Namık Kemalin Hürriyet Kasidesi

Kategori: Şiirler | 0

Namık Kemalin Hürriyet Kasidesi

Hürriyet Kasidesi

Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Çekildik izzet ü ikbâl ile bâb-ı hükümetten
Usanmaz kendini inşân bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez iânetten
Vücûdun kim hamîr-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam râh-i vatanda çâk olursa cevr ü mihnetten
Hakîr olduysa millet sânına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten
Muîni zâlimin dünyâda erbâb-ı denâettir
Köpektir zevk alan sayyâd-ı bî-insâfa hizmetten
Hemen bir feyz-i bakî terk eder bir zevk-i fânîye
Hayâtın kadrini âlî bilenler hüsn-i şöhretten
Nedendir halkta tûl-i hayâta bunca rağbetler
Nedir insâna bilmem menfaat hıfz-ı emânetten
Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim
Utanmaz kendi nefsinden de âr eyler melâmetten
Felekten intikam almak demektir ehl-i idrâke
Edip tezyîd-i gayret müstefîd olmak nedametten
Durur ahkâm-ı nusret ittihâd-î kalb-i millette
Çıkar âsâr-ı rahmet ihtilâf-i re’y-i ümmetten
Eder tedvîr-i âlem bir mekînin kuvve-yi azmi
Cihan titrer sebât-i pâ-yi erbâb-ı metanetten
Kaza her feyzini her lûtfunu bir vakt için saklar
Fütur etme sakın milletteki za’f ü betâetten
Değildir şîr-i der-zencîre töhmet acz-i akdâmı
Felekte baht utansın bî-nâsîb erbâb-ı himmetten
Ziya dûr ise evc-i rif’atinden ıztırârîdir
Hicâb etsin tabîat yerde kalmış kabiliyyetten
Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-yi Osmâniyânız kim
Cihan-gîrâne bir Devlet çıkardık bir aşîretten
Biz ol ulvî-nihâdânız ki meydân-ı hamiyyette
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten
Ne gam pür-âteş-i hevl olsa da gavga-yı hürriyyet
Kaçar mı merd olan bir cân için meydân-ı gayretten
Kemend-i can-güdâzı ejder-i kahr olsa cellâdın
Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esaretten
Felek her türlü esbâb-ı cefâsın toplasın gelsin
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten
Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
Ki ednâ zevki a’lâdır vezâretten sedâretten
Vatan bir bî-vefâ nâzende-yi tannâza dönmüş kim
Ayırmaz sâdıkan-îıaşkını âlâm-ı gurbetten
Müberrâyım recâ vü havften indimde âlîdir
Vazîfem menfaatten hakkım ağrâz-i hükûmetten
Civân-merdân-ı milletle hazer gavgadan ey bî-dâd
Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-ı hamiyyetten
Ne mümkün zulm ile bîdâd ile imhâ-yi hürriyyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyyetten
Gönülde cevher-i elmasa benzer cevher-i gayret
Ezilmez şiddet-i tazyîkten te’sîr-i sıkletten
Ne efsun-kâr imişsin âh ey dîdâr-ı hürriyyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esaretten
Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
Cemâlin tâ ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten
Ne yâr-i cân imişsin âh ey ümmîd-i istikbâl
Cihanı sensin âzâd eyleyen bin ye’s ü mihnetten
Senindir devri devlet hükmünü dünyâya infaz et
Hüdâ ikbâlini hıfz eylesin her türlü âfetten
Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahralar
Uyan ey yâreli şîr-i jiyân bu hâb-ı gafletten

Günümüz Türkçesi:

Çağın değer yargılarını doğruluktan ve samimiyetten sapmış görerek kendi arzumuz ve saygınlığımız ile devlet kapısından ayrıldık.

Kendini insan bilenler halka hizmet etmekten usanmaz, mürüvvet sahibi olanlar zavallılara yardım etmekten kaçınmaz.

Eğer millet, hor görülmüşse onun şanına bir eksiklik geleceğini sanma; yere düşmekle cevher, değerinden özünden birşey kaybetmez.

Vücudun mayası, vatan toprağıdır; bu vücut, acı ve sıkıntı içinde vatan yolunda toprak olursa, en küçük bir üzüntü duyulmaz.

Dünyada zalimin yardımcısı, aşağılık kimselerdir; insafsız avcıya hizmetten zevk alan ancak köpektir.

Hayatın değerini şöhretin güzelliğinden üstün tutanlar ile geçici zevklere ebedî feyiz tercih edilir.

İnsanlarda hayatın uzamasına bunca düşkünlük nedendir; insan emaneti koruyacağı yerde ondan niçin menfaat bekler?

Kişi dünyada herkesten kendini alçak görür, ayıplanmaktan kaçınır ,fakat kendi nefsinden utanmaz.

Akıllı ve bilinçli olanların, yaptıklarından pişman olup çalışmalarını artırması ve bunlardan ders alması, felekten intikam almak demektir.

Başarının, üstünlüğün değeri, milletin gönül birliğinde durur; koruma ve kollama eserleri ise ümmetin düşüncesinin çarpışması ile çıkar.

İktidar sahibi bir kişinin azim gücü, dünyanın bir düzene girmesini sağlar; metanet sahibi kişilerin ayaklarını sağlam basması ile cihan titrer.

Kader, her feyzini, her lütfunu bir zaman için saklar; milletteki gevşeklikten, zayıflıktan sakın korkma!

Zincire vurulmuş aslana ayaklarının güçsüzlüğü töhmet değildir; bu dünyada nasipsiz himmet sahiplerinden talih utansın.

Işık yüksekliğin doruğundan uzaksa çaresizliktendir; tabiat yerde sürünen kabiliyetten utansın.

Biz o Osmanlılar boyunun ulu soyundanız; mayamız, bütünüyle şehadet kanıyla karılmıştır.

Biz o yüce hamiyetli, çalışkan ve güçlü kişileriz ki bir küçük aşiretten dünyaya hükmeden bir devlet meydana getirdik.

Biz o yüce yaratılışlı milletiz ki hamiyet meydanında ayaklar altında toprak olmaktan bize ölüm daha iyi gelir.

Hürriyet mücadelesi korkulu ateş olsa ne dert, yiğit olan bir insan gayret meydanından kaçar mı?

cellâdın can yakan kemendi acımasız bir ejder bile olsa, yine bin defa esaret zincirinden daha iyidir.

Felek her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin, millet yolunda hizmetten dönersem kahpeyim.

Bu yolda çektiğim acılar, sıkıntılar anılsın; bunun en basit zevki bile vezirlikten, sadrazamlıktan daha iyidir, yücedir.

Vatan, bir vefasız alaycı sevgiliye dönmüş, aşkına bağlı olanları gurbet acılarından ayırmıyor.

Korkudan, yalvarma yakarmadan uzağım; benim yanımda görevim menfaatimden, hakkım hükûmetin kötü niyetlerinden daha üstündür.

Ey adaletsiz, milletin yiğitleriyle mücadeleden sakın; senin zulmünün kılıcı hamiyet kanının ateşi karşısında erir.

Zulüm ile işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak ne mümkün; eğer kendinde bir güç görüyorsan insanoğlundan idraki kaldırmaya çalış.

Gönülde çalışma gevheri, elmas cevherine benzer; ağırlığın tesirinden, baskının şiddetinden ezilmez.

Ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyüleyici imişsin.gerçi esaretten kurtulduk derken senin aşkının esiri olduk.

Şimdi kalbi fethedecek güç sendedir, güzelliğini gizleme; güzelliğin, milletin nazarlarından ebediyete kadar uzak kalmasın.

Ey geleceğin umudu, sen ne can dostuymuşsun; dünyayı bütün üzüntü ve sıkıntılarından kurtaran sensin.

Hükmetme çağı senindir, hükmünü dünyaya geçir; Allah yüceliğini her türlü belâlardan korusun.

Ey yaralı kükreyen aslan, senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan!

Takip Et Ergunca:

Herkes Cennete Gitmek İster ama Hiç Ölmeden Cennete Gidilir mi?

Son yazıları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir