İftira Son Derece Büyük Günahtır

Kategori: Bilgi Dağarcığı | 0

İftira Son Derece Büyük Günahtır

İftira son derece kötü ve tahrip edici bir hadisedir. Hem iftirayı yapan ve hem de kendisine iftira edilen kimse için oldukça rahatsız edici bir tutumdur. İftira sonucunda insanlar arasındaki sevgi ve dostluk bağları zayıflar; dayanışma gücü ortadan kalkar. insanlar birbirine güven duymaz olurlar. Bu güvensizlik, bir toplumun sosyal hayatını tamamen felce uğratan yıkıcı bir etki yapar. Iftira, toplumdaki güzellikleri yakıp bitiren bir ateş gibidir.

İftira, toplumda adaletin tam olarak etkisini kaybettiği zamanlarda yaygınlaşabilen bir sosyal ve ahlakı hastalıktır. Çünkü adaletsizlik ve takipsizlik, kötü fiillerin yaygınlaşmasına ve artmasına yol açan bir başıboşluğa sebep olmaktadır.

İslam’da iftira konusu, üzerinde oldukça fazla durulan bir konu olmaktadır. Çok sayıda ayet-i kerime, iftiranın özelliğinden ve onun Allah’ın nezdinde sevilmeyen ve hatta yerilen bir davranış olduğundan bahsetmektedir.

Iftiranın en ağırı namus üzerine atılan iftiradır. Hz. Peygamber ashab-ı kiramla sefere çıkarken, kura ile belirlenen bir eşini de beraberinde götürürdü. Bu usulle, Mustalıkoğulları Gazasına da Hz. Aişe katılmıştı. Konaklama yerinde, devenin üzerindeki gölgelikten (mahfel) tuvalet ihtiyacı için çıkan Aişe (r.anha), dönüşünde gerdanlığını düşürdüğünü farketmiş, aramak için yeniden çıkmıştır. Bu sırada ordu yola çıkmış, Hz. Aişe, devenin üzerindeki gölgeliğin içinde zannedilmiştir. Dönüşte unutulduğunu anlayan Hz. Aişe, orada beklemiş, ordunun arka gözcüsü Safvan b. Muattal O’nu devesine bindirerek yolda orduya yetiştirmişti.

Münafıkların reisi Abdullah b. Ubey ve arkadaşları bunu fırsat bilerek Hz. Aişe’ye zina iftirasında (ifk) bulundular. Bir aydan fazla bir süreyle bu dedikodu Medine’de dolaştı. Hz. Peygamber ve Aişe validemizin yakınları bu olaya çok üzüldü.

Daha sonra Hz. Aişe Nur suresindeki şu ayetlerle temize çıkardı:

O uydurma haberi getirip iftira (ifk) atanlar, içinizden bir topluluktur. Onu kendiniz için bir ser sanmayın, bilakis o, sizin için hayırdır. Iftirada bulunanlardan her birinin kazandığı günaha göre cezası vardır. Onlardan günahın en büyüğünü yüklenene de büyük bir azap vardır.

Iftirayı işittiğiniz zaman, mümin erkeklerin ve mümin kadınların, kendiliklerinden hüsn-ü zanda bulunup da: “Bu apaçık bir iftiradır” demeleri gerekmez miydi?

Bir de dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki, bu şahitleri getiremediler, o halde onlar, Allah nezdinde, yalancıların da kendileridir

Eğer Allah’ın lütuf ve merhameti, dünyada ve ahirette üzerinizde olmasaydı, yaydığınız fitne yüzünden, size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.

Siz o iftirayı dilinize dolamıştınız. Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız şeyi ağzınızla söylüyor ve onu önemsiz birşey sanıyordunuz. Halbuki bu, Allah nezdinde büyük bir günahtır

O asılsız sözü duyduğunuz zaman: “Bunu konuşmak bize yakışmaz. Haşa! Bu büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi?” (en-Nur, 24/1116).

Hz. Peygamber inen bu ayetleri tebliğ ettikten sonra; “Ya Aişe, Allah’a hamd et. Allah seni, iftiracıların isnadından kesin olarak beri kıldı” buyurdu. Bunun üzerine Aişe (r.anha) nin annesi: “Kızım, kalk da Resulullah (s.a.s)’a teşekkür et” deyince, Hz. Aişe; “Hayır kalkmam ve yalnız Allah’a hamdederim” diye cevap verdi (bk. Buhari, Tefsiru Sure, 24/6, Meğazi, 12, 32, 34, Şehadet, 2, 15, Eyman, 13, 18, I’tisam, 28, Tevhid, 35, 52; Müslim, Tevbe, 56; Ebu Davud, Salat, 122; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 194, 195, 197; Kamil Miras, Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, Ankara 1984, VIII, 73-97).

Iftira eden kimse, bununla amacına ulaşamaz ve sonunda dünyevi ve uhrevi bakımdan kendisi zararlı çıkar. Nebi (s.a.s) “İftira eden kimse zarara uğramıştır” (Ahmed b. Hanbel, I, 91) buyurur.

Iffetli bir kadına zina isnadında bulunup da bunu dört erkek şahitle ispat edemeyen bir kimse kazıf cezasına çarptırılır. Bunlara ceza olarak seksen değnek vurulur ve bundan sonra şahitliklerine güvenilmez (bk. en-Nur, 24/4; “kazf” mad.). Zina isnadında bulunan kimse kadının kocası olur ve dört şahitle bunu ispat edemezse “mulaane” yoluna başvurulur (bk.en-Nur, 24/6-9; “Lian” mad.).

En ağır iftirayı atan kimse bile sonradan pişmanlık duyar ve durumunu düzeltirse Cenab-ı Hakkın mağfiretine nail olabilir (en-Nur, 24/4-5).

Günümüzde fertlerin birbirine iftirası yanında basın ve yayın yoluyla da iftiralar yapılmaktadır. Namus, iffet, haysiyet ve zimmet üzerindeki bir iftira ne kadar çok yayılırsa, iftiracının sorumluluğunun da o nisbette artması tabiidir. Ayette şöyle buyurulur: “Mümin erkek ve o kadınlara işlemedikleri bir günahla eziyet edenler (onlara iftira atanlar), doğrusu açık bir günah yüklenmişlerdir” (el-Ahzab, 33/38

Kaynak: Diyanet fıkhı

Takip Et Ergunca:

Herkes Cennete Gitmek İster ama Hiç Ölmeden Cennete Gidilir mi?

Son yazıları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir