Asya Kıtası Hakkında Bilgiler

Asya Kıtası Hakkında Bilgiler

ASYA KITASI

Genel Özellikleri: Dünyanın en büyük kıtası. Doğuda Pasifik Okyanusu, kuzeyde Kuzey Buz Denizi, güneyde Hint Okyanusu, batıda Avrupa kıtası ile çevrilidir. Avrupa kıtası ile olan sınırı kesin tespit edilmiş değildir. Eskiden Don Nehri, Asya ile Avrupa arasında sınır olarak kabul edilirdi. Daha sonra Ural Dağları sınır olarak kabul edilmeye başlandı.

Asya Kıtası, Avrupa kıtası ile çevrilidir. Eskiden Avrasya olarak bilinen eski dünya kıtasının batısındaki büyük yarımada olan Avrupa, Sami dillerde Erep (yahut Irib) Güneşin Battığı taraf anlamına gelir.

Fenikelilerden Yunanlılara geçen bu ad, Yunanca’ da Europa olmuş ve Ege Denizi’ ne göre batıda bulunan ülkelere bu ad verilmiştir. Don Nehri, Avrupa arasında sınır olarak kabul edilirdi. Daha sonra Ural Dağları sınır olarak kabul edilmeye başlandı. Bugün bu kabul yaygın ise de, Ruslar bu sınırın Kuzey Buz Denizi’ nden Hazar Denizi’ ne doğru uzanan; Rus platformu ile Sibirya platformunu birbirinden ayıran; Ural Dağları’ nın doğusunda bulunan Ob kıvrımlı dağlarında olduğu iddiasını ileri sürmektedirler.

Afrika ile, Süveyş Kanalı vasıtasıyla ayrılan Asya kıtasının, Okyanusya kıtası ile olan sınırı da Avrupa ile olan sınırı gibi ihtilaflıdır. Asya ile Okyanusya arasında bulunan irili ufaklı pek çok ada, bu sınırın tespitinde mesele olmaktadır. İşte bu sebeptendir ki kıtanın yüzölçümünü bildiren rakamlar 43,7 milyon km2 ile 44,7 milyon km2 arasında değişmektedir. Doğu-batı uzunluğu yaklaşık olarak 10.000 km, kuzey-güney uzunluğu ise 8.300 kilometredir.

Dünyadaki kara parçalarının yaklaşık üçte birini teşkil eden kıta, nüfus bakımından da dünya nüfusunun yarısından fazlasını üzerinde barındırır. Her ırktan insanın ve her nevi iklimin bulunduğu kıta, genel olarak dört coğrafi bölgeye ayrılır: Kuzey Asya, Orta Asya, Güney Asya, Ön Asya.

Tarihi: Asya kıtasının tarihi, tarih öncesi devirlere uzanmaktadır. Çeşitli kazılar ve arkeolojik araştırmalar neticesinde ele geçen iskelet, çömlek ve diğer eşyalar üzerinde yapılan incelemelerden insan neslinin bu kıtada, diğer kıtalardan çok daha önceleri var olduğu, türlü medeniyetler kurdukları ve ilk insanın bu kıtada ortaya çıktığı anlaşılmıştır.

Kur’an-ı Kerim’ de ilk insan ve ilk peygamber olan Adem Aleyhisselam’ ın yasak edilen meyveden unutarak, önce Hz. Havva’ nın ve sonra kendisinin yemesini müteakip, Cennet’ ten çıkarılarak, yeryüzüne indirildiği; Adem Aleyhisselam’ ın Hindistan’ da Serendip (Seylan) Adasına, Hazret-i Havva’ nın da Cidde’ ye bırakıldığı ve iki yüz sene ağlayıp yalvarmalarından sonra tövbe ve duaları kabul edilerek Arafat ovasında buluştukları ve bunlardan çoğalan insanların Asya kıtasından yeryüzüne dağıldıkları haber verilmektedir.

