Hamidi, 15. yüzyılda yaşamış bir divan şairidir. Hâmidî 843/1439-40 yılında Isfahan’da doğdu. Kaynaklarda kendisinden Hâmidî-i Isfahânî, Molla Hâmidî, Mevlânâ Hâmidî, Hâmidî-i İrânî, Hâmidî-i Acem veya Hâmidî-i Acemî diye söz edilmektedir. Öğrenimini doğduğu yerde tamamladıktan sonra bir müddet Bakü’de Şirvanşahlar sarayında bulundu.
Divanında yer alan iki kasideden, Hâmidî’nin 865 (1461) yılı kışında Kastamonu’da İsfendiyaroğlu İsmâil Bey ve aynı yılın baharında Bursa’da Fâtih Sultan Mehmed’in sadrazamı Mahmud Paşa ile karşılaştığı anlaşılmaktadır. Bu duruma göre Hâmidî 843/1439-40 yılında Isfahan’da doğduğu thmin edilmektedir.Doğduğu yer olan İsfahan’dan sonra Bakü, Kastamonu, Bursa ve İstanbul’da bulunmuştur.
Dîvân’ında yer alan iki kasideden, Hâmidî’nin 865/1460-61 yılı kışında Kastamonu’da İsfendiyaroğlu İsmâil Bey’le ve aynı yılın baharında Bursa’da Fâtih Sultân Mehmed’in sadrazamı Mahmûd Paşa’yla karşılaştığı anlaşılmaktadır.
Fatih Sultan Mehmed’in himayesinde bir süre sarayda kalmış, ancak kendisine yapılan bir ihsan üzerine ağzından kaçırdığı bir sözün padişahı kızdırması sebebiyle 881 (1476-77) yılında Murâd-ı Hüdâvendigâr türbedarlığı göreviyle Bursa’ya gönderildi. Ertesi yıl İstanbul’a giderek padişahtan af dilediyse de tekrar Bursa’ya dönmesi emredildi. Küçük oğlu Celîlî’nin 893’te (1488) Bursa’da doğduğu ve babasını genç yaşta kaybettiği bilindiğine göre Hâmidî’nin XVI. yüzyıl başlarında Bursa’da öldüğü söylenebilir.
Hamidi’nin eserleri arasında Farsça Hasbihalname adlı bir mesnevi, Türkçe ve Farsça şiirlerden oluşan bir divan, oğlu Celili için yazdığı Vasiyetname ve fal kitabı niteliğindeki Cam-ı Sühan-guy bulunmaktadır. Şiirlerinde dönemin siyasi, sosyal ve kültürel olaylarına değinmiş, Farsça şiirlerinde daha çok övgü, Türkçe şiirlerinde ise daha çok aşk temasını işlemiştir. Dil ve üslup bakımından Doğu Türkçesi özelliklerini taşıyan şiirleri, Bursalı Ahmed Paşa’nın şiirleriyle benzerlik göstermektedir.
Eserleri:
- Külliyyât.
- Vasiyyetnâme.
- Câm-ı Süḫan-gûy.
- Târîh-i Âl-i Osmân.
Hamidi’nin bir şiir örneği ve günümüz Türkçesi
Der-MEDH-Î HAZRET-t BEGLERBEGI AHMED PAŞA BA’D Ez-MÜRÂCA’AT Ez-SEFER-Î ŞEHR-Î KEFFE
(Beglerbegi Ahmed Paşa’nın Keffe Şehrine Yapacağı Seferden Dönüşünden Sonra Methine Dair)
Fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün
Ey mülâzımlar sana feth ile ikbâl ü zafer
Kanda kim varsan sana Hızr nebîdür râh-ber
Ey görevliler! Sana fetih, ikbal ve zafer olsun.
Nerede olursan ol, Hızır nebî rehberindir.
Devr-i Âdemden beri dünyâya ey kişver-küşâ
Bir uğurlu sencileyin gelmedi gelmeyiser
Ey cihan fatihi! Âdem devrinden beri dünyaya
Senin gibi uğurlu bir kişi gelmedi, gelmeyecek de.
Pâdişâhun himmetiyle ey şeh-i şâhib-kırân
Sen alursın kanda kim vardur cihanda kal’alar
Padişahın himmetiyle ey şeh-i şâhib-kırân
Nerede olursa olsun, cihandaki bütün kaleleri ele geçirirsin.
Sancak-ı sultân senünle yaraşur kim dünyâda
Nireye varsarj cihanı feth idersin ser-tâ-ser
Sancak-ı sultan seninle yaraşır, çünkü dünyada
Nereye varırsan cihanı baştan sona fethedersin.
Bir mübarek yüzlü serversin ki devletlü olur
Pâdişeh katında her kim bulsa senden bir nazar
Sen öylesine mübarek yüzlü bir serversin ki,
Padişah katında her kim senden bir nazar bulursa devletli olur.
Hızr ile îlyâs ikisi sağ u solundan yürür
Çün semendürje biniben idesin ‘azm-i sefer
Hızır ve İlyas ikisi sağında ve solunda yürür,
Sefer azmiyle semendine bindiğinde.
Hâmidi-i bî-nevâ candan du’âcurjdur senürj
Şıdk ilen ‘ömrürj uzunlığı diler şâm u seher
Bî-nevâ Hamidi candan dua eder sana,
Akşam ve sabah şıdk ile ömrünün uzun olmasını diler.
Görmesün hurşid-i ikbâlürj cihan içre zeval
Devletürj yılduzına olsun sa’âdet râh-ber
İkbâl güneşinin cihan içinde zeval görmesin,
Devletinin yıldızı için saadet rehber olsun.
Kerimusta.com/Kerim Yarınıneli
Kaynaklar:
- HÂMİDÎ – TDV İslâm Ansiklopedisi.
- HÂMİDÎ-İ ISFAHÂNÎ, Molla Hâmidî, Mevlânâ Hâmidî, Hâmidî-i İrânî, Hâmidî ….
- Hamidinin Türkçe Şiirleri
Bir yanıt yazın