Honore Balzac
20 Mayıs 1799’da Fransa Tours’da doğdu. 18 Ağustos 1850’de yaşamını yitirdi. Asıl ismi Honore Balssa. Adını Balzac olarak değiştirdi ve soyluluk ifade eden de’ öntakısını ekledi.
Köy kökenli bir ailenin çocuğu. Babası devlet memuru. 6 yıl Vendome’da College des Oratoriens’te öğrenim gördü. Napolyon’un devrilmesinden sonra ailesi Paris’e taşındı. Burada 2 yıl daha okula gitti. 3 yıl bir avukatın yanında çalıştı. Ama küçük yaşlardan beri edebiyata gösterdiği eğilim ağır bastı. Trajedi türünü denediği 1819’da yazılmış “Cromwell” başarı kazanamayınca romana yöneldi.
Para kazanmak için tarihsel, mizahi ve gotik romanlar yazdı. Bunları değişik adlarla yazdı. Basımcılık, yayıncılık, hatta dökümcülük yaptı. Başarılı olamayınca tekrar edebiyata döndü. 1829’da yazdığı “Les Chouans” isimli tarihi roman tanınmasını sağladı.
Bu eser Türkçe’ye (Köylü İsyanı 1974 ve Şuanlar 1977 olarak çevrildi.) 1824-1834 arasında yayıncılarından aldığı parayla bohem bir yaşam sürdü. 1829-1831 arasında yergici gazetelere yazılar yazdı.
1830’lardan sonra bir toplum tarihi yazmak amacıyla, eski ve yeni romanlarını üç bölüm altında toplamaya karar verdi. Örf ve âdet incelemeleri, felsefi incelemeler ve çözümleyici incelemeler. Bu tasarı 1834-1837 arasında 12 cilt olarak gerçekleşti.
1840’ta bu yapıtların hepsine Dante’yi anımsatan bir başlık koydu: “İnsanlık Komedisi“. 1842-1848 arasında 17 ciltlik bir baskı yapıldı. 1869-1876 arasında da 24 cilt olarak yayınlandı. Eserlerinde aynı kahramanlara tekrar tekrar yer verme düşüncesini geliştirdi.
Bunu gerçekçiliğin baş romanı kabul edilen ve 1834’te yayınlanan “Goriot Baba“da uyguladı. 1836 ve 1837’de İtalya gezisine çıktı. 1828’de Versailles yakınlarında pahalı bir ev yaptırdı.
Borç sorunu nedeniyle Passy’de bir eve yerleşti (Bugün Balzac müzesi). Para kazanmak için tiyatroda başarısız denemeler yaptı. Edebiyatçılar Derneği başkanı olarak yazar haklarıyla ilgili girişimlerde bulundu.
1847’de Polonya’da sevgilisi Eveline Hanska’nın şatosunda kaldı. 1850’de Eveline ile evlendi Paris’e döndüler. Birkaç ay sonra yaşamını yitirdi. Geride 85’i tamamlanmış, 50’si taslak halinde eser bıraktı. Romanda gerçekçilik ve doğalcılık akımlarının yaratıcısı olarak kabul edilir.
Mantıksal bir sıra izleyen olayların her şeyi gören bir gözlemcinin ağzından anlatıldığı, kahramanların tutarlı bir biçimde sunulduğu, kuralları belli “klasik roman tekniğini” Balzac’ın kurduğu benimsenir.
Olağanüstü bir gözlem yeteneği ve güçlü bir hafızası vardı. Kendisini başka insanların yerine koyup onların duygularını paylaşmayı biliyordu. Eserlerinde nedenselliği ve arka plan ile karakterler arasındaki ilişkiyi açıklamakta ustadır. Bütün bu özellikleriyle “romanın Shakespeare’i” sayılır.
Türkçeye çevrilen eserleri:
- Köylü İsyanı (1974)
- Tours Papazı (1949)
- Eugenie Grandet (1983)
- Goriot Baba (1984)
- Bette Abla (1977)
- Otuz Yaşındaki Kadın (1963)
- Vandetta (1943)
- Tılsımlı Deri (1943, 1968)
- Tefeci Gobseck (1947-1961)
- Kırmızı Han (1946)
- Terör Devrinde (1979)
- Köy Hekimi (1942-1979)
- Bilinmeyen Şaheser (1945)
- Lois Lambert (1946)
- Albay Chabert (1944-1974)
- Bir Havva Kızı (1970)
- Onüçlerin Romanı (1945)
- Mutlak Peşinde (1945-1965)
- Altın Gözlü Kız (1943)
- Kibar fahişelerin İhtişam ve Sefaleti (1946)
- Kibar fahişeler (1972)
- Kötü Kadınların Parlayış, Düşüşü (1981)
- Vadideki Zambak (1941-1985)
- Sönmüş Hayaller (1949)
- Nucingen Bankası (1950)
- Köy Papazı (1952)
- Cesar Birotteau (1945-1964)
- Ursula Mirouet (1949)
- Karanlık Bir İş (1947) – Esrarlı Bir Vaka (1949-1964)
- İki Gelinin Hatıraları (1940 – 1983)
- Modeste Mignon (1947)
- Köylüler (1845, 1976-1985)
Bir yanıt yazın