Cengizhan Kimdir? Cengizhan Hakkında Bilgiler

Kategori: İz Bırakanlar | 1

Cengizhan Kimdir? Cengizhan Hakkında Bilgiler
Cengizhan Hakkında Bilgiler

Moğol İmparatorluğu’nun büyük Han’ı, Ayrıca dünyanın en başarılı politik ve askeri liderlerinden biri olarak bilinir. Asıl adı Temuçin’dir. Temuçin, 13 yaşlarında iken, babasını kaybetti. Henüz küçük olduğundan, kabilesi, onu bırakıp Tayciutlar’a katılmak istedi. Annesi Helün Hatun, binbir çaba ile kabilenin küçük bir bölümünü geri çevirebildi. Nice güçlük ve sıkıntıya rağmen, varlıklarını sürdürebildiler.

Bütün bu olaylar sırasında, Temuçin’deki önderlik yetenekleri kendisini belli ediyordu.Cengiz, han olduktan sonra Çin’deki Kitün/Chin Sülalesi’nin, kuzey sınırlarında Tatarlar’a karşı giriştiği bir harekete katıldı ve Tatarlar ezildi. Ona göre Tatarlar, atalarına kötülük edip, ölümüne neden olmuşlardı.

1202’te Tatar kabileleri ile savaştı ve onları yendi. Cengiz Han,Moğolistan’ın tek gücü durumuna gelmişti. 1206İlkbaharı’nda,Onon Irmağı boylarında bir kurultay toplandı. Bu kurultay, bütün kabilelerin temsilcileri Han Temuçin’i, bakanlığa (Kağan) getirdiler. Cengiz unvanı da bu sırada verilmiş olmalıdır.

Cengiz Kağan, Çin’den batıya giden ticaret yolunu denetimlerinde tutan Tangutlar’la savaştı. 1209’da kendisi de sefere katıldı. Başkent Ning-hia düşmediyse de, Tangutlar denetim altına alındı. Cengiz Kağan, Asya’nın doğusunda büyük bir güç olarak ortaya çıkarken,

Orta Asya’nın kudretli devleti de Harezmşahlar’dı. İki ülke arasında birçok elçiler gidip gelmişti. Cengiz, iki ülke arasında özellikle ticaretin gelişmesinden yana olduğunu belirtmiş, Harezmşah’tan gelen kervan mallarını uygun fiyatlarla satın almıştı.

Cengiz,1218’de bir kaç elçisi dışında tamamı Müslüman olan tacirlerin yönettiği 450 kişilik bir kervan hazırlatıp gönderdi. Cengiz’in Moğollar’ı tek bir devlet altında toplaması sonucu, eski Göktürk topraklarındaki bazı Türk Boylarının Batı’ya doğru göçü başlamıştır.

Asya’daki dinler mücadelesinde, Cengiz’in Şaman inancında olmasına karşın, siyasal açıdan İslamiyet’e yakınlaşmasıyla İslamiyet’e destek sağlamıştır.

Cengiz’le birlikte Asya’nın iktisadi yaşamı da değişime uğramıştır. Ülkelerarası ticaret yeni boyutlar kazanmış, sınırlar ve gümrükler ortadan kalkmıştır. Asya’da tek bir devletin egemen olmasıyla, Asya’nın batısı ile doğusu arasındaki ticari ilişkiler gelişmiştir. Cengiz Han,1227 yılında ölmüştür.

Cengiz Han kimdir?
Cengiz Han, Chinggis Khaan, Çinggis Haan)(ya da doğum adıyla Temuçin (anlamı: demirci)), (Moğolca: Чингис Хаанya da “Tengis” (anlamı: deniz)),Farsça: جنكيز خان (d.1162– ö.18 Ağustos1227).Moğol Börçigin ailesinden siyasetçi, asker ve han. Moğol kabilelerini buyruğu altında birleştirerek Moğol İmparatorluğu’nu (1206-1368) kurmuştur.

