Bir ıraklığı, uzaklığı ifade eden “Fizan” kelimesini genellikle coğrafi olarak nereyi tarif ettiğini bilmeden kullanırız. Gerçekte de Fizan dünyanın en ırak ulaşılması en güç ve en izole yerlerinden biridir.
Hatta dilimizde “Fizan’a kadar yolun var!” sözü hala yaygın olarak kullanılmaktadır. Sürgün denince akla Fizan veya Yemen gelir. Bu kelimeler söylenince de sürgün…Osmanlı döneminde kervanlarla Fizan’a Trablusgarp’tan en az 30 günde ulaşılabiliyordu. Fizan’ı anlamak için öncelikle Libya’yı ve çölü iyi bilmek gerekiyor. Bu iki kelimenin birbiri içine geçmiş olduğunu ancak bu bölgeye gidince anlayabiliyorsunuz. Neyse ki biz sürgün olarak değil gezmek için gidiyoruz Fizan’a… Aslında Fizan Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp eyaletine bağlı bir sancak merkeziydi.
Bugün Libya’nın güneybatısında bir eyalet olan Fizan’a Araplar da “Fezzan” diyorlar. 1551’de Osmanlı topraklarına katılan bu yer 1911’de İtalyanların Trablusgarp’ı işgali sonrasında onların eline geçti (1912).
1943’ten sonra ise bölgede İngiliz-Fransız hâkimiyeti başladı. Birleşmiş Milletler 1949’da Libya Krallığı’nı ilan etmesi ile Senusi tarikatının İngiliz yanlısı önderi Sidi Muhammed Idrisi 1950’de kral seçildi.
Muammer Kaddafi öncülüğündeki Özgür Subaylar Hareketi 1969’da darbeyle bu krallığa son vererek cumhuriyeti ilan etti.
Bir yanıt yazın