Napolyon Hakkında Bilgiler

Kategori: İz Bırakanlar | 0

Napolyon Hakkında Bilgiler

Napolyon Hakkında Bilgiler

Aslında Fran­sa’da Napolyon adını taşıyan üç imparator ya­şadı.

Napolyon I (1769-1821). Kendini Fransa imparatoru ilan eden ve 20 yıl boyunca tüm Avrupa kıtasına hükmeden Korsikalı I. Napolyon’un öyküsü yakın tarihin en önemli olaylarından biridir.

Napolyon Bonapart Batı Akdeniz’de Fran­sa’ya bağlı Korsika Adası’nın Ajaccio kentin­de doğdu. Babası bir avukattı. Yoksul, ama soylu bir aileden geliyordu. Askerliğe ilgi du­yan Napolyon, 15 yaşındayken ağabeyi Joseph’le birlikte Paris’te askeri bir okula ya­zıldı.

1789’da Fransız Devrimi sırasında ülkede büyük değişimler yaşanmaya başlandı . Bu sıralarda subay olan Na­polyon, gelişmeleri yakından izliyordu. Na­polyon kendini gösterme fırsatını ilk kez Fransa’nın İngiltere, İspanya ve Hollanda ile savaşa girdiği sırada yakaladı. Toulon’daki topçu birliğinin

komutanlığı ona verildi. Bu kent Fransa’nın güney kıyısında büyük bir deniz üssüydü. Napolyon’un askerleri Toulon’a çıkarma yapmış olan İngiliz ve İspanyollar’ı kentten sürdü. Bu başarısı üzerine 24 yaşındaki Napolyon tuğgeneralliğe yüksel­tildi ve Fransa’nın İtalya ordusunda topçu ko­mutanlığına atandı. Ama dönemin kıskanç ve art niyetli bazı önderlerinin oyununa gelerek bir süre sonra komutanlık görevinden alındı. Daha sonra ordudan ayrılarak Paris’e yerle­şen Napolyon, saatini ve kitaplarını satacak kadar yoksul düştü. Ama çok geçmeden kral­cıların yönetime karşı başlattıkları bir ayak­lanmayı bastırmak için 1795’te yeniden göre­ve çağrıldı. Napolyon iç savaşa neden olabile­cek bu ayaklanmayı başarıyla bastırdı ve tüm­general olarak iç güvenlik güçlerinin başına getirildi.

Napolyon. artık Paris’in siyasal ortamına girmişti. 1796’da İtalyan ordusu başkomutan­lığına atandı. Soylu bir dul olan Josephine de Beauharnais ile evlendikten iki gün sonra İtalya’da Avusturyalılar ile savaşan Fransız ordularının başına geçmek üzere Nice’e gitti. Cesareti kırılmış-birlikleri büyük bir başarıyla toparladı, düzene soktu ve birkaç hafta içinde Avusturyalılara yenerek büyük bir zaferle Milano’ya girdi. Napolyon, 1797’de ordusuyla Avusturya’yı işgal etti ve Avusturyalılara Campo Formio Antlaşması’nı imzalamak zo­runda bıraktı. Bu antlaşmayla Fransa, doğuda Ren Irmağı’na kadar olan bölgeyi toprakları­na katıyor ve Belçika üzerinde denetim hakkı elde ediyordu. Napolyon, ülkesine bir kahra­man olarak döndü.

Napolyon, 1798’de Mısır ve Suriye’de bü­yük bir Fransız imparatorluğu kurmak ama­cıyla Ortadoğu’ya yapacağı seferin hazırlıkla­rına başladı. Mısır ile giriştiği Piramitler Çarışması’ndâ büyük bir zafer kazandı. Ama Nil Savaşı’nda İngiliz Amiral Horatio Nelson’un tüm Fransız gemilerini yok etmesi tasarılarını bozdu.

