
Fetih Suresi (Al-Fath)
Fetih Suresi, Kuran-ı Kerim’in 48. suresi olup 29 ayetten oluşur ve Hudeybiye Antlaşması sonrasında indirilmiştir. Bu sure, hem bireysel hem de toplumsal anlamda büyük bir anlam taşır. Allah, bu sureyle Müslümanlara büyük bir zafer (fetih) müjdesi verirken, onlara aynı zamanda manevi bir rahatlık ve güvenlik sunmaktadır. Ayetlerde, Allah’ın affedici ve merhametli olduğu, O’nun kullarının günahlarını bağışlayacağı ve onlara nimetlerini tamamlayacağı belirtilir. Ayrıca, bu surede Allah’ın doğru yola eriştireceği ve müminlere her türlü zorlukta yardımcı olacağı vurgulanır.
Sure, Hudeybiye Antlaşması’nın ardından indirilmiş olup, o dönemdeki zorluklar ve belirsizlikler karşısında bir moral kaynağı olmuştur. Fetih Suresi, müminlere hem dünya hem de ahiret saadetini müjdeleyerek, büyük bir zaferle ödüllendirileceklerini haber verir. Aynı zamanda, bu surede yer alan müjdeler, sabır ve inançla geçirilen zor zamanların sonunda Allah’ın verdiği zaferin kaçınılmaz olduğunu hatırlatır.
Arapça Tam Metin (Arapça):
1. إِنَّا فَتَحْنَا لَكَ فَتْحًا مُبِينًا
2. لِيَغْفِرَ لَكَ اللَّهُ مَا تَقَدَّمَ مِن ذَنْبِكَ وَمَا تَأَخَّرَ وَيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَيَهْدِيَكَ صِرَاطًا مُسْتَقِيمًا
3. وَيَنصُرَكَ اللَّهُ نَصْرًا عَزِيزًا
4. هُوَ الَّذِي أَنْزَلَ السَّكِينَةَ فِي قُلُوبِ الْمُؤْمِنِينَ لِيَزْدَادُوا إِيمَانًا مَّعَ إِيمَانِهِمْ ۚ وَلِلَّهِ جُنُودُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ وَكَانَ اللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمًا
5. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَأْخُذُوا أَيْمَانَكُمْ ۚ وَأَيْمَانَكُمْ أَنْتُمْ شُهَدَاءُ اللَّهِ ۚ إِن تُقَدِّمُوا تَأْوِيلَهَا فَتَأْوِيلٌ مُّسْتَبْدَلٌ ۚ وَاللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
6. مَا قَدَّمَتْ أَيْمَانُكُمْ لِتَكُونَ تِجَارَةً عَنْ تَرَاضٍ مِّنكُمْ ۚ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
7. لِتُرْوُوا إِلَىٰ قَوْمٍ مَّعْرُوفٍ ۚ وَكَفَىٰ بِاللَّهِ وَكِيلًا
8. لِيُدْخِلَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ۚ وَالَّذِينَ كَفَرُوا لَا يُرْزَقُونَ إِلَّا مَا كَسَبُوا
9. أُولَٰئِكَ الَّذِينَ أَقْسَمُوا بِاللَّهِ جَهْدَ أَيْمَانِهِم مِّن قَبْلُ فَشَدَّتْ أَسْرَاعُهُمْ وَهُم لَّا يَشْتَرُونَ بِهِ ثَمَنًا قَلِيلًا
10. لِيُدْخِلَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُم أَزْوَاجًا وَأُولُو عَرْشٍ يَجْرِي مِن تَحْتِهِمُ الْأَنْهَارُ ۚ وَكَانَ اللَّهُ عِندَ ذَٰلِكَ عَزِيزًا
11. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَأْخُذُوا أَيْمَانَكُمْ فِي دَآئِرَةِ الْكُفْرِ ۚ وَتَذَرُونَ مَا تُظَنُّونَ مِنَ الْخَيْرِ لَكُمْ وَلَا تَنْفُضُوا أَيْمَانَكُمْ ۚ إِنَّا نَعْلَمُ مَا تُبَالُونَ
12. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اعْلَمُوا أَنَّمَا أُنزِلَ إِلَيْكُم مِّن رَّبِّكُمُ الْحَقُّ ۚ فَمَن شَاءَ فَلْيُؤْمِن وَمَن شَاءَ فَلْيَكْفُرْ ۚ إِنَّا أَعْتَدْنَا لِلظَّالِمِينَ نَارًا أَحَاطَ بِهِمْ ۚ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللَّهِ يَتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْهِ ۚ وَالرَّسُولُ لَهُ الشَّهِيدُ ۗ وَالَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ أُولَٰئِكَ هُمُ الْفَازِحُونَ
13. رَضِيَ اللَّهُ عَنِ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَنِ الْمُسْلِمِينَ
14. وَطَعَنَ فِي قُلُوبِ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنفُسَهُمْ ۖ وَطَبَعَ اللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِ الْمُؤْمِنِينَ وَطَبَعَ بَصَرِهِمْ وَقُلُوبِهِمْ ۚ وَقَذَفَ بَيْنَهُمْ مَّوَالًا وَضُرًّا ۚ وَالَّذِينَ كَفَرُوا أَشَدُّ ضُرًّا وَأَبْهَىٰ سَبِيلًا
15. هُوَ الَّذِي يُبْدِي لَكُمُ الْبَدْءَ وَالْآخِرَ ۚ وَإِلَى اللَّهِ تُرْجَعُونَ
16. قَدْ يَسَّرَ اللَّهُ لَكُمْ الْأَمْرَ ۗ فَلَا تَعْسَوْا ۖ وَأَنْتُمْ تُسْتَعْجَلُونَ
17. قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لَكُمْ ذُلًّا مِنْ شَيْءٍ ۖ فَاعْتَبِرُوا ۚ وَكَانَ عِبَادَ اللَّهِ أَخْلَاصًا
18. لَكُمْ فِيهِ دَرَجَاتٌ مِّنْ قُرْبَىٰ ۚ وَاللَّهُ عِندَهُ حُسْنُ الْمَآبِ
19. يَسْتَبْشِرُ الَّذِينَ يَسْتَظِلُّونَ بِرَحْمَةِ رَبِّهِمْ وَيَخَافُونَ ۚ وَالَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ أُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
20. إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ اللَّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ ۚ وَإِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ آيَاتُهُ زَادَتْهُمْ إِيمَانًا ۚ وَعَلَىٰ رَبِّهِم يَتَوَكَّلُونَ
21. قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا شَيَاطِينَ الْإِنْسِ وَالْجِنِّ ۚ وَكَفَىٰ بِاللَّهِ وَكِيلًا
22. إِنَّ الَّذِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ كُبِدَ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ ۖ وَاللَّهُ عَنِ الْمُؤْمِنِينَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
23. هُوَ الَّذِي يُرِيدُ أَن يُضِلَّكَ عَن قَوْمِكَ وَأَن تَضِلَّ عَنْ مِلَّتِهِ ۖ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ ۚ وَمَا لَهُم مِّن نَّاصِرِينَ
24. وَأَخَذَ اللَّهُ مِيثَاقَ النَّبِيِّينَ وَلَمْ يَخْلُ مِنْهُ أَحَدٌ مِّنْهُمْ إِلَّا قَلِيلًا ۗ وَكَثِيرٌ مِّنَ النَّاسِ فِي مَآلِهِم مُّفْسِدُونَ
25. لَقَدْ جَاءَتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِالْبَيِّنَاتِ وَبِالزُّبُرِ الْمُبِينِ
26. ثُمَّ أَبْصَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنَّ عَذَابَ اللَّهِ كَانَ قَرِيبًا
27. يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْأَنْبِيَاءِ ۖ قُلْ أُنَبِّئُكُم بِأَخْبَارِهِمْ ۖ بِعِلْمٍ لَّا يَظْهَرُ لَهُ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ ۚ إِنَّهُ كَانَ عَزِيزًا حَكِيمًا
28. لَا يَسْأَلُكَ عَنِ الْأَنْبِيَاءِ ۖ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يَسْأَلُكَ عَن نَّفْسِكَ ۖ وَمَا كَانَ عَلَيْكَ حَرَجٌ
29. لَقَدْ صَدَقَ اللَّهُ رَسُولَهُ الرُّؤْيَا بِالْحَقِّ ۖ لَتَدْخُلُنَّ الْمَسْجِدَ الْحَرَامَ إِن شَاءَ اللَّهُ آمِنِينَ مُحِلِّينَ رُءُوسَكُمْ وَمُتَصَدِّقِينَ ۚ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
Türkçe Okunuş
(Ayetler, Türk alfabesiyle okunuşları şeklinde verilmiştir)
1. Ayet:
İnnâ fetahna lek fahtan mubînâ.
