Esselâmü aleykûm ve rahmetullahi ve berekatuhu.
Değerli gönül dostlarım….
Bu günkü sohbetimiz bir mübarek yolun, “aşk” yolunun sırat-ı müstakim yolunun sırları ile bir söyleşi tadında, bir muhabbet tadında “aşkın sırrı” makalemi muhabbetten öte gitmeyecek ve bir öğreti olarakda görebilirsiniz.
Dostlar; aşk’ın sırrı her yürekte farklı olduğu gibi, yaşamdada farklıdır. Bazı yürekler vardır, ocağın üzerinde saatlerce isıtsan pişmez.
Ama bazı yürekler vardır ki; “Allah” dediğin zaman başlar dumanı tütmeye.
Hani hz. Ebubekir efendimizi peygamber efendimiz’e şikayete gelen komşusu gibi.
-Yâ rasûlAllah hz. Ebubekir ciğer pişiriyor, kokusu burnunuza mis gibi kokuyor… Tabi ki rasûlAllah efendimiz olaya müdahale edip bizzat hz. Ebubekir efendimize gidiyor.
Bakıyor hz. Ebubekir zikr-i İlahî İle meşgul, anlıyor tabi zikrin şiddeti İle yanan yürek kokusunu. Dostlarım varmı böyle bir yürek? O sıddık, rasûlullah efendimizden sonra gelen en büyük İnsan.
Aşkın sırrı “Allah” diyen yürekte. Hani diyor yâ derviş “bir hû çeksem karşı ki dağlar titrerdi”. Aman Allahım. Nasıl bir kalp.
İşte aşkın sırrı.
Mum gibi erimiyorsa İnsan, yanmaktan bahsetmesin. Hz.mevlâna’nın bir düsturu vardı, hatırlatmadan geçemeyeceğim, hamdım, yandım, piştim… Mevlana’da aşkın sırrına vakıf oldu. Aşk Allah için yanan kalp olmalıydı.
Bakınız derviş gönüllülere mesele “aşk” olduğu zaman kimseyi tanımıyorlar. Aşk acı çekmek değilmiydi zaten. Hal İlmini ve dilini öğrenmen gerekli, nefsini terbiye et. Bak ozaman fenafillah bekabillah sırlarına nasıl eriyorsun kurbanım.
Kusura bakma gül bahçesinde gezeceksen ayağına batan dikenden şikayet etmeyeceksin. Allah İçin göz yaşı dökeceksin ve ruhuna abdest aldıracaksın. Susacaksın, sustukça acıyan acıdıkca kanayan yaralarınız olacak. Seni var edene yüreğini yâr edene şükredeceksin. Bilki dünyayı ahirete götüremiyeceksin, o halde yaşa ki; dünya seni ahirete götürsün. Kaderine razı olacaksın, yazanada aşık. Aşkın ateşi yüreğine sıçradımı bir kere varlığın ortasında hiç olursun…
Ey fikir ehli ;kırılınca susmayı, sevince tebessüm etmeyi, bir başına kalıncada duâ etmeyi bileceksin.Sen secdeye vardığında sübhanerabbiyel alâ dediğinde semadan yankı yapacak….
Diyeceksin “İlahî ente maksudu ve rıdake matlubu”…… Yarabbi tek maksadım sensin. Allah demiyecek mi “Buyur Kulum”
Yâ râbbi hayyyy……
Dostlarım aşkın sırrına varmak İçin hiç olacaksın hiç…. Nakşediyor yüreğime İlahî kudreti, aşkın sırrına varabilmek İçin sabret. Sabrediyorum inşaAllah…Rabbimin verdiğide, vermediğide İmtihan diyorum kurbanım.
Bir dervişin güzelliği kalbidir, niye derseniz oradan rabbine açılan bir kapı vardır, lakin açmasını bileceksin. Ey huzuruna aşkla geldiğim rabbim, aşkını kalbimize nakşeyle, esmanı dilimize tesbih eyle, ahiretimizi bize yâr eyle, sevdiğin ve razı olduğun kullarından olmamızı nasip eyle. İki cihan serveri rasûlü kibariye efendimizle cennetine girmeyi, cemalini görmeyi nasip eyle. Ey keremi lütufu bol rabbim, bizi rahmetinden eksik bırakma. Rabbim öyle bir İman verki yolunda yanalım. Rabbim öyle bir göz yaşı ver sana karşı olan günahlarımıza aşktan ağlayalım.
Amin…
Selam ve dua ile Allah’a emanet olun…
Ergün Küçüktopcu
Kerimusta.com
Bir yanıt yazın