Bu imparatorluk Dünya tarihinin bitişik sınırlara sahip en büyük imparatorluğudur. Timuçin ismiyle Moğol Devleti hükümdarı akrabası olarak doğmuş, meritokratik (liyâkata bağlı) oldukça güçlü bir ordu kurmuş ve tarihin en başarılı ordu liderlerinden biri olmuştur.

Tüm dünya tarafından genelde acımasız ve kana susamış bir fatih olarak gözükse de, Moğolistan’da oldukça sevilen bir sembol hâline gelmiştir. Moğolistan’ın babası olarak görülür. Kağan olmadan önce; Doğu Asya ve Orta Asya’daki bir çok göçebe topluluğu yenmiş ya da birleştirmiş ve onları “Moğol” sosyal kimliğine taşımıştır.

Orta Asya’daki Kara Hıtay, Kuzey Çin’deki Batı Xia ve Jin Hanedanı’nı ele geçirmiş, İran’da Harezmşahlar Devleti de dahil olmak üzere bir çok yeri fethetmiştir.

Avrupa ve Asya’daki hâkimiyeti; radikal olarak bu bölgelerin demografisini ve jeopolitikasını değiştirmiştir. Moğolistan İmparatorluğu, günümüz ülkelerinden Çin, Moğolistan, Rusya, Ukrayna, İran, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Irak, Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Pakistan, Tacikistan, Afganistan, Türkmenistan, Moldova ve Kuveyt’in büyük bir bölümünü ele geçirmiştir.

Cengiz Han, ana dili Moğolca’nın yanında Bertold Spuler’in iddiasına göre Göktürkçe de bilmekteydi. Halefleri de onun gibi bir kaç lisana vâkıftılar.

Adı “Temüǰin” (Türkçe: Temuçin), Moğolca’da Demir anlamına gelen “Temür”den türemiştir.

Doğumu
Hayatının ilk yılları hakkında az bilgi vardır. Pek az kaynak o döneme ilişkin bilgiler vermektedir. Küçük bir kabile olan kiyat kabilesinde doğduğu ve babasının ona Temuçin ismini onun Temuçin Uge isminde bir lideri yakaladığı için verdiği ileri sürülmektedir. Başka bir rivayete göre ise elinde bir kan pıhtısıyla doğmuştur ki bu da kabilenin ileri gelenleri tarafından savaşçı ve muzaffer bir şahsiyet olacağına yorulmuştur. Moğol Devleti’nin son hükümdarı Kutala’nın yeğeni, Börçigin’in lideri Yesügey’in büyük oğludur, annesi Helin, Onggirat boyunun Olkunat kabilesindendi. Orta Asya’da göçebe hayatı yaşıyorlardı.

Ailesi
Cengiz babası tarafından Kabul Han, Ambagai ve Kutula Han’ın akrabasıydı. Bulundukları Moğol Devleti, Jin Hanedanı altındaydı ve Tatarlar’ı desteklemeleriyle 1161’de Kabul Han yokedildi. Babası Yeşügey dağılan Moğol kabilelerinin başına geçmiş, ancak Tayiçyut kabilesi ile rekabet yaşıyordu. 1161’den sonra Tatarlar çok güçlenince, Çin desteğini Tatarlardan Keraitlere çevirdi.

Kardeşleri
Temuçin’in 3 erkek kardeşi hazar Kasar, Kaçiun ve Temüge’nin yanı sıra bir kız kardeşi Temulin vardı. Bunun yanı sıra, Bekter ve Belgütey isimli iki üvey kardeşi vardı.

Çocukları
Cengiz Han’ın imparatoriçesi ve ilk karısı Börte’den 4 çocuğu oldu; Cuci (d. 1185 – 1227), Çağatay ( ? – 1242), Ögeday (? – 1241), Tuluy (d. 1190 – ö. 1232).

Cengiz Han’ın ayrıca bir çok diğer eşinden bir çok çocuğu oldu ama onlar yerini almaktan muaf tutuldular, ve kızlarının kaç kişi olduğuna değin bir bilgi yoktur.

