Maaday Kara Destanı
Yaşlı bahadır Maaday-Kara’nın ülkesinde refah ve huzur içerisindeki yaşamaktadır. Çok sayıda halkı, mal-davarı ve yılkısı vardır. Ay altında yay gibi uzanan kuzey ormanlarına “ata” diyen, güneş altında yay gibi uzanan kuzey ormanlarına ‘ana‘ diyen Maaday-Kara’nın ülkesinde kışın kar yağmaz, yazın ise sağanak yağmur bulunmaz.
Bu haliyle Maaday-Kara’nın memleketinde sulh ve sükûn hüküm sürmektedir. Bu refah ve huzurun simgesi olarak Maaday-Kara ülkesinde Ulu Tanrı Üç-Kurbustan tarafından yaratılmış olan ölümsüz ağaç (demir kavak) vardır.
Bu ölçüme gelmez devasa ağacın ortadaki dalları üzerinde iki benzer kara kartal tünemekte ve düşman bahadırın gelme ihtimali olan yolu beklemektedir Ağacın altında zincire vurulmuş Azar ile Kazar adlı köpekler ise kahramanın memleketini düşman bahadırlardan ve yeraltının kötü güçlerinden korumak için oradadırlar.
Ancak güçlü bahadır Maaday-Kara yaşlanmış, kuzgun karası saçlar ağarmış, keskin kılıç gibi olan dişleri ince dallar gibi kırılmış. Tan yıldızı gibi parlayan gözlerinin feri sönmüştür. Artık Maaday-Kara ölüme yaklaşmış, atı ise kesimlik olmuştur.
Yaşlı bahadır Maaday-Kara uzun bir uykuya yatmıştır. Bu arada otlaklardaki mal-davar sahipsiz bir şekilde dört tarafa yayılmış, halk ise ortalıklarda görünmemektedir. Memlekette olağan dışı hadiseler zuhur etmiştir.
Yaşlılığından istifade ile Kara-Kula Kağan Maaday-Kara’nın ülkesini yağmalamaya gelmektedir. Karısı Altın-Targa,Maaday-Kara’yı uykusundan uyandırır. Maaday-Kara bahadır kıyafetini giyip dört bir tarafa dağılmış olan halkını ve hayvanlarını geri getirmek için yola çıkar.
Soyunu sürdürecek çocuğu olmadığına üzülen Maaday-Kara evine dönünce karısının bir erkek çocuk doğurduğunu öğrenir. Çocuğun doğumu için kutlamalar yapılmakla birlikte çocuğa isim verilmemiş, babası beklenmiştir. Maaday-Kara olağanüstü özellikler gösteren çocuğunu alarak kayın ağaçlarıyla kaplı dağa götürür.
Oğluna beşik hazırlar, beslenmesi için de gerekli tertibatı alır. “Eğer ölürsen kemiklerin burada kalsın, başına saç veren Bay-Altay yardımcın olsun, baldırına et veren sık yapraklı kayın ağacı sana kut versin” diyerek oğlunu ormana terk eder.
Kara-Kula Kağan, yeryüzünün yetmiş kağanını, Altay’ın altmış kağanını yenerek Maaday-Kara’nın ülkesine ulaşır. Ortalığı kasıp kavurur, yerde ne bir sap ot bırakır ne bir çalı ne de bir ağaç. Maaday-Kara ve halkını esir alıp yurduna doğru yola çıkar. Maaday-Kara’nın ülkesinin simgesi olan “At Çakı“yı devirmek ister, başaramaz. Çocuğun bulunduğu dağa çıkmak ister, olağanüstü güçler buna engel olur,
Kara-Kula Kağan’ın götürmekte olduğu sürülerin içinden bir boz kısrak kaçıp gerisin geri Altay’ın yolunu tutar. Kara-Kula Kağan kaçan bu boz kısrağın peşine düşer. Altay’ı altı kez dolaşır, yeryüzünü yedi kez dolaşır ama boz kısrağı bir türlü yakalayamaz. Boz kısrak yeryüzündeki yedi engeli aşarak Maaday-Kara’nın memleketine sığınır. Kara-Kula Kağan bunun üzerine kurtlara ve kuzgunlara boz kısrağı yakalayıp yemeleri için emir verir ve bitkin bir halde kendi yurduna döner.
Kara-Kula Kağan’ı eşi ve aynı zamanda yer altı dünyasının hâkimi Erlik-Bey’in kızı olan Abram Moos Kara-Taacı karşılar ve sağlığıyla ilgilenir.
