Ateş ile İlgili Deyim ve Atasözleri
- Altın ateşte, insan mihnette belli olur [Atasözü] Altına benzeyen maddenin altın olup olmadığı ateşe dayanıklılık derecesi ile anlaşıldığı gibi bir kişinin değeri de sıkıntılara katlanma, zorlukları yenme ve benliğini koruma gücü ile ölçülür.
- Ateş açmak [Deyim] Ateşli silahla mermi atmaya başlamak.
- Ateş almaya mı geldin? [Deyim] Uğradığı yerden hemen gitmeye kalkan kimseye sitem olarak söylenen bir söz.
- Ateş bacayı (saçağı) sarmak [Deyim] Bir olay, önüne geçilemez, tehlikeli bir durum almak.
- Ateş demekle ağız yanmaz [Atasözü] Kişi, zararlı bir eylemin sözünü etmekle kendisini zarara sokmuş olmaz.
- Ateş düştüğü yeri yakar [Atasözü] Bir acıyı onu çekenden başkası tam anlayamaz veya aynı ölçüde üzülemez.
- Ateş gibi [Deyim] 1) Çok sıcak; 2) zeki, çalışkan ve becerikli; 3) kıpkırmızı.
- Ateş gibi kesilmek [Deyim] Beklenmedik bir olay karşısında öfke sonucu kanı beynine sıçramak.
- Ateş gibi yanmak [Deyim] Ateşi yükselmek.
- Ateş kesilmek [Deyim] 1) Çok kızgın davranışlarda bulunmak, ateş püskürmek; 2) sonradan çok çalışkan, hareketli ve becerikli olmak.
- Ateş kesmek [Deyim] Ateşli silahlarla yapılan atışa son vermek.
- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz [Atasözü] Küçük de olsa birtakım belirtilerin önemli olaylara işaret olduğunu anlatan bir söz.
- Ateş olsa cirmi kadar yer yakar [Atasözü] Hasmın pek önemsenmediğini anlatan bir söz.
- Ateş püskürmek [Deyim] Çok öfkeli olmak.
- Ateş saçmak [Deyim] Çok kızmak, çok öfkelenmek.
- Ateş vermek [Deyim] Tutuşturmak.
- Ateş yağdırmak [Deyim] 1) Ateşli silahlarla aralıksız mermi atmak; 2) Çevresindekilere ağır sözler söylemek.
- Ateşe tutmak [Deyim] 1) Az ısıtmak; 2) üzerine ateşli silahla mermi atmak.
- Ateşe vermek [Deyim] 1) Ateş içine sokmak. 2) Bir yeri kasten yakmak, kundak sokmak; 3) Aşırı telaşa ve sıkıntıya düşürmek; 4) Bir ülkeyi savaşa sokarak veya kargaşa ve karışıklık yaratarak sıkıntı ve yıkıma uğratmak.
- Ateşe vurmak [Deyim] Bir yemeği pişmek üzere ocağa koymak.
- Ateşe vursa duman vermez [Deyim] Pek cimri olanlar için söylenen bir söz.
- Ateşi başına vurmak [Deyim] Çok öfkelenmek, sinirlenmek, coşmak.
- Ateşi çıkmak (yükselmek) [Deyim] Hasta vücut ısısı olağandan çok artmak.
- Ateşi düşmek [Deyim] Hastanın ateşi geçmek veya azalmak.
- Ateşi uyandırmak [Deyim] Sönmek üzere olan ateşi canlandırmak.
- Ateşini almak [Deyim] 1) Yüksek vücut ısısını düşürmek. 2) Derece ile ateşi ölçmek; 3) Acıyı, yanmayı azaltmak.
- Ateşle barut bir yerde durmaz (olmaz) [Atasözü] Birinin yaptığı yanlışlar diğerine zarar verebilir.
- Ateşle oynamak [Deyim] Pek tehlikeli bir işle uğraşmak.
- Ateşler içinde yanmak [Deyim] 1) Hasta çok ateşli bir durumda olmak; 2) Bir şeye fazlasıyla tutulmak.
- Ayıyı (maymunu) fırına (ateşe) atmışlar, yavrusunu ayağının altına almış [Atasözü] Duygusuz insanlar, kendilerini kurtarmak için gerekiyorsa çocuklarını bile tehlikeye atmaktan çekinmezler.
- Az ateş çok odunu yakar [Atasözü] Az sayıda kötü insan, çok sayıda iyi insanın başını belaya sokabilir.
- Barutla ateş bir yerde durmaz [Atasözü] Birinin yaptığı yanlışlar diğerine zarar verebilir.
- Başını ateşlere yakmak [Deyim] Başına büyük bir dert almak.
- (Birine) Ateş basmak [Deyim] Kızarmak, sıkılıp başına kan yürümek.
- (Birinin) Ateşine yanmak [Deyim] Bir kimse yüzünden zarara uğramak.
- Boşboğazı ateşe atmışlar, odunum yaş (az) demiş [Atasözü] Çenesi düşükler umulmadık anlarda densizce konuşabilirler.
- İçine ateş atmak [Deyim] Aşırı acı, sıkıntı veya üzüntü verecek davranışta bulunmak.
- İçine ateş düşmek [Deyim] Büyük bir acı ve üzüntünün etkisi altına girmek.
- İçinin ateşi küllenmek [Deyim] Sıkıntıdan kurtulmak.
- İki ateş arasında kalmak [Deyim] Zor bir durumda karar verememek.
- Kendini ateşe atmak [Deyim] Bile bile tehlikeli bir işe girişmek
- Maşa varken elini ateşe sokma [Atasözü] Başka birine yaptırabileceğin tehlikeli işe kendin girişme.
- Yüreğine od (ateş) düşmek [Deyim] Felakete uğramak, çok üzülmek.
- Yüreğini ateş almak [Deyim] Aşırı üzülmek, fazla üzüntüden içi yanmak.
Kaynak:
- Türk Dil Kurumu Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
Bir yanıt yazın