Cuci’nin doğumu
Cengiz Han’ın en büyük oğlu Cuci’nin babasının kim olduğuna değin hep sorular olmuş; ve Cengiz Han sonrasında da bu tartışmalar İmparatorlukta devam etmiştir. Temuçin ile Börte evlendikten sonra; Börte Merkitler tarafından kaçırılmış ve bir adamın karısı yapılmıştır. Kurtarıldıktan yaklaşık dokuz ay sonra da doğum yapmış; Cengizhan da emin olamadığı için oğluna Moğolca “konuk” manasına gelen Cuci ismini koymuştur. Yine de Cuci’ye her zaman öz oğlu gibi davranmıştır.

Moğolistan’ın gizli tarihi’ne göre; Çağatay Harezmşahlar’a sefer öncesinde; Cuci’nin Cengiz Han’ın yerine geçmesini asla kabul edemeyeceğini söylemiş; bunun karşılığında ikisi de Cengiz Han’ın yerine geçememiş Ögeday kağan olmuş ve Cengiz Han öldükten sonra “Kağan” olarak yerini almıştır. Zaten Cuci 1226’da babasından önce ölmüştür.

Çocukluğu
Efsanelere ve daha sonraki yazarlara göre, Temuçin’in çocukluğu oldukça zor geçti. Henüz 9 yaşındayken, görücü usülü evliliğine göre babası Yeşügey, Temuçin’i eşi Börte’nin Onkırat kabilesinden olan ailesine verdi. Burada evlilik yaşı olan, 10 yaşına gelene kadar Deiseçen’e; evin reisine hizmet etti.

Evine dönerken babası Tatarlar tarafından zehirlenmişti. Bunun sebebi de onlara karşı yaptığı seferler ve saldırılardı. Bu sayede Temuçin kabilenin reisi olmuştu, ancak kabilenin üyeleri küçük bir çocuğun liderliğini kabul etmediler ve Temuçin’i ve ailesini terk ettiler.

Devam eden yıllarda, Temuçin ve ailesi doğada göçebe hayatı yaşadı. Ağaçlardaki meyvalardan ve doğadaki hayvanları avlayarak yaşıyorlardı. Bir seferinde de, Temuçin üvey kardeşi Bekter’i avladıkları hayvanı bölüşürken anlaşamadığı için öldürdü. Annesi karşı çıksa da, öldürmek üzerine hiç bir zaman pişmanlık göstermedi. Bu olay ayrıca onu ailenin reisi yapmıştı. 1182’deki başka bir olayda da, eski kabilesi tarafından saldırıya uğramış ve esir düşmüştü. Tayiçyutlar’a esir düştüğünde, gelecekte generallerinden biri olacak Çilayun’un yardımı ile kaçtı. Annesi Helin Temuçin’e hayatta kalabilmesi için bir çok ders verdi. Moğolistan’ın politikasından, diğer kabilelerle ittifak kurmaya, ve zor tabiat koşullarına kadar. Bu gelecekte Temuçin’in anlayışını da bir şekle sokar. Gelecekteki generallerinden Cebe ve Borçu da bu dönemde Temuçin’e katılırlar. Kardeşleriyle beraber, ilk gelişme ve diplomasi için insan gücünü temsil ettiler.

Temuçin Börte ile 16 yaşındayken evlilik düğünü yaptı. Daha sonra Merkit kabilesi tarafından kaçırıldı, Temuçin de Börte’yi o dönemdeki arkadaşı daha sonra da düşmanı olan Camuha’nın yardımıyla kurtardı. Börte hep tek imparatoriçeydi, ama Temuçin geleneklere uyarak morganatik eşleri oldu. Börte’nin ilk çocuğu Cuci, Merkit kabilesinden kaçırıldıktan 9 ay sonra doğdu; böylece de babasının kim olduğu hakkında hep soruları da beraberinde getirdi

Orta Asya’nın birleşmesi
Bu dönemde Temuçin’in birleştirdiği Orta Asya’daki başlıca konfederasyonlar şunlardı:

  • Naymanlar
  • Merkitler
  • Uygurlar
  • Tatarlar
  • Moğollar
  • Keraitler

1100’lü yıllarda Moğolların başlıca rakipleri, batıda Naymanlar, kuzeyde Merkitler, güneyde Tangutlar, doğuda da Çin ve Tatarlardı. 1190’da Temuçin ve danışmanları sadece Moğol konfedarasyonunu birleştirdi.

