah’ın (c.c.) varlığını ve peygamberlerle gönderdiği kitaplarını tasdik sınavıdır bu.

Biz Müslümanlar için, bir yandan dünya ve ahiret bütünleşirken, bir yandan da  bütün bir insanlık tarihi, dinler tarihi derlenip toplanıyor ve Mirac’ta özetlenip Hz.Muhammed’e ümmet olmakta anlamına kavuşuyor..

Mirac, Müslümanlara Allah’a ve peygamberine sadakat basamaklarında yükselme imkanı sağlıyor. Ehli Sünnet ve’l Cemaat yolunda Hz. Ebu Bekir’in (r.a.) bulunduğu son basamağa kadar çıkabilenlere ne mutlu..

Miraç Gecesi’ni Namazla ve Kuran’la İhya 

Bütün Müslümanlar, hadislere dayansa da Mirac olayının gerçekliğinde birleşmişlerdir.

Ancak olayın gerçekleşme biçimi, İslam bilginleri arasında görüş ayrılıklarına neden olmuştur. Buna göre İbn Abbas’ın (r.a.) da içinde bulunduğu bazı bilginlere göre Mirac olayı uykuda gerçekleşmiştir. Bilginlerin büyük çoğunluğuna göre ise uyku durumunda ve rüyada değil, uyanık iken gerçekleşmiştir. Fakat bu görüşü savunanlar da Mirac’ın yalnız ruhla mı, yoksa hem ruh, hem de bedenle mi olduğu konusunda ikiye ayrılmışlardır.

Sonraki Kelamcıların büyük çoğunluğuna göre Mirac olayı uyanıkken hem ruh, hem de bedenle gerçekleşmiştir. İçlerinde Hz. Aişe’nin de bulunduğu bazı bilginlerle mutasavvıfların büyük çoğunluğuna göre ise uyanık durumda iken ama yalnız ruhla gerçekleşmiştir.

Allahu Teala “Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (İsra Suresi, Ayet:1.) buyuruyor.. “Kul” kelimesi, Arapçada sadece ruh için kullanılmaz. İnsanın ruh ve bedeniyle bir bütünlük halidir ‘kul’ ile kast edilen.. Dolayısıyla bu ayet, Mirac olayının uyanıkken hem ruh, hem de bedenle gerçekleştiğini ifade etmektedir..

Müslümanlar, tarih boyunca, Mirac olayının gerçekleştiği geceyi, Kadir gecesinden sonra en kutsal gece saymıştır. Bu yüzden Mirac gecesinin ibadetle ihyası gelenekleşmiştir. Mirac gecesinde biz Müslümanlara ruhla gerçekleştireceğimiz Kur’an-ı Kerim’de Allah’la vuslat çağrısı var..

Göklere açılan pencereden çıkıp kanatlanabilirsiniz, geçmişin, bugünün ve geleceğin dürüldüğü, zamanın dışında, sadakatin doruklarında peygamberlerle buluşup namaz kılabilirsiniz.. Orada, Hz. Peygamber’in (s.a.v) ardında, Hz. İbrahim’le birlikte bütün peygamberle, Hz. Ebu Bekir (r.a.) başta olmak üzere bütün sahabelerle, salih kullarla, alimlerle, velilerle ve şehitlerle saf tutup gece boyu namaz kılabilirsiniz.. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) şerefine, Kur’an-ı Kerim’in şerefine lütfedilen Mirac gecesi namazlarınızın kabul olmasını diliyorum..

Osmanlılar döneminde, camiler, kandillerle donatıldığı için Mirac kandili olarak anılan geceyi izleyen gün, cami ve tekkelerde Mirac olayını anlatan ve Miraciye adı verilen şiirlerin okunması, dinleyenlere süt ikram edilmesi de bir gelenekti.

Kur’an okuduğumuz, buyruklarına ve yasaklarına boyun eğdiğimiz, saygımızı sunduğumuz Namazlar, biz Müslümanın Mirac’ıdır elhamdülillah. Allahu Teala (c.c.) Mirac gecesi hürmetine günahlarımızı bağışlasın, bizlere iman etme, ibadet etme ve istikamet tutma fırsatı versin; Mirac’ta bilinçlerini temizleyen, Kur’an’da ve namazda sadakatin basamaklarını tırmanan bahtiyar kulları arasına katsın bizleri..

Ergunca
Ergunca tarafından yazılan son yazılar (Hepsi)

Yorum yapmaya ne dersiniz?