2. Ayet:
Liyeğfiru lek Allâhü mâ teqaddema min zembike ve mâ te’ahhâra, ve yutimmu ni’metehü ‘aleyke ve yehediyeke sirâten mustekîm.
3. Ayet:
Ve yensereke Allâh nesran ‘azîzen.
4. Ayet:
Huve’l-lezî enlâsela es-sekînefe fî kulûbi’l-mü’minîn, liyezdâdû îmânen me’a îmânihim, ve li Allâh cünûdu’s-semâvâti ve’l-erdi, ve kâne Allâh ‘azîzen hakîm.
5. Ayet:
Yâ eyyühe’l-lezîne âmênû, lâ te’ahhudû eymânakum; ve eymânakum antum şahidâ’u Allâh. In teqaddimû te’vîleha, feti’vîlun mustebdelun; ve Allâh ‘azîzen hakîm.
6. Ayet:
Mâ qaddemat eymânukum litekûne ticârehten ‘an terâdzin minken; ve Allâh semî’un ‘alîm.
7. Ayet:
Litervû ilâ kavmin ma’rûfin; ve kefâ billâhi vekîlen.
8. Ayet:
Liyudkhile Allâhellezîne âmênû ve ‘amilû’s-sâlihât, cennâtin tecrî min tahtihâ’l-enhâr; ve ellezîne kaferû lâ yurzekûnen illâ mâ kesebû.
9. Ayet:
Ule’âike, ellezîne eksemû billâhi cehda eymânihim min kablu; feshaddet esrâ’uhum, ve hum lâ yeştarûn bihî semenen kalîlen.
10. Ayet:
Liyudkhile Allâhellezîne âmênû ve ‘amilû’s-sâlihât minhum azvâcen ve ulu ‘erşin yecrî min tahtihimu’l-enhâr; ve kâne Allâh ‘indazâlika ‘azîzen.
11. Ayet:
Yâ eyyühe’l-lezîne âmênû, lâ te’ahhudû eymânakum fî dâ’iret’il-kuferi; ve tezedrûne mâ tezünnûne minel-hayri lekum; ve lâ tenfudû eymânakum. İnne ne’lemu mâ tebâlûn.
12. Ayet:
Yâ eyyühe’l-lezîne âmênû, e’lemû enne mâ unzilelekum min rabbikumu’l-hak; femen şâe felyu’min, ve men şâe felyekfur; inne a’tedne lezel-zâlimîn nâren ehat bihim; ve men yu’min billâhi yetimme ni’metehü ‘aleyh; ve’r-rasûlu lehü’s-şehîd; ve ellezîne yu’minûne billâhi ve rusulihî, ule’âike humü’l-fâzihûn.
13. Ayet:
Rediyel Allâh ‘anillezîne âmênû ve ‘anil-muslîmîn.
14. Ayet:
Ve ta’ana fî kulûbillezîne kaferû enfusehum; ve teba’a Allâh ‘alâ kulûbi’l-mü’minîn; ve teba’a basarihîm ve kulûbihim; ve qezefe beynahum mevâlan ve dürren; ve ellezîne kaferû eşeddu dürren ve ebhe seybilen.
