Aziz Mahmud Hüdayi
948’de (1541) Şereflikoçhisar’da doğdu. Çocukluğunu geçirdiği Sivrihisar’da ilk tahsiline başladı. Daha sonra İstanbul’a giderek Küçük Ayasofya Medresesi’ne girdi. Medrese tahsilini tamamladıktan sonra hocası Nâzırzâde Ramazan Efendi’nin muîdi oldu.
Talebelik ve muîdlik yıllarında bir yandan da Halvetiyye tarikatına mensup Küçük Ayasofya Camii şeyhi Nûreddinzâde Muslihuddin Efendi’nin sohbetlerine devam etti. Hocası Nâzırzâde Edirne Selimiye Medresesi’ne müderris, Mısır ve Şam’a kadı tayin edildiği yıllarda Hüdâyî’yi yanından ayırmadı. Hüdâyî Mısır’da hocasıyla beraber bulunduğu sıralarda Halvetiyye tarikatının Demirtaşiyye kolundan Kerîmüddin el-Halvetî’den “usûl-i esmâ” terbiyesi gördü.
1573’te Mısır’dan dönüşünde Bursa Ferhâdiye Medresesi’ne müderris ve Câmi-i Atîk Mahkemesi’ne nâib tayin edildi. Hocası Nâzırzâde ise Bursa mevleviyetine getirildi. Bursa’ya gelişinin üçüncü yılında hocası vefat etti. Talebelik ve muîdlik yıllarından beri tasavvuf çevresiyle yakın teması bulunan Hüdâyî, hocasının ölümünün üzerinde bıraktığı derin tesir sebebiyle resmî görevlerinden ayrılarak daha önce vaaz ve sohbetlerine katıldığı Muhyiddin Üftâde’ye intisap etti.
Üç yıl gibi kısa bir zamanda seyrü sülûkünü tamamladı. Şeyhülislâm Hoca Sâdeddin Efendi’nin delâletiyle tayin edildiği Küçük Ayasofya Camii Tekkesi’nde sekiz yıl şeyhlik makamında bulundu. Bir yandan da Fâtih Camii’nde vâizlik yaptı, tefsir ve hadis okuttu.
Kanûnî’nin, kızı Mihrimah Sultan’dan torunu Ayşe Sultan (ö. 1598) ile de evlendiği rivayet edilen Aziz Mahmud Hüdâyî Safer 1038’de (Ekim 1628) vefat etti. Altısı kız olmak üzere on bir çocuğu oldu ve nesli, kızları Ümmügülsüm (ö. 1641), Zeyneb (ö. 1642) ve Fatma Zehrâ (ö. 1675) vasıtasıyla devam etti.
Eserleri:
Başlıca Arapça eserleri şunlardır:
- Nefâʾisü’l-mecâlis. Tasavvufî bir tefsirdir.
- Câmiʿu’l-feżâʾil ve ḳāmiʿu’r-reẕâʾil. İlmî, amelî ve ahlâkî
- Miftâḥu’ṣ-ṣalât ve mirḳātü’n-necât. Namazın fazilet ve
- Ḫulâṣatü’l-aḫbâr fî aḥvâli’n-nebiyyi’l-muḫtâr. Tasavvufî
- Ḥabbetü’l-maḥabbe. Allah, Peygamber ve Ehl-i beyt sevgisini anlatan küçük bir risâledir.
- Keşfü’l-ḳınâʿ ʿan vechi’s-semâʿ. Semâın meşruiyetini müdafaa için yazılmış
Bunlardan başka Ḥayâtü’l-ervâḥ ve necâtü’l-eşbâh, el-Fetḥu’l-ilâhî, Tecelliyât, eṭ-Ṭarîḳatü’l-Muḥammediyye, Fetḥu’l-bâb ve refʿu’l-ḥicâb, el-Mecâlisü’l-vaʿẓıyye adlı Arapça eserleri vardır.
Başlıca Türkçe eserleri de şunlardır:
- Dîvân-ı İlâhiyyât olarak da bilinen eserde Hüdâyî’nin 255 kadar ilâhisinden başka rubâî ve kıtalar da vardır.
- Necâtü’l-garîk fi’l-cem‘i ve’t-tefrîk. Tasavvuf terimlerinden olan cem‘ ve farkın manzum olarak anlatıldığı bir risâledir.
- Tarîkatnâme. Celvetiyye tarikatı âdâbını anlatan bir risâledir.
- Mektûbât. Hüdâyî’nin III. Murad’a ve diğer padişahlarla bazı devlet erkânına gönderdiği mektuplardır.
- Nesâih ve Mevâiz. Hüdâyî’nin vaaz ve nasihatlerini ihtiva eden eser 237 varak olup kırk üç bölümden oluşur.
- Mi‘râciyye. Mi‘rac hadisesini âyet ve hadislerin ışığı altında anlatan bir risâle
Kaynak:
- TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1991 yılında İstanbul’da basılan 4. cild, sayfa 338-340
Bir yanıt yazın