Mutlak hâkimiyeti ve insanların kanunlarına uygulaması için bir anayasa da yazıldı, bunun ismi ” Yasa” idi ve halk arasında “Yasak” olarak biliniyordu. Bu kanunlarda halkın ve savaşçıların saldırılardan pay alacağı da yazıyordu, ancak gizli bir yasa olduğu için tamamı bilinmiyordu ve hiç bir zaman bir kopyasını yaratmadı.

Cengiz Han’ın oğlu Çağatay da bu kanunların uygulanmasından sorumluydu.Bu yasanın kanunları oldukça ağırdı, ve hemen hemen herşeyin cezası ölümdü. Örnek olarak, eğer ki bir asker önündeki insandan düşen bir şeyi o kişiye vermezse öldürülüyordu. Bu kanunname’de geçenler tam olarak belli değildir

Temuçin’den Cengiz Han’a
Temuçin’in yükselişi; Keraitler’in güçlü kralı Tuğrul Han’ın yardımıyla gerçekleşti. Temuçin, Tula kıyısındaki Kreaitlerin kralına hürmetlerini ve bağlılığını bildirmeye gitmişti (1175’e doğru). Vaktiyle Temuçin’in babası tarafından yardım gördüğünü hatırlayan Tuğrul Han genç adamı himayesine aldı. Tuğrul Hanile Temuçin bundan böyle müttefik olmuşlar ama Temuçin kesin şekilde Tuğrul’un himayesine girmiştir. Bu bağlılık, Temuçin’in Kerait kralına “babam han” demesinden açık bir şekilde bellidir. Bir müddet sonra Temuçin bir Merkit çetesi tarafından baskına uğradı ve ellerinden ancak karısı Börte’yi bırakarak kurtulabildi. Temuçin, kan kardeşi (anda) Cacirat kabilesinin şefi Camuka ve Tuğrul Han üçü birlikte Merkitleri yenip Börte’yi kurtardılar.

Temuçin ile Camuka’nın bozuşması uzun sürmedi. “Gizli Tarih” bir buçuk yıl göçebe olarak birlikte yaşayan iki önderin nasıl ayrıldığını anlatır. Temuçin dağa doğru, Camuka nehre doğru giderek konaklamışlardır.

Tuğrul Han’ın Kin hanedanının desteği ile babasını öldüren Tatarlar’a karşı kazandığı zaferde Temuçin’de Keraitlerin yanında savaşmıştır. Tuğrul Han bu savaşta “Wang-han” ünvanını almıştır.

Tuğrul Han’ın oğlu Sengün; Temuçin’in büyüyen gücünü kıskanmış ve o’na suikast planı yapmıştı. Tuğrul Han da oğlunun önerisine izin vermiş ve Temuçin’in karşısına gizli de olsa geçmişti. Temuçin Sengum’un isteklerini öğrenince, O’nu ve yandaşlarını mağlup etti. Tuğrul Han ve Temuçin arasındaki uzaklaşma ise, Tuğrul Han’ın kızını Temuçin’in oğlu Cuci’ye vermek istememesiyle başladı. Bununla da beraber ayrı düşen Tuğrul Han ve Temuçin aralarında savaş doğdu. Tuğrul Camuka ile ittifak olarak Temuçin’e karşı geldiler. İttifakın kabilelerinden bir çok üyenin de Temuçin’in saflarında yer almasıyla; Tuğrul bozguna uğratıldı. Bu bozgun sonunda da Kerait kabilesi tamamen yokoldu.

Bir sonraki tehdit ise Naymanlardan geldi. Camuka savaş sonrası buraya kaçmış ve takipçileri ile beraber sığınmıştı. Naymanlar Temuçin’e karşı teslim olmadılar ama yeteri kadar birlikleri Temuçin’i desteklemeyi tercih ettiler. 1201’de Kurultay Camuha’yı Gür Han, kainatsal yönetici, olarak seçti.