Kıtanın tarihi, coğrafi bölgeleriyle ilgilidir. Orta Asya’nın bilinen ilk devleti Hun Devletidir ki, 500 sene hüküm sürdükten sonra dağıldılar. Meşhur Orta Asya göçleri meydana geldi. Çeşitli Türk devletlerinin hakim olduğu bölge halkı, Moğol İmparatoru Cengiz’ in istilası neticesinde batıya göç etmek mecburiyetinde kaldı. Cengiz’ in ölümünden sonra biraz azalan Moğol mezalimi daha sonra, Timur Hanın (1370- 1405) başa geçmesiyle adalete dönüştü.

Timur, İslamiyetin adaletini Anadolu’ dan Pasifik Okyanusuna kadar yaydı. Kurulan Gürganiyye Devleti 19. yüzyıla kadar devam etti. Daha sonra Gürganiyye Devleti İngilizlerin fitne ve fesadı ile yıkıldı. Ruslar, Orta Asya’ yı; Çin ise Moğolistan, Doğu Türkistan, Tibet ve Çungarya’ yı istila ettiler. Sovyet Cumhuriyetler Birliği yirminci asırda parçalandı ve Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını ilan ettiler.

Hindistan’ da bilinen ilk büyük krallık M.Ö. 582 senelerinde Saisunagalar tarafından kurulmuştur. Büyük İskender’ in M.Ö. 327′ de istila ettiği Hindistan’ da, bu zamanların en büyük devletini Budistler kurdular. Sekizinci asır başlarında (711 Müslümanlar buralara kadar gelerek İslamiyeti yaydılar. Uzun zaman bu beldeye hakim olarak devletler kurdular. Son İslam devletinin yıkılmasından sonra başta İngilizler olmak üzere bazı devletlerin sömürgesi olan Hindistan, ancak 1947 yılında bağımsızlığına kavuşabildi.

Doğu Asya’ da, tarihi en iyi bilinen memleket Çin’ dir. Tarihi hakkında bilinen en eski bilgiler M.Ö. 1050 senelerine kadar uzanmaktadır. Çeşitli medeniyetlerin kurulduğu Çin, Ön Asya’ daki Mezopotamya’ ya benzemektedir. 1854 senesine kadar dışarı ile (Çin hariç diğer ülkelerle) irtibatı olmayan Japonya hakkında fazla bir bilgi elde edilememiştir.

Ön Asya tam manasıyla medeniyetlerin beşiğidir. Mezopotamya’ da Akkadlar, Sümerler, Babil, Hititler, Asurlar, Persler zamanımıza kadar eserleri kalabilen medeniyetler kurmuşlardır. Perslerden sonra kurulan Roma İmparatorluğu ve devamı olan Bizans (Doğu Roma İmparatorluğu) bölgeye hakim oldu. İslamiyet’in Mekke’ den bütün dünyaya yayılmaya başlamasıyla birlikte bütün devletler ve medeniyetler yerini İslam devletlerine ve İslam medeniyetine bıraktı.

Hz. Muhammed (SAV) zamanında başlayan ve büyük boyutlara ulaşan İslamiyetin yayılması ve insanların hak dini öğrenmeleri, Hulefa-i raşidin (4 büyük halife) Emeviler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar devrinde bütün dünyaya ulaştı.

Atlas Okyanusundan Çin’ e kadar, Hindistan’ da Pencap’ a, kuzeyden güneye her yere İslamiyet’in adaleti, huzur, emniyet ve saadeti götürüldü. Birinci Dünya Savaşına kadar Osmanlıların ve Müslümanların elinde bulunan Ön Asya, çeşitli entrika ve harplerle parçalandı. Bu işte en büyük rolü İngilizler ve onlarla içli dışlı olup birlikte hareket ederek Ortadoğu’ yu ele geçiren bölücü gruplar oynadı.

Coğrafi Özellikleri: Kıtanın jeolojik yapısı üçe ayrılır: Yaşlı kayalardan meydana gelen birinci tabaka, genç kayalardan meydana gelen ikinci tabaka ve 10 ila 70 milyon yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen üçüncü jeolojik zamana ait kıvrımlardan meydana gelen üçüncü tabaka. Yaşlı kayalar; Sibirya, Çin, Arabistan ve Hind yarımadalarını meydana getirirler.