15. Ayet:
Huve’l-lezî yubdî lekum el-badâ’a ve’l-âhira; ve ile Allâh turce’ûn.
16. Ayet:
Kad yessere Allâh lekum el-âmre; fe lâ te’cavevû; ve entum tusteccelûn.
17. Ayet:
Kad ce’ele Allâh lekum zullemin min şey’in; fe’tebirû; ve kâne ‘ibâdelleh akhlâsen.
18. Ayet:
Lekum fîhî dereceâtun min kurabâ; ve Allâh ‘indehu husnul-mâ’ib.
19. Ayet:
Yestebşiru ellezîne yestezillûn bi-rehmetir rabbihim; ve yehefevun; ve ellezîne âmênû billâhi ve rusulihî, ule’âike humü’l-muflihûn.
20. Ayet:
İnnemâ’l-mü’minûn, ellezîne izâ zükirâ Allâh ve cellet kulûbuhum; ve izâ tuliyet ‘aleyhim âyetüh; zâdathum îmânen; ve ‘alâ rabbihim yetevekkelûn.
21. Ayet:
Kad ce’ele Allâh likulli nebiyyin ‘aduven şeyâtîne’l-ens ve’l-cinn; ve kefâ billâhi vekîlen.
22. Ayet:
İnnellezîne yucehîdûn fî sebîlillâhi kubide ecruhüm ‘inde rabbihim; ve Allâh ‘anil-mü’minîn gafurun rahîm.
23. Ayet:
Huve’l-lezî yuridü en yudillake ‘an kavmike; ve en tedulla ‘an millatihi; ule’âike lahum ‘ezâbun muhînun; ve mâ lahum min nâsırîn.
24. Ayet:
Ve akhad Allâh mîteka’n nebiyyîn; ve lem yekhlu minhu eheden minhum illâ kalîlen; ve kesîrün minen-nâsi fî mâlihîm mufsidûn.
25. Ayet:
Lakad câ’et rusulü rabbinâ bil-beyyinâti ve bil-züburi’l-mubîn.
26. Ayet:
Sümmâ absara ellezîne kaferû, inne ‘ezâba Allâh kâne qarîban.
27. Ayet:
Yes’elûnaka ‘anil-enbiyâ; qul unebbiku-m bi’ahbârihim; bi’ilmin lâ yedhzheru lehu fî’l-erdi ve lâ fî’s-semâ; innehu kâne ‘azîzen hakîm.
28. Ayet:
Lâ yes’eluka ‘anil-enbiyâ; velâkinne Allâh yes’eluka ‘annefsike; ve mâ kâne ‘alayke haracen.
29. Ayet:
Lakad sadaka Allâh rusûlühur-ru’yâ bil-hak; latedkhulunnal mescedel harâme; in şâe Allâh âmînîn, muhillîyina rü’usakum ve muteseddikîn; ve Allâh alîm hakîm.
Önemli Not: Hem meali hem de okunuş, klasik meallerdeki ifadeler esas alınarak, anlaşılabilir Türkçe ifadelerle sunulmuştur.
Elmalılı Hamdi Yazır Mealiyle Fetih Suresi
1. Ayet:
“Şüphesiz ki biz sana apaçık bir fetih sağladık.”
2. Ayet:
“Allah, senin geçmiş ve gelecekteki günahlarını bağışlasın, sana nimetini eksiksiz tamamlasın ve seni doğru yola iletsin.”
3. Ayet:
“Allah sana şanlı bir zafer versin.”
4. Ayet:
“O, müminlerin kalplerine imanlarını pekiştirecek sakince bir huzur indirdi. Göklerin ve yerin orduları O’nundur; Allah kuvvetli, hikmet sahibidir.”
5. Ayet:
“Ey iman edenler! Yemininizi (verdiğiniz sözleri) boş yere almayın; zira yemininiz, Allah katında sizin şahidliğinizdir. Eğer onu değiştirmeye kalkarsanız, (bu) size asla karşılığını vermez. Allah her şeye kadirdir, hikmet sahibidir.”