Camuha’nın bu hareketi Temuçin karşısındaki en son taşkınlığı oldu. Camuha Temuçin karşısındaki kabileler ile bir koalisyon kurup Temuçin’e karşı tekrar savaş açtı. Bu sorundan önce, yine de, bazı generalleri Camuha’dan ayrıldı; aralarında Temuçin’in generallerinden Cebe Noyan’ın tanınan kardeşi Sübüdey Noyan da vardı. Bir kaç muharebe sonrasında, Camuha’nun orduları tamamen yenildi ve Temuçin’e esir düştü.

”Gizli Tarihe göre, Temuçin Camuha’ya tekrar arkadaş olmalarını ve yanında olmasını teklif etti. Camuha bunu redetti ve onurlu bir ölüm (kansız, boynu kırılarak) istediğini iletti. Naymanlarla olan Merkit kabileleri de Sübüdey Noyan tarafından bozguna uğratıldı ve tamamı öldürüldü. Sübüdey daha sonda da Cengiz Han’ın en büyük kumandanlarından biri oldu. Naymanların yenilmesi Cengiz Han’ı Moğolistan’daki tek hükümdar yaptı. Tüm konfederasyonlar birleşerek Moğollar oldular.

1206’da, Temuçin Merkitler’i, Naymanlar’ı, Moğollar’ı, Uygurlar’ı, Keraitler’i, Tatarlar’ı ve diğer küçük kabileleri liderliği, arzusu ve isteğiyle birleştirdi. Bu uzun süredir Çin imparatorluklarına karşı birleşemeyen Moğolları birleştirmiş, ve tarihî bir an olmuştur. Kurultay’ın tekrar toplanmasıyla, Temuçin Cengiz Han ismini aldı.

Cengiz Han öldükten sonraya kadar Kağan unvanını alamasa da; oğlu Ögeday bu unvanı alınca babasına verdi. Bu birleşme ile Cengiz Han uzun süredir aralarında savaşan kabileler arasında bir barış sağlamış olsa da, Moğol İmparatorluğu’nun diğer milletlerle olan savaşı ömrünün son gününe kadar devam etti. Birleşmenin olduğu dönemde; Moğolistan’da 200,000 kişi yaşarken, bunlardan 70,000’i asker idi.

Cengiz Han olduktan sonra Moğol İmparatorluğu’nun kuruluşu ve savaşları 1206 yılında Moğol kabilelerinin birleşmesiyle kurulan Moğol İmparatorluğu Cengiz Han’ın önderliğinde seferlere dayalı bir savaş ve ekonomi politikası izledi.

İlk defa Naymanlarda mühür ve yazı kullanıldığını görünce, Nayman hizmetindeki Uygur mühürdarlarını da hizmetine aldı. Akabinde, Uygur yazısı tüm Moğol İmparatorluğu’nda kullanılmaya başlandı. İlk yıllarda Moğol İmparatorluğu’nun devlet işleyişinin belli bir düzene geçmiştir.

Tangutları himayesine alan Cengiz Han, daha sonra Kuzey Çin’deki Jin Hanedanı’na savaş açarak Pekin’i 1211 yılında kuşattı. Çin hükümdarı barış için Çin’li prenseslerden birini Cengiz Han ile evlendirse de, barış uzun sürmedi. 1215’de oldukça kanlı geçen bir savaş sonrasında Çin’i himayesi altına aldı.

Alaaddin Muhammed Harezmşah, Cengiz Han’ın Çin’i ele geçirdiğinden emin olmak için Seyyid Bahaüddin-i Razi yönetiminde bir heyet gönderdi. Gelen heyetle barış görüşmeleri yapan Cengiz Han, Alaaddin Muhammed’e elçilerini gönderdi. Anlaşma doğrultusunda hazırlanan Kervan, Harezmşahlar Devleti’nin Otrar şehrinde 1218 yılında hücuma uğradı. Cengiz Han bunun üzerine Otrar valisi Kayır Han’ın teslim olmasını istedi. Alaaddin Muhammed, Cengiz Han’ın bu teklifini ileten elçilerini öldürerek Harezmşahlar Devleti’nin de sonunu hazırladı.