Genç kayalar; Ural Dağlarından başlayıp bir S harfi şeklinde Gobi Çölünü geçerek Malezya ve Borneo’ da son bulurlar. Üçüncü jeolojik zamana ait genç kıvrımlar; Türkistan’ dan başlayıp, Tibet Yaylasına ve Himalayaları meydana getirdikten sonra Sumatra adalarına kadar uzanırlar. Bu kıvrımlarda birleşen yüksek dağlar, Asya’ nın yüzey şekilleri bakımından en dikkati çeken yerleridir.

Kafkas Dağları’ nın bazı tepeleri 5600 metreyi geçer. Pamirlerde, Hindikuş ve diğer dağların birbirine en çok yaklaştıkları noktada yükseklik 6100 metreyi aşar. Karakurum, Tienşan, Kunlunşan, Himalayalar belli başlı dağ silsileleridir.

Himalayalar en önemli sıradağlardır. Yükseklikçe fazla olmasının yanında geniş Hint ovalarının ardından birdenbire yükselmeleri dikkati çeker. Kançencanga Dağının yüksekliği 8585 m olup, kavurucu bir iklime sahiptir. Dünyanın en yüksek tepesi olan ve 8848 metreyi bulan Everest Tepesi de bu sıradağlardadır.

Üçüncü jeolojik zaman kıvrımları bulunan yerlerde sık sık depremler ve volkanik patlamalar olur. Türkiye, İran, Pakistan ve Japonya bu hat üzerinde olup, son senelerde buralarda meydana gelen depremler büyük zararlara sebep olmuştur.

Dünyanın en yüksek ve en kalabalık dağ silsileleri arasında yine dünyanın en büyük yaylaları yer almaktadır. Bunlardan en meşhuru Tibet Yaylası ve Orta Sibirya Yaylası’ dır. Doğu Türkeli Yaylası, Pamir Yaylası, İran Yaylası, Stannovay ve Andır yaylaları da önemli yaylalardır.

Akarsular yönünden oldukça zengin olan Asya’ nın belli başlı akarsuları büyük alüvyon ovalarının meydana gelmesini sağlarlar. Sibirya’ da Kuzey Buz Denizi’ ne dökülen İrtiş ve Yenisey ırmakları büyük bir alüvyon ovası meydana getirirler. Doğudan batıya uzanan bu düzlüğün uzunluğu 2400 kilometredir. Pakistan’ daki İndus, Hindistan’ daki Ganj ve Brahmaputra ırmakları, Çin’ deki Hoank Ho ve Yang Çe ırmakları alüvyon ovaları meydana getiren büyük nehirlerdir.

Yenisey, Obi ve İrtiş ile Yang Çe, İndus, Hindistan’ daki Ganj ve Brahmaputra en uzun ırmaklarıdır. Asya’ da uzunlukları fazla, suları bol olan nehirlerden, sulama için suların depolanması ve hidroelektrik enerjisi temininde çok istifade edilir. Ayrıca tarım ve sanayinin ilerlemesinde geniş ölçüde faydaları olmaktadır. Nehir taşımacılığı gelişmiştir.

Kıtada önemli yaylaların ve ırmakların yanı sıra, önemli ovalar da mevcuttur ki, bunlardan bazıları; Batı Sibirya Ovası, Ganj Ovası, Mezopotamya, Pencap, Çin ve Turan ovalarıdır. Hazar Denizi, kıtanın tek iç denizidir. Bazı coğrafyacılar Hazar Denizini göl olarak da kabul ederler. Aral Gölü, Baykal Gölü, Balkaş Gölü, Isık ve Van gölleri kıtanın önemli göllerinin başında gelirler.

İklim ve Bitki Örtüsü: Her türlü iklimin görüldüğü Asya kıtasını dört iklim kuşağına ayırmak en uygun yoldur. Bunlar; kuzey ve kuzeydoğu Asya, Orta Asya, güney ve güneydoğu Asya ile Akdeniz ve Ekvator bölgesidir. Kıtanın kuzeyinde bulunan Kuzey Buz Denizi ve Kuzey Kutbu, bölgenin iklimini tamamen etkiler. Deniz, senenin birkaç haftası haricinde don halindedir. Irmaklar ancak yazın iki üç ay akabilir. Kalan zamanlarda don halindedir.