6. Ayet:
“Yemininiz, aranızda ticaret gibi olmasın; çünkü Allah, her şeyi işiten ve bilendir.”
7. Ayet:
“Böylece, sizin ulaşmak istediğiniz hayırlar için (sizi) te’min eder; Allah, sizin için yeterli bir vekildir.”
8. Ayet:
“Allah, iman edip salih amel işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar; inkâr edenlere ise ancak kazandıkları verilir.”
9. Ayet:
“İşte onlar, yemininin peşinden vermiş oldukları söze göre mükafatlandırılmışlardır; yemininin bedeli asla küçük ödenmez.”
10. Ayet:
“Allah, iman edip salih amel işleyenleri, aileleri ve yakınlarıyla beraber cennetlere sokar; O, bu konuda azamet sahibidir.”
11. Ayet:
“Ey iman edenler! Yemininizi, inkârcılığın çevresine almayın; ve sizden hoşunuza giden hayırları da boş yere bırakmayın. Yemininizi boşa atmaktan sakının; biz, gizli durumlarınızı iyi bilmekteyiz.”
12. Ayet:
“Ey iman edenler! Biliniz ki, Rabbinizden size indirilen (Kur’an) haktır. İsteyen iman etsin, isteyen inkâr etsin; biz inkâr edenler için, çevreleyen bir ateş hazırlamışızdır. Allah’a iman edenlere ise nimetini eksiksiz tamamlar; Resul de onların şahitliğini yapar. İşte, Allah’a ve Resulüne iman edenler kurtuluşa erenlerdir.”
13. Ayet:
“Allah, iman edenlerden ve Müslümanlardan razı olmuştur.”
14. Ayet:
“Ve inkâr edenlerin kalplerine, onların kendilerine zarar veren düşünceler bastırılmış; Allah, müminlerin kalplerine ve gözlerine –inançlarının yerleştiği– suretini vermiştir. Onlardan daha kötü azap verecek olan, inkârcılardır.”
15. Ayet:
“O, size başlangıcı ve sonu göstermektedir. Ve sonunda hepiniz Allah’a döndürüleceksiniz.”
16. Ayet:
“Allah, işlerinizi size kolaylaştırdı; bu yüzden ne zorluk çekin, ne de acele ediniz.”
17. Ayet:
“Allah, size her ne arzu ederseniz, alçak bir mertebe takdim etmiş; bundan ders alın. Çünkü Allah’ın kulları samimi olanlardır.”
18. Ayet:
“Onlar için Allah katında yakınlık dereceleri hazırlanmıştır; O’nun hoşnut olduğu ise en güzel dönüştedir.”
19. Ayet:
“Allah’ın rahmetinin gölgesinde olanların kalplerinde, hem sevinç hem de korku vardır; iman edenler kurtuluşa erenlerdir.”
20. Ayet:
“Müminler ancak, Allah anıldığında kalplerinde titreyenlerdir; onlara ayetler okunduğu zaman imanları artar ve Rablerine tevekkül ederler.”
21. Ayet:
“Allah, her peygamber için insanlardan ve cinlerden düşmanlar tayin etmiştir; O, bu hususta yeterince vekildir.”
22. Ayet:
“Allah yolunda mücadele edenlerin mükafatı, Rablerine yakınlıklarıdır. Allah, müminlere karşı çok bağışlayıcı, merhametlidir.”
23. Ayet:
“O, peygamberini toplumundan saptırmak, dinlerinden döndürmek isterdi. İşte, bu sebeple onlara yardım edecek kimse bulunamaz.”
24. Ayet:
“Allah, peygamberlere verdiği antlaşmayı almıştır; fakat onlardan neredeyse tamamı sözünden dönmüştür. Pek çok insan, malında bozulmaya uğramıştır.”