Bu arada Os­manlı İmparatorluğu Fransa’ya savaş açmıştı. Ordusuyla Mısır’da yalnız kalan Napolyon, 1799’da Suriye üzerine yürüdü. Ama başarılı olamayarak Mısır’a geri döndü Fransız hükü­metinin zor günler yaşadığını duyar duymaz ordusunu Mısır’da birakarak Paris’e geçti. Askeri önderlerin desteğini halktan sonra or­dusuyla Fransız Parlamenfosu’na gözdağı ve­rerek yönetimi ele geçirdi Yeni bir yönetim biçimi oluşturarak halk egemenliği yerine ya­sama, yürütme ve yargı gücünün en tepedeki üç kişinin e|inde toplandığı konsül yönetimini kurdu Yeni anayasa ıje birinci konsül o|an Napolyon, ülkenin gerçek yöneticjsi durumu­na geldi

1800’de Avusturya’ya savaş açan Napol­yon, Marengo Çarpışması’nda Avusturyalı­ları yendi ve İtalya’yı işgaj etti. 1802’de İngiltere ele geçirdiği tüm Fransız kolonilerini geri vermeyi kabul ederek Fransa i|e 1792’den bu yana ilk kez bir barış antlaşması imzaladı Fransa’da yasaları sad,e|eştirerek yeniden dü­zenledi Ülkenin parasal sorunlarına çözürn getirilmeye çalışıldı ve Fransa Merkez Banka­sı kuruldu Napolyon, Fransız pevrimi sıra­sında Katolik Kilisesi i|e bozulan ilişkileri dü­zeltti ve devleti laik pir yapıya kavuşturdu Devlet okulları açtı. Orduyu yeniden örgütle­yerek güçlendirdi. En yararlı ve kalıcı çalış­malarını bu dönemde yaptı.
1802’de başarılarından güç alarak yaptırdığı halkoylaması sonucu ömür boyu konsül seçi­len Napolyon 1804’te, imparatorluğunu ilan etti. Paris’te Nötre Dame Katedrali’nde yapı­lan görkemli bir törende karısı ile birlikte taç giydi. Sarayı, zenginliği ve debdebesiyle ün­lendi. Napolyon, bilimsel buluşları ve güzel sanatları destekleme yönündeki çabalarını sürdürmekte de geri kalmadı. Ne var ki, 1803’te İngiltere ile barış sona erdi; Fransa’yı yıkıma uğratan ve Napolyon’un sonunu hazır­layan uzun savaşlar başladı. Bu savaşlar tarih­te Napolyon Savaşları olarak anılır.

1809’da kendisinden sonra tahta geçecek bir erkek çocuk doğuramadığı için Josephine’den boşanan Napolyon, Avus­turya imparatorunun kızı Marie-Louise ile ev­lendi. 1811’de doğan oğluna “Roma kralı” sa­nı verildi. Napolyon, kardeşlerini ve yakınla­rını ele geçirdiği İspanya, Hollanda ve İtalya gibi ülkelerin başına kral olarak atadı.
1812 yazında Napolyon, Fransa için büyük bir yenilgiyle sonuçlanan Rusya seferine baş­ladı. Bu savaş, yüz binlerce askerin karlar içinde donarak ölmesine yol açtı.

1814’te güneybatıdan İngiltere, doğudan ise İngiltere’nin müttefikleri Avusturya ve Prusya, Fransa’yı işgal etti. 30 Mart’ta Paris düştü. 11 Nisan’da Napolyon’un tacı elinden alındı ve Akdenizde’ki Elba (Elbe) Adası’na sürüldü. Ama yenilgiyi kabul etmeyen ve ikti­darı elden bırakmak istemeyen Napolyon, Mart 1815’te Elba’dan kaçarak Fransa’ya döndü.

Bu arada, 1793’te Fransız Devrimi’n-den sonra idam edilen XVI. Louis’nin kardeşi XVIII. Louis Fransa kralı olarak taç giymişti. Napolyon yeniden oluşturduğu ordusuyla Pa­ris’e girdi ve kendini bir kez daha imparator ilan etti. Bu döneme “Yüz Gün” adı verilir. Ne var ki, Waterloo Savaşı’nda kendisine kar­şı yeni bir ittifak kuran Avusturya, Prusya, İngiltere ve Rusya güçleri karşısında yenildi.

Napolyon bu kez Atlas Okyanusu’nda ıssız bir ada olan St. Helena’ya sürüldü. Sıkı bir denetim altında geçen tutsaklık döneminden sonra öldü ve bu adaya gömüldü.

Fransa’da bir kahraman olarak anılan Napolyon’un kemikleri 1840’ta Paris’e getirile­rek Hotel des Invalides’in altındaki mezarlığa gömüldü.

Kaynak:

  • msxlabs
  • Temel Britannica
Takip Et Kerim Usta:

Herkesin bir yaşama nedeni var. Benimkiyse, bir "Sevda"...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir