Aşık Gufrani’nin Bir Taşlama Hikayesi

Aşık Gufrani'nin Bir Taşlama Hikayesi

Aşık Gufrani’nin Bir Taşlama Hikayesi

Bilindiği üzere aşıklar, uzak veya yakın çok yerler gezer dolaşırlar. Yine böyle bir kış günü Karaman’ın Güdümen köyüne Aşık Gufrani’nin bir yolu düşer. O zamanlarda gittiğin yerden bugünkü gibi araçlar olmadığı için köyde misafir kalınırdı. Böyle durumlar için köyde misafir odaları bulunurdu. Eğer tanıdığınız biri varsa sizi misafir odasında değil kendi evinde ağırlarlardı.

Köyün namlı ağası Hacı İbrahim Ağa’nın evinde misafir olmaya karar verir. Ağanın evine geldiğinde Gufraniyi bir uşak kapıda karşılar. Uşak ağaya misafir geldiğini söyleyince Hacı İbrahim ağa kalkarak dışarı çıkar. Karşısında Gufrani’yi görünce;

-Vay hocam,buyurun. Hangi rüzgar seni buraya attı? diyerek samimi iltifatla içeri buyur eder. Oda içinde bulunan cemaat hep birlikte ayağa kalkarak, Gufrani’ye baş köşeden yer gösterirler.

O zamanlarda odun sobalarının süslü olan Alafranga sobalar piyasaya yeni çıkmıştı. Halk arasında frenk sobası olarak ta anılır. Ağanın evinde bu süslü sobadan olmaz mı? Bir tane Alafranga soba odanın ortasında kurulu durmaktadır.

Gufrani, Hacı İbrahim Ağa’nın kılık kıyafetine bakar, birde ortada kurulu sobanın güzelliğine bakar. Hemen şu taşlamayı söyleyiverir.

Çıktım vardım Hacı İbrahimin Odasına,
Mayıl oldum içindeki Firenk Sobasına,
Hacı İbrahim Ağa da dönmüş Kilse Popazına.

Hacı İbrahim Ağa hemen kalkarak Gufrani’nini daha fazla söylemesine izin vermez. Birbirlerine saygı ve sevgi ile günlerce sohbet ederler. Ne güzel insanlar gelmiş, geçmiş…

Kaynak:

  • Gufrani ve Kenzi – D. Ali Gülcan

Not: D. Ali Gülcan; Hacı İbrahim Ağa’nın gerçek ismini Hacı İbrahim Kuzucu olarak belirtmiştir.

Kerim Usta

Yorum yapmaya ne dersiniz?