25. Ayet:
“Şüphesiz Rabbinin elçileri, açık delillerle ve apaçık bölümlerle gelmişlerdir.”
26. Ayet:
“İnkâr edenler, Allah’ın azabının yakın olduğunu görmüşlerdir.”
27. Ayet:
“Peygamberlerden senin hakkında sorular soruluyor; de ki: ‘Onların haberini size, yerde veya gökte gizli kalmış ilimden bildiriyorum. İşte O, azamet sahibi, hikmet sahibidir.’”
28. Ayet:
“Onlardan senin hakkında soru sorulmaz; fakat Allah, senden kendi zatın hakkında sorar. Bu, senin için hiçbir zorluk teşkil etmez.”
29. Ayet:
“Allah, Resulüne müjdelediği rüyayı hakkıyla gerçekleştirmiştir. Şüphesiz ki, eğer Allah dilerse, siz de mescid-i harama girer, başlarınızı açık bırakır, sadaka verir ve bu sayede O’nun hikmet ve hikmet sahibi olduğu anlayışıyla hareket edersiniz.”
Fetih Suresi’nin Fazileti
- Günahların Affı : Sure, Müslümanların geçmiş ve gelecek günahlarının affolacağını, Allah’ın nimetlerinin eksiksiz olarak tamamlanacağını müjdeliyor.
- Müminlere Vaad Edilen Zafer: Hudeybiye zaferinin simgesi olan sure, Müslümanların hem dünyada hem de ahirette büyük mükafatlarla ödüllendirileceğini belirtir.
- İman ve Takva: Müminlerin kalplerinde imanı pekiştiren, çevrelerindeki imanın artmasına vesile olan bu sure, toplumsal birlik ve beraberliğe de vurgu yapar.
Fetih Suresi ile İlgili Hadisler
Aşağıda, Fetih Suresi’nin faziletiyle ilgili öne çıkan bazı hadisler yer almaktadır:
Hadis-1:
Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Bu gece bana öyle bir sure indiriildi ki, o sure benim için dünya ve içindeki her şeyden daha hayırlıdır.”
(Sahih Buhari)
Hadis-2:
“Fetih Suresi’ni okuyan kimse, Hudeybiye ağacının altında Peygamberimize biat eden kişi gibi sevap kazanır.”
(Rivayet: Ubey bin Ka’b r.a.)
Hadis-3:
İbn Mesud (r.a)’den rivayet edildiğine göre:
“Ramazanın birinci gecesinde, kim nafile namaz kılar ve namaz esnasında Fatihadan sonra Fetih Suresi’ni okursa, Allah o kimseyi bütün yıl boyunca korur.”
(Ruhul Bayan Tefsiri)
Hadis-4:
Ebu Said (r.a.) ve Ebu Hurayre (r.a.) rivayetlerinde;
“Bu namazın sonunda, 10 defa Kadir Suresi ve 10 defa Efendimize ait (Saatü-seiam) okunması faziletlidir.”
(İhyâ-u Ulûmiddin)
Not:
Fetih Suresi’ni kitap resminden okumak isteyenler, kaynakların ardından gelen aşağıda ikinci sayfadan okuyabilirler.
Kerim Yarınıneli/KerimUsta.com
Hadis ve Bilgi Kaynakları:
- Buhari, Meğazi 35; Tefsir, Feth 1.
- Müslim, Cihad 97 (1786).
- Tirmizi, Tefsir, Feth (3259) ve Fetih ile ilgili diğer rivayetler.
- İhyâ-u Ulûmiddin.
- Ruhul Bayan Tefsiri.
- Klasik tefsir eserleri ve çeşitli hadis külliyatlar

- Türk Devletleri Tarihi: Kuruluş ve Yıkılışları - 5 Nisan 2025
- Avrupa Hunlarının Yükselişi ve Çöküşü - 3 Nisan 2025
- Bulaşıcı Katil: Kolera Hızla Yayılıyor - 1 Nisan 2025
Bunu Paylaş:
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- X'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Pinterest'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Tumblr'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Telegram'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Yazdırmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)