Kaygusuz Abdal
XIV. yüzyılın ikinci yarısında doğdu. Hayatına dair kaynaklarda bilgi yoktur. Hakkında bilinenler, ölümünden muhtemelen bir buçuk asır sonra kaleme alınan anonim menâkıbnâmesiyle eserlerindeki bazı ip uçlarından hareket ederek yapılan yorumlara dayanmaktadır.
Dilgüşâ adlı eserindeki, “Bu derviş dahi Muhammed Mustafâ’nın sekiz yüz yılında geldi” (s. 47) ifadesine dayanılarak Kaygusuz’un 1398 yılında doğduğu ileri sürülmüştür. Doğru kabul edildiği takdirde Abdal Mûsâ’ya intisabı mümkün olmadığından bu tarihi onun Mısır’a geliş tarihi olarak yorumlayan Rıza Nur, menâkıbnâmede yer alan, Abdal Mûsâ’ya on sekiz yaşında intisap ederek kırk yıl hizmetten sonra Mısır’a gittiği şeklindeki bilgiden hareketle Kaygusuz’un Mısır’a geldiğinde elli sekiz yaşında bulunduğunu ileri sürer.
Kırk yıl şeyhe hizmetin geleneksel bir ifade olduğunu göz ardı ederek 742 (1341) yılını doğum tarihi olarak kabul eder. Ancak onun bu tarihten sonra doğduğunu söylemek mümkündür.
Menâkıbnâmeye göre Alâiye (Alanya) sancağı beyinin oğlu olup adı Gaybî’dir. İyi bir tahsil gören, döneminde geçerli bütün ilimleri öğrenen Gaybî aynı zamanda pehlivandı; ata binmede, ok atmada, kılıç kullanmada eşi yoktu. Ava çıkar, av hayvanları elinden kurtulamazdı.
Bir av sırasında vurduğu bir geyiğin peşine takılan Gaybî, geyiğin gidip Elmalı’da Abdal Mûsâ’nın dergâhına girdiğini görür. Dervişlere geyiği sorar, onlar da görmediklerini söylerler. Konuşmaları duyan Abdal Mûsâ onu huzuruna çağırtır.
Gaybî şeyhin huzuruna çıkınca bir geyik vurduğunu, geyiğin kaçıp buraya geldiğini belirtir. Abdal Mûsâ, “Attığın oku tanır mısın?” deyince “evet” cevabını verir, bunun üzerine şeyh kolunu yukarıya kaldırır. Gaybî, attığı okun Abdal Mûsâ’nın koltuğuna saplanmış olduğunu görür ve şeyhin müridi olmaya karar verir.
Durumu öğrenen babası, Teke beyinin de yardımıyla Abdal Mûsâ’nın üzerine yürür. Abdal Mûsâ müridleriyle ona karşı çıkar ve gösterdiği kerametler sayesinde Teke beyini öldürür. Bundan sonra babasının da rızasını alarak Abdal Mûsâ’ya intisap eden Gaybî’ye şeyhi Kaygusuz mahlasını verir. Kırk yıl şeyhine hizmet eden Kaygusuz ondan icâzet alır ve ardından hacca gitmek için izin ister.
Abdal Mûsâ’nın yanına verdiği kırk abdalla birlikte önce Mısır’a gider. Mısır sultanının huzuruna çıkan ve bazı kerametler gösteren Kaygusuz için sultan Nil kenarında Kasrü’l-ayn adlı bir dergâh inşa ettirir.
Kaygusuz bir süre sonra hacca gider; hac dönüşü Şam, Halep, Kilis, Antep, Bağdat, Hille, Kûfe, Necef ve Kerbelâ’yı dolaşarak Hz. Ali ve Ehl-i beyt imamlarının kabirlerini ziyaret edip tekrar Bağdat’a gelir. Oradan Medâin, Sâmerrâ, Musul, Nusaybin yoluyla Abdal Mûsâ âsitânesine döner.
Menâkıbnâme, Kaygusuz ve yanındaki kırk abdalın Abdal Mûsâ tarafından karşılanması, Kaygusuz’un cûşa gelerek şeyhine kavuşmasının sevincini anlatan bir şiir söylemesiyle sona ermektedir. Eserde Kaygusuz’un hayatının diğer dönemlerine dair bilgi bulunmamaktadır.
Kahire Kaygusuz Sultan (Kasrü’l-ayn) Bektaşî Dergâhı’nın son şeyhi Ahmed Sırrı Baba, Kaygusuz’un Mısır’a ilk defa 791 (1389) yılında el-Melikü’s-Sâlih Hâccî döneminde geldiğini, 796’da (1394) hacca gittiğini, Necef ve Kerbelâ’yı ziyaret ederek 799’da (1397) Kahire’ye döndüğünü, 806’dan (1403-1404) itibaren kendisi için inşa edilen Kasrü’l-ayn Dergâhı’nda irşad faaliyetinde bulunduğunu ve 848’de (1444) vefat ettiğini kaydeder.
Yûnus Emre’nin ilk takipçilerinden olan Kaygusuz Abdal, genellikle antolojilerde yer alan hece vezniyle yazılmış şathiye türü şiirleriyle tanınmıştır. Fakat onun heceyle olan şiirlerinin bütün şiirlerinin ancak beşte birini teşkil ettiği, diğerlerinin aruzla yazılmış olduğu tesbit edilmiştir.
Aruzla olan şiirlerinde tasavvuf esaslarını anlatan Kaygusuz Abdal’ın halk edebiyatının koşma nazım türüyle kaleme aldığı, konuları bakımından ilâhi, nutuk, şathiye vb. şeklinde sınıflandırılabilecek şiirleri arasında en orijinalleri son iki grubu oluşturanlardır. Kaygusuz’un bu şiirlerinde hayata bağlılık ve mutluluk özlemi ön plandadır.
Eserleri:
- Budalanâme.
- Kitâb-ı Miglâte.
- Vücudnâme.
- Dilgüşâ.
- Saraynâme.
- Divan.
- Gülistan
- Mesneviler.
Kaynak:
- İslam Ansiklopedisi- Kayguzsuz Abdal
Bir yanıt yazın