Kuzeyi teşkil eden Sibirya bölgesinde sıcaklık kışın -50 dereceye kadar düşmekte, yazın ise, en sıcak mevsimde ancak 15 dereceye çıkabilmektedir. Kuzey kuşaktan hemen sonra gelen Orta Asya sert bir kara iklimine sahiptir. Tibet Yaylasının Himalaya ve diğer dağ silsilelerinin bulunduğu bölgede sıcaklık farkları çok yüksektir. Kara ikliminin bir başka özelliği olan yağışların az olması da haliyle mevcuttur. Güney ve Güneydoğu Asya bol yağışlı ılıman Muson iklimine sahiptir.

Yağışlar mevsimlere göre değişiklik arz etmekte olup, yağışlarda en büyük tesir, yazın denizden karaya esen muson rüzgarlarıdır. Kışın tam aksi istikamette, yani karadan denize doğru esen muson rüzgarları, Hindistan’ dan çıkıp denizi aşarak, Japonya’ nın üzerinden geçerken, Japon adalarına bol yağmur yağmasına sebep olurlar.

Ön Asya’ da Akdeniz kıyılarında bulunan bölgelerde, ılıman Akdeniz iklimi hüküm sürer. Yaz mevsiminde çok sıcak olan bu bölge kış aylarında ılıman ve bol yağışlı olur. Ekvator bölgesindeki adalarda ise, bütün sene boyunca ortalama sıcaklığı 27°C olan ekvator iklimi hakimdir. Asya kıtasının en sıcak bölgesi Arabistan ve Irak bölgesidir. Bağdat’ ta yazın sıcaklık gölgede 50 dereceye kadar çıkar.

Her yönde olduğu gibi yağışlarda da büyük farklılıklar göze çarpar. Yağış ortalaması kuzeybatıdaki çöllerde sıfırdır. Cava, Sumatra, Borneo adaları ile Birmanya’ nın bulunduğu güneydoğuda yağış ortalaması 3000 milimetreyi geçer. Akdeniz kıyıları genellikle kış aylarında bol yağış alır. Hindistan ve Birmanya’ da yaz mevsimi boyunca devam eden yağışların arkasından sık sık kış kuraklığı gelir.

Kurak mevsimin uzun olduğu bölgelerde mahsul yılda ancak bir defa ekilir. Yağışlar olmadığı zaman ekim yapılamadığından mahsul seneye kalmaktadır. Bu sebepten Hindistan ve Çin’ de yağışların yetersiz olmasından dolayı zaman zaman büyük kıtlıklar olmuştur. Kurak mevsimin uzun olmadığı bölgelerde bir yılda iki defa mahsul alınabilir.

Bitki örtüsü, tabii olarak iklime bağlı olduğu içindir ki, Asya kıtasının bitki örtüsü de iklimi ile çeşitlilik arz eder. Kuzey Buz Denizi yakınlarında, buz ve soğuktan dolayı sadece buzlar eridiği zaman ortaya çıkan yosun ve bir iki çeşit bitkiden müteşekkil bir bitki örtüsü mevcuttur. Hiç ağaç bulunmayan bu ovalık bölgede bulunan bu tip bitki örtüsüne “tundra” adı verilir.

Tundra bölgesinin güneyinde Tayga denilen bölge yer alır. Meşe, çam, ladin vs. ağaçlarından meydana gelen bu balta girmemiş ormanlık bölge, kıtayı doğudan batıya bir yeşil kuşak gibi aşar. Bu Tayga bölgesinin güneyinde Orta Asya’ nın tipik karakteri olan bozkırlar ve çöller şeridi uzanır. Bu şeridin güney sınırı olan Orta Asya dağ silsilelerinin akabinde bulunan Muson bölgesinde yaprak döken ağaçlar bol bulunur. Bu daha ziyade kıyı bölgeleridir.

