63 yaşına gelen Ahmet Yesevi Hazretleri sevenlerini ve talebelerini toparlayıp “Ey gönül dostları, Allahü teâlânın en sevgili kulu olan Peygamberimiz Muhammed Mustafa hazretleri 63 yaşında bu dünyâdan ayrıldı. Ben de şimdi 63 yaşındayım. Artık şu gördüğünüz çilehâneye çekilecek, ömrümün kalan günlerini bu hücrede tamamlayacağım…” buyurdu.
Yıllardır Peygamberimizin sünnetlerini uygulamaktan asla vazgeçmeyen Ahmet Yesevi Hazretleri Kimsenin yalvarmasına, yakarmasına aldırmadan çilehanede 125 başka bir rivayete göre de 133 yaşına kadar yaşayarak, çilehanede vefaat etti.
İşte bu çilehanede geçirdiği yıllarda zamanın hükümdarı Kazan Han, Ahmet Yesevî hazretlerinin çilehânede Cumâ namazını nerede kıldığını merak eder ve talebelerinden Muhammed Dânişmend’i çilehaneye gönderir. Talebe, huzura geldiğinde henüz bir şey söylemeden Ahmet Yesevî hazretleri “Gel elimden tut! Cuma namazına, bugün seninle beraber gidelim.” buyurdu.
Talebe; “Peki efendim” deyip hocasının elinden tuttu. O anda kendilerini, büyük bir câmi içinde saflar arasında oturuyor gördü. Talebe, namazdan sonra hocasını ne kadar aradıysa bulamadı. Câminin imamı, talebenin bu telaşlı hâlini görünce ona; “Ey derviş! Burası Mısır’dır ve bu câmi Câmi-i Ezher’dir. Senin hocan, nice zamandır Cumâ namazlarını burada kılar.” dedi.
Talebe bir hafta boyunca orada kaldı. Ertesi Cumâ namazında hocası ile tekrar buluşup, namazdan sonra bir anda eski yerlerine geldiler. Ahmet Yesevî hazretleri, talebesine gördüklerini gidip Kazan Hana anlatmasını söyleyince Talebe, Kazan Hanın yanına gelip başından geçenleri bir bir anlattı. Kazan Han ve orada bulunanlar, Hâce hazretlerinin bu kerâmeti karşısında bir şey diyemediler.
Bir yanıt yazın