Cengiz Han öncelikle yol üzerindeki Naymanlı Güçlük Han’ın eline geçen Kara Hıtay’ı ortadan kaldırmak için; Cebe Noyan komutundasın da bir ordu gönderdi. Güçlük Han korkarak Kaşgar’a kaçtı ancak Sarı Göl yakınlarında yakalanarak öldürüldü.

Alaaddin Muhammed de korkuya kapılıp kalelerini korumaya alıp, dağlık bir bölgeye çekildi. Cengiz Han bazı kaynaklara göre kolaylıkla, başka bir bakış açısına göre de barbarca tüm şehir ve kaleleri ele geçirdi. 1220 yılında Otrar’daki kuşatma uzun sürünce, oğulları Ögeday ve Çağatay kontrolündeki orduları burada bıraktı ve Buhara’ya geçti. Yolunun üzerindeki Zernuk kalesi de teslim oldu ve bu şehire Gu-Balık ismini koydu.

Yol üzerindeki Nur şehri de Cengiz Han’ın korkusuyla teslim oldu. Akabinde 1220’de Buhara’yı kuşattı. Şehrin garnizonunun Horasan’a çekilmesiyle, 12’inci gününde şehir Cengiz Han’ın oldu ve şehir yakılıp yıkıldı. Aradan 5 ay geçtikten sonra da Otrar şehri teslim oldu. Cengiz Han’ın elçilerini öldürten Otrar valisi de, ağzına eritilmiş gümüş dökülerek öldürüldü.

Cengiz Han’ın yolculuğu Semerkant’da da devam etti. Bazı tarihçilere göre Semerkant’ı ele geçirdikten sonra buradaki büyük kütüphane yıkılmış, medeniyet namına tüm eserler yerle bir edilmiştir. Burada Göksaray şehrini kuşatmasının ardından şehir teslim oldu. Cengiz Han’ın generalleri de Siriderya’daki Sığnak, Cend, Barçınlığkent’i ele geçirdi.

Alaaddin Muhammed kaçışına devam ederken, peşinden yetenekli generallerinden Cebe Noyan ve Sübüdey Noyan’ı gönderdi. 30 bin kişilik bu ordu, Alaaddin Muhammed’i Irak’a kadar kovaladı. Cengiz Han oğlu Çağatay’ın kumandasındaki orduyu da Harezmşahlar Devleti’nin merkezi Ürgenç’e gönderdi. Daha sonra da büyük oğlu Cuci’yi buraya gönderdi. 6 ay kuşatmadan sonra, şehir tamamen yokedildi. Böylece de Harezm, Maveraünnehir, Horasan ve bütün doğu İslam ülkeleri de Cengiz Han’ın imparatorluğunun bir parçası oldu.

Alaaddin Muhammed’in vefatının ardından yerine geçen oğlu Celaleddin Harezmşah Moğollarla olan savaşını Cengiz’in ölümünden sonrada devam ettirmiştir.

Cengiz Han’ın savaşlarına değin bir çok değişik bakış açısı vardır. Çoğu devletler İran, Irak, Afganistan ve Pakistan gibi ülkeler hâlâ Cengiz Han’ı bir barbar ve soykırımcı olarak görmektedirler. Batı dünyası ise, Cengiz Han’ı “Vahşi Moğol” diye tanımlar ve barbar olarak nitelendirir.

Moğol İmparatorluğu’nun yönetiminin Öğeday’a verilmesi
Moğol geleneklerine göre Cengiz Han hayattayken topraklarını oğulları arasında pay etti. Yerine Cuci ve Çağatay arasındaki tartışma yüzünden ikisini de uygun görmezken, Ögeday bu göreve layık oldu. Cuci avcıbaşı, Çağatay örf ve hukuk uygulayıcısı, Tului de savaş bakanı oldu.