Fauna Özellikleri: Kuzey Buz Denizi kıyılarında ayıbalığı (fokbalığı), deniz ayısı, kutup ayıları ve bazı deniz kuşları bol miktarda bulunur. Sibirya ormanlarında ren geyiği, boz ayı, kurt, tilki, vaşak, kutup geyiği, sincap gibi orman hayvanlarına çok sayıda rastlanır. Bozkırlarında ceylan, karaca, at, deve, tarla faresi, dağ sıçanı, bıldırcın, bağırtlak, kırlangıç, çavuşkuşu gibi hayvanlar yaşar. Orta Asya çöllerinde ise kertenkele, yaban eşeği ve çöl geyiği gibi hayvanlar yaşamaktadır.

Hindistan ve Çin, hayvan çeşidinin bol olduğu yerlerdir. Fakat ne yazık ki, bilgisizce ve usulüne uygun olmadan yapılan avlanmalar, çoğu hayvanın neslini tüketmiş, çoğunun ise tükenmeye yüz tutmasına sebep olmuştur. Kaplan ve panda, nesli azalan hayvan türlerinin başında gelmektedir. Çakal, misk kedisi ve firavun faresi, yaygın haldedir. Hindistan’ da maymun, geyik, karaca, Hint gergedanı, Hindistan filleri, kartal, tavuskuşu, papağan, sülün, yalı çapkını, turna, balıkçıl, timsah, kobra yılanı ve komoda başta gelen hayvan türlerindendir. Tropikal bölgelerde maymun çeşitleri boldur. Arabistan’da ceylan sürüleri meşhurdur. Arap atı, bu bölgeye mahsus dünyanın en iyi cins atıdır ve kıymetlidir.

Madenler: Maden bakımından oldukça zengin olan Asya kıtasında dünyada nadir bulunan uranyumdan, en bol bulunan kömüre kadar bütün madenler çıkarılmaktadır. Arabistan Yarımadasında, Sibirya’da ve Tibet Yaylasında petrol; Sibirya’da elmas, demir, petrol, kurşun; doğuda, altın, demir, mangan; Hindistan’da alüminyum, mika, mangan, demir; Pakistan ve Afganistan’da krom en önemli madenlerdendir.

Nüfus Özellikleri: Asya’ nın 3 milyarın üzerinde olan nüfusu, dünya nüfusunun % 60′ ını teşkil eder. Dünyanın en kalabalık kıtası ünvanına da sahiptir. Asya nüfusunun % 55′ i Muson bölgesinde yaşamaktadır. Sibirya nüfus yoğunluğunun en az olduğu bölgedir. En fazla olduğu bölge kilometrekareye 1.155 kişi ile Cava Adası, ikinci olarak 385 kişi ile Hindistan ve Çin’ dir. Siyah, beyaz ve sarı ırkın her birinden çok sayıda insan kıta üzerinde yaşamaktadır. Dünyanın en büyük şehirlerinin bulunduğu yerler Muson Asyası’ ndadır. Tokyo ve Şanghay nüfus itibariyle dünyanın en kalabalık yerleri sayılabilir. Çin, Hindistan, Japonya nüfus yoğunluğu bakımından en kalabalık yerlerdir. Büyük şehirleri Pekin, Seul, Tokyo, Tiyenşan, Ankara, Delhi, Karaçi, Bağdat, Dakka, Bombay ve Şam’ dır.

Ön Asya’ dan, Hindistan’ a kadar olan bölgede ve kuzey bölgelerde beyaz ırk, Güneydoğu ve Filipinlerde siyah ırk ve Orta ve uzak Doğu’ da sarı ırk bulunur. Karma olan ırklar da bu kıtada mevcuttur. 40′ tan ziyade ayrı devletin kurulu olduğu Asya kıtasında konuşulan diller de farklılık arz eder.

Ana dil ailelerinin hepsinin bulunduğu (Sami, Hind-Avrupa, Ural-Altay, Çin-Tibet) Asya, konuşulan farklı lisan çokluğu bakımından Amerika ve Afrika’ dan sonra üçüncü kıtadır. Arapça, Türkçe, Rusça, Farsça, Çince, Japonca, Bengali, Hint lisanları kullanılan genel dillerdir. Bunlardan Çince, dünyada en fazla kullanılan lisandır. Bundan sonra İngilizce gelmektedir. Dini inanışları da çok farklı olan Asya halkı, İslamiyet, Hinduizm, Budizm, Konfiçyüsizm, Taoizm, Şintoizm ve Hıristiyanlık dinlerine bağlıdırlar.

Hindistan’ da Müslümanlar ve ineğe tapan budistler ekseriyeti teşkil eder. Halkın kültür seviyesi genel olarak oldukça düşüktür. Halkın çoğu şehirlerde yaşamasına rağmen toprağa bağlı bir hayatları vardır. Halkın göçebe hayatı yaşayanları genel nüfus içerisinde küçümsenemeyecek kadar çoktur. Sosyal hayatın çok zayıf olduğu Asya’ da (bilhassa Orta Asya ve Kuzey Asya’ da) hayat standartları çok düşüktür.

Ekonomik Özellikler: Asya’nın ekonomisi temel olarak tarıma dayalıdır. Asya’ nın büyük bir kısmı tarım için pek elverişli değildir. Buna rağmen nüfusun yarısından çoğu tarımla uğraşır. Modern tarım araçlarından ziyade iptidai aletlerle tarım yapılır. Alüvyonlu ve volkanik topraklarda özel usullerle senede bir kaç defa ürün alınabilmektedir. Böylece dünya nüfusunun yarısından fazlasını beslemek mümkün olmaktadır.

Rusya topraklarında devlet çiftliklerinde tarım yapılır. Bu bölgede, tanınan yeni haklarla şahsi mülkiyete doğru gidilmektedir. Buğday, yulaf ve çavdar başlıca ürünlerdir. Sulamanın yapıldığı Taşkent ve Semerkant’ ta pamuk üretimi pek fazladır. Orta Asya ve Kafkaslarda ayçiçeği üzüm ve çay yetiştirilir.

Güneybatı Asya’ da da tarım, halkın uğraştığı en büyük iştir. Afganistan toprağının çorak olması verimi düşürmektedir. Türkiye, İran ve Irak, tahıl ve sebzenin bol yetiştiği yerlerdir.

Nüfusun kalabalık olduğu muson Asyası’ nda tarım çok küçük çiftliklerde yapılır. Genel olarak tarım elle yapılır. Modern usullerle ilaçlama ve gübreleme yapılmaz. Bunun yanında Japonya’ da fenni usullerle tarım yapılır. Dönüm başına Hindistan’ dakinin üç katı pirinç elde edilir. Pirincin çoğu Bangladeş, Hindistan, Birmanya, Tayland, Kamboçya, Vietnam ve Çin’deki büyük vadilerde yetişir. Dünya pirinç üretiminin % 90′ ı bu bölgede üretilir.

Hindistan ve Çin’ de şekerkamışı, şekerpancarı, sebze, Güneybatı Asya’ da ise muz en önemli ürünlerdir. Kauçuk üretimi önemli ölçüdedir. Sibirya ve Hindistan ormanlarında ormancılık yapılır. Balıkçılık da oldukça önemli bir yer tutar. Rusya hariç diğer memleketlerin balık üretimi dünya üretiminin % 37′ sini teşkil eder.

Büyük Okyanusta açık deniz balıkçılığı yapılmaktadır. Kıtada ulaşım imkanları oldukça kısıtlıdır. Orta ve Kuzey Asya bu hususta çok geridir. Bu bölgenin en önemli ulaşım yolu Sibirya’ daki Tayga orman kuşağında bulunan demiryoludur. Diğer bölgelerde kağnı, yaygın bir ulaşım aracıdır. Güney bölgelerde bilhassa Çin ve Hindistan’da bisiklet yaygındır.

Asya Kıtası; Eski dünya kara kütlesinin bir parçası olan Asya 44 391.163 km²’ lik yüz ölçümü ile dünyanın en büyük kıtasıdır. Aynı zamanda 1.010 m’ lik ortalama yükseltisiyle de dünyanın en yüksek kıtasıdır. Asya bu yükseltisini; dünyanın en yüksek zirvelerini bünyesinde barındıran Himalaya Dağları’ na borçludur.

Asya Kıtasının sınırlandırılması oldukça hassas bir konudur. Birçok coğrafyacı bu konuda fikirler ileri sürmüştür.