Maaday-Kara’nın ülkesine dönmüş olan boz kısrak gök bir ineğe dönüşür. Gök ineğin böğürmesiyle Altay’ın ruhu, yaşlı bir kadın suretinde ortaya çıkar. Bir zaman sonra yaşlı kadın ormana terkedilmiş olan çocuğu iki yaşında olarak bulur. Çocuğu korumaya alan yaşlı kadın gök ineğin sütüyle onu besler. Ona ok ve yay yapar. Çocuk kuş tavşan ve maral avlayarak yaşlı kadına getirir.
Boz kısrağı yakalayıp yemek için görevlendirilen kurtları ve kuzgunları da öldüren çocuk artık kim olduğunu sorgulamaya başlar. Altay’ın ruhu olan kadın çocuğa annesinin ve babasının nerede olduğunu söyler. Yer altından bir atın çekip çıkardığı arabadaki bahadırlık elbiselerini giydirerek adının Kögüdey-Mergen olduğunu söyler.
Gök inek de koyu kır bir ata dönüşür. Bunun üzerine Kögüdey-Mengen Kara-Kula Kağan’ın ülkesine doğru yola çıkar, Karşılaştığı ilk engel Erlik Bey’in elçileri olan iki benzer kara bahadırdır. Yedi yolun kavşağında nöbet tutmaktadırlar ve gelen geçeni yok etmektedirler.
Kögüdey-Mergen arının yardımıyla bu ilk engeli geçer. Bahadırın karşılaştığı ikinci engel alt tarafı Toybodım Irmağı’na, üst tarafı mavi kayalıklara uzanan zehirli sarı denizdir. Geçit yeri olmayan bu denizi Kögüdey-Mergen atının bir yıllık mesafeden hız almasıyla geçmeyi başarır.
Kögüdey-Mergen in karşılaştığı üçüncü engel ise açılıp kapanan iki dağdır. Gece gündüz birbiriyle boynuzlaşan iki boğa gibi bu iki kara dağ ne rüzgâra ne ay ışığına ne de canlılara geçit vermektedir. Kögüdey-Mergen biraz dinlendikten sonra yine atının maharetiyle bu engeli de geçmeyi başarır. Kara-Kula Kağan’ın ülkesine babasının esir edildiği yere ulaşır.
Bu ay ve güneş ışığı olmayan dünyayı Kara-Kula Kağan in bulunmadığı zamanlarda Erlik Bey’in kızı yönetmektedir. Olağanüstü güçlere sahip olan Abram-Moos Kara-Taacı, Kögüdey-Mergen’in Kara-Kula Kağanı yeneceğini bilmekte ve genç bahadır ile evlenmek istemektedir. Böylelikle yeryüzünde kalacaktır.
Kögüdey-Mergen keten giysili tastarakay, atı da torbok şekline dönerek Kara-Kula Kağan’ın ülkesinde ilerlemeye başlarlar. Babasının çadırına giderek onlarla görüşür. Anne ve babası onu tanıyamaz. Kögüdey-Mergen Abram-Moos Kara-Taacı’nın bindiği kara boğa ile deve sürüsünün başı olan deveyi öldürür. Etler pişerken dinlenmek için uzanır.
Annesi ve babası iki kürek kemiği arasındaki benlerden bu tastarakay’ın kim olduğunu anlayıp ağlarlar. Kögüdey-Mergen kim olduğunu açıklayarak, onları kurtarmaya geldiğini söyler. Babasının ısrarı üzerine Kögüdey-Mergen yedi sarı lamadan Kara-Kula Kağan’ın ruhunun nerede olduğunu öğrenip ele geçirdikten sonra tekrar dönmek üzere veda eder.
Yedi lama insan ömrünün süresini ve huzurlu yaşamın yolunu bilmektedirler. Yeniden tastarakaya dönen Kögüdey-Mergen aratan ve korocon içkileri hazırlayarak lamaların yanına gider. Onlardan Kara-Kula Kağan’ın ruhunun üç kuşak göğün derinliklerindeki üç maraldan birinin karnında altın kutu içinde iki bıldırcın şeklinde saklı olduğunu öğrenir.
Üç maralın yavrusu altmış çatal boynuzlu andalba ise yeryüzündedir. Kögüdey-Mergen ve atı, ala geyik şekline girerek andalbanın yardımını ve üç maralın gökyüzünden yere inmelerini sağlarlar. Kögüdey-Mergen bir okla ortanca maralın karnını yarar ve altın kutu yere düşer. Kutuyu kırıp bıldırcın yavrularını ele geçiren Kögüdey-Mergen tekrar Kara-Kula Kağan’ın ülkesine doğru yola çıkar.