Cuci’nin arası Tului ile de açılmıştı, ancak batı ülkelerin fethinde önemli rol oynadı. Cuci bilinen tüm yerleşik batı ülkelerini ele geçirdikten sonra Moğolistan’a dönmedi. Ancak aradaki mesafe oldukça uzundu ve bir haber alınamıyordu. Bunu bir kopma olarak alan Cengiz Han ordularını hazırlarken oğlu Cuci’nin ölüm haberini aldı.

Ölümü
1223 ve 1224 yıllarını Kulan-Başın ve İrtiş’de geçiren Cengiz Han; 1225’de Batı Xia Hanedanı’na karşı sefere çıktı. Hsia merkezinin teslim olmadan iki gün önce günümüz Gansu’sunda Tangut seferi sırasında hastalanarak 1227 yılının 18 Ağustos’unda öldü.

Moğol geleneği uyarınca mezarı gizli tutulsa da, cesedi Onon ve Kerulen kaynakları yakınında, Burhan-Haldun dağları arasında bir yere gömüldüğüne inanılmaktadır. Ondan sonra gelenler de buraya gömüldü ve heykelleri dikildi. Mezarının gizli tutulması için bir çok at mezarın üstüne gezdirilerek mezarın belirginliği giderilmiştir.

Dünya tarihindeki etkileri
Cengiz Han’ın Asya’yı birleştirmesiyle sınırlar ve gümrükler kalkmış, Asya’daki iktisadi yapı değişmiştir. Halklar arası ticaret artmıştır.

Hem Asya hem de Avrupa’daki sınırları sayesinde iki kıta arasında bilgi ve tecrübe akışını, kısa bir sürede olsa, sağlamıştır. Ayrıca Hıristiyan ve Müslümanlar arasındaki düşmanlığın yine kısa süreliğine olsa da azalmasını sebep olmuştur.

Bağdat’ın yakılması İslam ve dünya tarihini teknolojisini ve bilimini ileri götürebilecek çok önemli eserlerin yok olmasına sebep olmuştur.

Ölümünden sonra
Genelde bilinenin aksine, Cengiz Han Moğol İmparatorluğu’nun tamamını ele geçirmemiştir. Döneminde Hazar Denizi’nden Japon Denizi’ne kadar ilerlemiştir. İmparatorluğun genişlemesi 1227 yılından sonra Ögeday’ın yönetiminde olmuştur. Moğol orduları İran’ın tamamını, Çin’in tamamını da 1279 yılında ele geçirmiştir.

1230 lu yılların sonunda, Cuci’nin oğlu Batu Han Avrupa’ya sefere çıkmış; Rusya’yı ele geçirmiş ve Orta Avrupa’ya kadar ilerlemiştir. Sübüdey Noyan’ın da desteğiyle o dönemdeki en güçlü Avrupa ordusu olan Leh (Polonyalı), Alman ve Macar ordularını 2 gün içinde bozguna uğratmış; Avrupa’nın da orduya bakış açısını değiştirmiştir.

Tului’nin oğlu Hülagû Han Orta Doğu’da günümüz Filistin’ine kadar ulaşmış, Abbasi Halife’sini de öldürmesi de günümüzde hâlâ Iraklıların Moğolları sevmemesini sağlamıştır.