Asya, kuzey-güney doğrultusunda 8.490 km genişliğindedir. Kıtanın en kuzeyinde, Rusya’ da Çelyuskin Burnu (77° 42′ 55” K paraleli) yer alırken, en güneyinde, Malakka Yarımadasında ki Buru Burnu (1° 14′ 17” K paraleli) bulunur. Adaları esas aldığımız taktirde, Severneya Zemlya adası (81° 16′ 23” K paraleli) ile Endonezya’ ya bağlı Rudi Adaları (11° 00′ 19” G paraleli) arasında 10 245 km’ dir.

Kıta doğu batı doğrultusunda; Türkiye’ nin de en batı ucu olan Gökçeada’ nın Avlaka Burnu (25° 38′ 59” D meridyeni) ile Çukçi Yarımadasında Dejnev Burnu (169° 40′ 17” D meridyeni) arasında 8 200 km’ dir.

Kıtanın özel konumu ise; Asya, kuzeyden Kuzey Buz Denizi ile sınırlıdır. Kuzey doğuda, Amerika’ dan sığ bir deniz olan 100 km genişliğindeki Bering Boğazı vasıtası ile ayrılmaktadır.

Kıta doğuda Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu) ile sınırlanır. Ancak kıyı açıklarında okyanus tabanından yükselen kuzey-güney doğrultulu dağların su üzerine çıkan kısımlarını oluşturan ada ve takım ada girlandları yer almaktadır.

Burada; Aleut, Japon, Bonin ve Marian derin deniz çukurluklarından geçen ve “Andezit Hattı” adı verilen bir çizginin batısındaki bölge ile orada yer alan ada ve takım ada girlantları Asya anakarasına aittir.

Kıtanın güneydoğu sınırı biraz karışık olmakla birlikte Sunda Adaları ile Arafura Denizi arasından geçen hat sınır olarak kabul edile bilir. Kıtayı güneyden Hint Okyanusu sınırlandırmaktadır.

Asya’ nın batı sınırı ise oldukça tartışmalı bir meseledir. Bu konuda bir çok araştırıcı farklı görüşler ileri sürse de, en doğru kabul edilen sınır; Ural Dağları, Ural Nehri, Maniç Oluğu, Karadeniz, Boğazlar, Ege Denizi, Akdeniz, Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz üzerinden çekilecek bir hattır. Bu hattın doğusunda kalan Anadolu ve Kafkaslar Asya’ dan sayılırken Trakya Avrupa’ ya dahil edilmektedir.

Dünya üzerinde bulunan çeşitli en büyükler Asya’ da toplanmıştır. Asya; kıtaların en genişi (44 391 163 km²) ve ortalama yükseltisi en fazla olanı ( 1 010 m)’ dır. Ayrıca dünyanın en yüksek tepesi (Everest tepesi, 8 848 m), en büyük gölü (Hazar Gölü veya Denizi), en derin gölü (Baykal Gölü), dünyanın deniz seviyesinden en alçak yeri (Lut Gölü, göl yüzeyi -392 m), ve dünyanın en alçak havzası (Turfan Havzası -154 m) Asya kıtasında bulunmaktadır.

Asya; 3.5 milyarı aşan nüfusu ile dünyanın en kalabalık kıtasıdır. Dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin (1 284 303 705 kişi, 2002 tahmini) bu kıtada yer almaktadır. Asya dinlerinde doğduğu kıtadır. Semavi dinler arasında İslamiyet, Hıristiyanlık ve Musevilik dinlerinin her üçü de Ortadoğu’ da ortaya çıkmıştır.

Yine geniş kitlelere hitap eden Budizm ve Hinduizm de Asya menşeli dinlerdir. Asya aynı zamanda medeniyetler beşiğidir. Türk, Çin ve Hint medeniyetleri bu kıtada binlerce yıldır varlıklarını devam ettirmektedirler. Kıtada 100′ ün üzerinde dil konuşulmaktadır. Kıtanın doğusunda sarı, güney kısmındaki adalarda siyah geri kalan kısımlarında ise beyaz ırktan insanlar yaşamaktadırlar.

Ergunca
Ergunca tarafından yazılan son yazılar (Hepsi)

Yorum yapmaya ne dersiniz?