Ekmeleddin Müeyyed-i Nahçıvani
Tabib olup, hangi tarihte doğup öldüğü bilinmemektedir. İbn-i Sina’nın tıbba dair kaleme aldığı Kanûn adlı eserine şerh yazmıştır. Sultan Veled’in hakkında yazdığı müveşşah kasidesine göre Ekmeleddin Tabib’in tam adı, Ekmeleddin Müeyyed en-Nahçıvani’dir.
Mevlana’nın Fihi ma Fih’inde bir yerde adı geçtiği gibi yine Mevlana’nın Mektûbat’ında bir ve Konyalı Ebûbekir b. Zeki’nin Ravzatü’lküttab ve Hadikatü’l-elbab adlı Farsça münşeat mecmuasında hakkında yazılmış üç mektup vardır. Ölüm döşeğinde bulunan Mevlana’ya ilaç yaptığına bakılırsa, onun Mevlana’dan
sonra da yaşadığı anlaşılmaktadır. Sultan Veled’in methiyesine göre (29. Kaside), Tabib Ekmeleddin evlidir ve bir (veya birkaç) oğlu (ve kızı)vardır.
Mevlana, Tabib Ekmeleddin’e yazdığı cevabi mektubunda, onu ‚Hekimlerin padişahı, yaşayış mücevherlerinin en temizi, en aydını, bela zehirlerinin panzehiri, akıllar ağacının meyvesi, boş şeyler gailesini kökünden çıkarıp atan, güzel ve övülmeye değer huylar sahibi, istenen mertebelere ulaşmış, gerçekleri razı eden, tam inanç kaynağı, Tanrı’dan çekinip sakınan, susuzların tapısı, en hayırlı su içecek yer bulunan, düşünceleri yüce, ulular ulusu, Hakk’ın ve dinin Ekmel’i (Ekmeleddin)’nin selamları geldi.
Allah, o ruh huzurunun, o fetihler anahtarının üstünlüğünü, büyüklüğünü, yakınlığını, bağışını daimi etsin, bağışlarda bulunana verdiği en hayırlı karşılığı versin.
O selamlar, selam gönderenin keremine, üstünlüğüne benziyordu; ululuğunun, büyüklüğünün şeklindeydi; yüceliğiyle, soyunun temizliğiyle eşti.
O selamlardan sevgi kokusunu aldık; sevgideki öz doğruluğunu duyduk. Karşılığında şükürler ettik, dualar ettik…
Hamdolsun Allah’a ki, ona üstünlük özelliği verdi; herkesten ileriye geçirerek kuvvetlendirdi onu; yücelik elbisesine bürüdü; hayrını, üstünlüğünü çoğalttı; onu söz bakımından da hayırlara yöneltti, iş bakımından da. Heyecanımız, şevkimizi artırdı; kat kat fazlalaştırdı.
Muradıma erdirilseydim, ona olan özlemimden, ben de uçan güvercinle uçardım. Biz de selamlar, dualar ederiz. İnsanın özünü rahata kavuşturan, uzlaşmasını olgunlaştıran, akıl bakımından mevkiini yücelten, ihsanlarını andırıp ömrüne ömür katan o aziz yüzü görmeyi pek arzuladık; susadık adeta; o yüzü görmek, pek büyük nimetlere, pek büyük ihsanlara nail olmakla bir bence, hatta daha da üstün; sizi görmek, bütün bunları elde etmeye sebep; bunu böyle bilin.
Umarım ki en kutlu bir zamanda buluşup görüşmemiz müyesser olur; sebepleri hazırlanır‛ gibi yüce sözlerle övmüş ve onunla görüşmeyi çok arzuladığını dile getirmiştir.
Sultan Veled, Nahçıvanlı Tabib Ekmeleddin’i, ilk yirmi iki beytinin ilk mısralarının ilk harflerinden‚ Ekmeleddin Müeyyed en-Nahçıvani‛ adının çıktığı kırk bir beyitlik müveşşah bir kasideyle över. Bu arada oğlunu da övgüyle anar.
Kaynak:
- Sultan Veled’in Anadolu Selçuklu Devlet Adamları ve Diğer İleri Gelenleri Methi- Veyis Değirmençay
Bir yanıt yazın