Bu arada Kara Kula Kağan hastalanmıştır. Neden hastalandığını öğrenmek için yer altından kam Tordoor’u getirtip şaman töreni yaptırır. Kögüdey-Mfergen boz bir sıçana dönerek tören yapılan yere girer. Daha sonra kara bir ayıya dönüşerek karn Tordoor’un kafasını parçalar Tekrar kendi kılığına dönen Kögüdey-Mergen ele geçirdiği bıldırcın yavrularını öldürerek önce Kara-Kula Kağan’ın atını, sonra da kendisini öldürür.
Tursak edilmiş halkını kurtaran Kögüdey-Mergen, Erlik Bey’in kızı ile halkının yer altına gönderilmesini emreder. Yeryüzüne alışmış olan Abram-Moos Kara-Taacı Kögüdey-Mergen ile yeryüzünde kalmak istediğini söyler. Kögüdey-Mergen bunu reddeder ancak Abram Moos Kara-Taacı yedi gün içinde intikam alacağını söyleyerek yer altına iner.
Kögüdey-Mergen yurduna dönmek için yola çıkar.Erlik Bey in kız bir büyü ile Kögüdey-Mergen’in atını takatten düşürür. Kögüdey-Mergen sadık atını bırakıp al donlu bir ata biner. Al donlu at da Kögüdey-Mergen’i alarak Erlik Beyin kızına götürür. Erlik Bey’in kızı onu alaylı bir şekilde karşılar ve ruhuyla birlikte yaşayacağını söyler. Kögüdey-Mergen’in att dört kanatlı kara bir kartal şeklinde gelir ve Kögüdey-Mergen’i kurtarır, Onu süt gölüne batırıp çıkararak iyileşmesini sağlar.
Kögüdey-Mergen memleketine döner. Hayat huzur içinde devam ederken Kögüdey-Mergen, babasına evlenmek istediğini söyler. Babası da birçok talibi olan Ay-Kağan’ın kızı Altın-Küskü’yü önerir.
Kögüdey-Mergen bahadır kıyafetini giyinir, atını hazırlar ve yola çıkar. Yolda kendisine bu evlilik sınavında yardımcı olacak tıpatıp kendisine benzeyen altı kişi ile karşılaşır. Onlarla birlikte Ay Kağan’ın ülkesine varırlar. Altın-Küskü’yü istemek için Erlik Bey’in oğlu Kuvakayçı ile kız kardeşi Abram-Moos Kara-Taacı da oraya gelmiştir.
Ay Kağan kızını vereceği bahadırı seçmek için birçok zor yarış düzenler. Bunların hepsini Kögüdey-Mergen kazanır. Bunun üzerine Erlik Bey’in kızı, Altın-Küskü’yü alarak yer altına götürür ve ihtiyar karı şekline sokar. Kögüdey-Mergen atının yardımıyla Altın-Küskü’yü bulur ve babasına geri getirir. Ay Kağan, Kögüdey-Mergen’den son olarak yeri üzerinde taşıyan iki balinanın kanadını ve bir ayı yakalayıp getirmesini ister. Bu iki zor görevi de başaran Kögüdey-Mergen Altın-Küskü’yü alarak Altay’a döner.
Altay’a gelince düğün yapılır. Huzurlu bir şekilde hayat devam ederken Altay in huzur ve refah sembolü olan sık yapraklı bay-terek batıya eğilir. Bunun anlamı ölüm demektir. Kögüdey-Mergen’in annesi ile babası ölür. Kögüdey-Mergen ne kadar uğraşsa da annesi ile babasını diriltemez.
Kögüdey-Mergen, Erlik Bey’den intikam almak için atını ters eyerleyerek yer alta dünyasına iner. Dünyada suç işlemiş olan insanların orada nasıl cezalandırıldıklarını görür.
Erlik Bey ile karşılaşıp onu yakalar ve kara kömüre çevirerek öldürür. Okuyla Erlik Bey’in adamlarını da öldürerek kötülük yapmış olanları orada bırakıp iyileri yanina alarak Altay’a döner.
Altay’a dönen Kögüdey-Mergen’in sürüleri çoğalmış, halkı artmıştır. Halkına bütün düşmanları yendiğini, artık huzur içerisinde yaşayabileceklerini söyleyerek eşi Altın-Küskü ile birlikte yıldız olup göğe yükselir.
Kaynak:
- Altay-Türk Destancılık Geleneği ve Maaday-Kara Destanı- Prof. Dr. Salahaddin BEKKİ
Bir yanıt yazın