Popüler kültürde Cengiz Han
National Geographic’in araştırmasına göre; Cengiz Han Dünya’da en fazla ırkı devam eden kişidir. (16 milyon kişi).
Michael H. Heart’ın tarihin en fazla etki bırakan liderleri arasında 29’uncu olmuştur.
National Geographictarafından tarihin en önemli 50 politika liderlerinden biri seçilmiştir.
Bin yılın en büyük 10 kültürel efsanesi olarak 1998’de Dr G. Ab Arwel’ın araştırması sonucunda seçilmiştir. Şöyle bir deyiş de vardır :Cehennemden çıkmış köpek gibiydiler yaktılar yıktılar ve gittiler ve dünyada yaşayan 250 kişiden birinin Cengiz Han’ın soyundan gelme ihtimali vardır.
Moğolistan’da Cengiz Han
Cengiz Han Sovyetler Birliği tarafından desteklenen komünist yönetimi dönemince aksini savunmak bir tabu olarak nitelendirilmiştir. Ancak, Moğolistan’ın demokrasiye kavuşması ardından Cengiz Han’ın anıları Moğolistanlıların gururu olmuştur. Günümüzde de Moğolistan’ın gelmiş geçmiş en büyük ve efsanevi lideri olarak görülmektedir. Moğolistan’ın politik ve etnik kimliğinin var olmasında büyük önem taşır. Ayrıca zalimliğine değin başka görüş açılarına sahiptirler. Moğollar, Moğol olmayan inceleyenler tarafından yazılan tarihsel kayıtların Cengiz Han’ın barbarlığını abarttığı düşünürler. Cengiz Han ayrıca kültürel bir değişikliğe sebebiyet verip, Moğol dilini Uygur alfabesine göre uygulamıştır.

1990lı yıllarda, Moğolistan komünist rejimden çıkınca Cengiz Han bağımsız devletin bir simgesi hâline gelmiştir. Moğollar bu sebeple Moğolistan’a Cengiz Han’ın Moğolistan’ı kendilerine de Cengiz Han’ın çocukları demektedirler. Moğollar bu ismi bir çok ürüne, sokağa, binaya ve diğer yerlere de vermişlerdir. Ayrıca Cengiz Han’ın resmî para birimleri Tugrik’in ₮500, ₮1000, ₮5000 ve ₮10,000’in üzerinde bulunmaktadır.

Başkent Ulaanbaatar’daki hava alanının ismi Cengiz Han Uluslararası Havaalanı’dır. Halk Cengiz Han’a büyük saygı duyar. 2006 yılında, tekrar başkentte Cengiz Han’ın ve oğullarının heykelleri şehir merkezine konmuştur.

Kaynakça

  • Ratchnevsky, Paul (1991). Genghis Khan: His Life and Legacy. Blackwell Publishing. ISBN 0-631-16785-4.
  • Man, John. Genghis Khan : Life, Death and Resurrection (London; New York : Bantam Press, 2004) ISBN 0-593-05044-4.
  • Morgan, David (1986). The Mongols (Peoples of Europe). Blackwell Publishing. ISBN 0-631-17563-6.
  • Bretschneider, Emilii. Mediæval Researches from Eastern Asiatic Sources. London: K. Paul, Trench, Trübner & Co. ISBN 81-215-1003-1
  • Lister, R. P. Genghis Khan (Lanham, Md. : Cooper Square Press, 2000 c1969) ISBN 0-8154-1052-2.
  • Grolier International Americana Encyclopedia – Cengiz Han maddesi ISBN 0-7172-9647-4.
  • Meydan Larousse Büyük Lugat ve Ansiklopedi – Cengiz Han maddesi.
  • Rene Grousset, Bozkır İmparatorluğu ISBN: 9789754370980
Takip Et Ergunca:

Herkes Cennete Gitmek İster ama Hiç Ölmeden Cennete Gidilir mi?

Son yazıları

  1. Kerim Usta

    Savaş sistemi çok barbarca idi…
    *Önce savunmasız küçük köy ve kasabalar alınırdı.
    *Buralardan kaçanların kente kentlere gitmelerine müsade edilirdi.
    *Bu şekilde köy ve kasabalardan gıda kaynakları kesilirdi.
    *Bu aşamadan sonra ise çevredeki akarsuların akış yönleri değiştirelerek kentlerin susuz kalması sağlanırdı.
    *Moğol mancınıkları ile vebalı cesetler kent kalelerinden içeriye atardı.
    *Bir nevi ilk Biyolojik silahların kullanıldığı ilk savaşlardır.
    *Kent teslim olduğunda erkeklerin hepsi öldürülürek, kadınların yaşamasına ise müsade edilirdi.
    Son zamanlarda Orta Asya’nın şimdiki erkek nüfusunun yüzde 8′inin doğrudan Cengiz Han’ın soyundan geldiği bilinmektedir.İşte bu yüzden barbar olarak anılıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir