Nureddin Mahmud Zengi ya da Nureddin Mahmud (Şubat 1118, Musul – 15 Mayıs 1174, Şam), Büyük Selçuklular’ ın Halep Atabeyi. Zengi hanedanının bir üyesi olan Nureddin 1118 yılında dünyaya geldi.
1146 yılında babası İmadeddin Zengi’nin ölümü üzerine devlet eski Türk geleneklerine göre varisler arasında bölündü, bu paylaşım sonunda Musul Seyfeddin Gazi’ye bırakılırken, Nureddin Mahmud’un payına da Halep ve yöresi düştü. 1150 yılında Anadolu Selçuklu sultanı I. Rükneddin Mesud’ un kızıyla evlendi. Oğuzların Avşar boyundandır.
Şahsiyeti
Nureddin Mahmud Zengi, adil bir hükümdar idi. Bu sebeple O’na kendi halkı tarafından el-Emir’ul-Adil (Adil Hükümdar) lakabı uygun görülmüştür. Çocukluğunda iyi bir eğitim alan Nureddin devlet yönetiminde diplomatik bir üslup kullanmıştır. Uygulamış olduğu usta siyaset sayesinde Müslümanların birliğini sağlamış ve sonradan komutanlarından Selahaddin Eyyubi tarafından gerçekleştirilecek olan Kudüs’ün Fethi’nin zeminini hazırlamıştır.
Nureddin ileri görüşlü bir liderdi, adımlarını daima geleceği düşünerek atardı. O’nun üç hayali vardı. İlki müslümanları birleştirerek İslam birliğini kurmaktı -ki bunu hayattayken gerçekleştirmiştir-. İkinci hayali yani Kudüs’ün yeniden fethini kendisinden hemen sonra Selahaddin Eyyubi gerçekleştirmiştir. Son hayali ise Konstantiniyye’nin fethi idi, bu fetih de Fatih Sultan Mehmed’e nasip olmuştur.
Nureddin öğrenime çok önem vermiştir. Şam, Halep, Hama, Humus ve Baalbek şehirlerinde öğrenim kurumları kurmuştur. İlk Darul Hadis’i O kurdurmuş, kurdurduğu rasathanede güneş saati yaptırmıştır. Komutanlarına özel önem vermiş ve başta Selahaddin olmak üzere onları gerek kumandanlık ve gerekse siyaset konusunda yetiştirmiştir. Öldüğünde kendisi tarafından yaptırılan Şam’daki Nuriye Medresesi’ne defnedilmiştir.
Şam’da yaptırdığı büyük hastane, devrin en meşhur mütehassıs doktorlarının hizmet verdiği bir sağlık müessesesiydi. Hadis üniversitesi mahiyetindeki ilk dar-ül-hadisi o kurdu ve pek çok kitap vakfetti. Rasathane kurdurarak, Güneş saati yaptırdı. Dindar olup, ilim adamlarının hamisiydi. karargahında dahi Kur’an-ı Kerim okutup, hürmetle dinlerdi. ülkesini adaletle idare ettiği için “Melik-ül-adil” lakabıyla tanındı.
Haftada iki gün halkın huzuruna çıkarak şikayetleri dinlerdi. haksızlıkların önüne geçmek ve devletin menfaatlerini korumak için, hassas bir haber alma teşkilatı kurdu. haberleşmede güvercinlerden de faydalandı. Kendisinin ve aile çevresinin ihtiyaçlarını, ihsanlarını, şahsi malından karşılardı. ganimetten, alimlerin helal dediklerinden başkasını almaz, altın, gümüş kullanmaz ve ipek giymezdi.
Haçlılarla mücadelesi
I. ve II. Haçlı seferleri arası Anadolu, Suriye ve Filistin.
İmadeddin Zengi 1144’de Urfa’yı fethetti ve I. Haçlı seferi sonunda kurulan Urfa Kontluğu’na son verdi. Bu zafer Haçlılara karşı kazanılmış ilk önemli başarıdır. Urfa’nın kaybedilmesi üzerine Avrupa ikinci bir Haçlı seferine hazırlanmıştır.
Ortaçağ İslam dünyasının en parlak simalarından olan Nureddin Mahmud Zengi, babasından devraldığı Haçlılar ile mücadelesinde ağabeyi ve Musul Atabeyi Seyfettin Gazi’yle ve 1148’de ağabeyinin ölümünden sonra yerine geçen küçük kardeşi Kudbeddin Mevdud’le birlikte hareket ederek, Haçlılara karşı İslam cephesini birleştirmiş, II. Haçlı seferinin etkisizleştirilmesine çalışmıştır. Zengilerin bu fedakarlıkları sonucu Haçlılar daha fazla ilerleme imkânı bulamayarak sahil şeridine sıkışıp kalmışlardır.
Nureddin, kısa süreliğine Haçlıların eline geçen Urfa’yı ani bir baskınla 1146’da tekrar fethetti, böylece Urfa Kontluğu’ nu tekrar diriltme çabası başarısız oldu. Ertesi yıl da Artak ve civarını ele geçirdi. Seyfeddin Gazi ile birlikte Şam’ı kuşatan Haçlılar ile savaştı ve II. Haçlı seferinin başarısızlıkla sonuçlanmasını sağladı.
Harim kalesini ele geçirdi, Haçlıları Yağra’da bozguna uğrattı. 1149’da Antakya Prensi Raymond’u öldürdü. Daha sonra Famiya kalesini zaptetti. Börilerin elinden Şam’ı aldı. Yukarı Mezopotamya, Güneydoğu Anadolu ve Suriye’yi tek hakimiyet altında toplayarak sultanlığını ilan eden (1153) Nureddin Mahmud’un prestiji Selçuklu hanedanı’nı gölgede bırakacak kadar arttı.
1152 yılında Urfa kontu II. Joscelin’i esir adı ve Halep’te hapsetti. 1154 yılında Şam’a taarruz ederek Muciriddin’in elinden Şam’ı aldı. 1156 yılında Şam kralı III.Boudin ile bir barış yaptı. Fakat Boudin’in Türk ve Arap çadırlarına saldırması sonucu bu barış bozuldu. Şam yakınlarında cereyan eden muharebeleri Nureddin kazandı ve Hristiyan esirleri Banyas’ta öldürülenlere karşılık kılıçtan geçirildi.
Nureddin Mahmud daha sonra Kudüs Kralı III. Baudouin’i yenilgiye uğrattı (1157). 1158’de Haçlılara yenildiyse de onları Harim’de ağır bir bozguna uğrattı (1164). Mahmud Zengi, Mısır’daki Fatımi Halifesi ‘nin kaypak tutumunun farkına varmış ve Esedüddin Şirkuh ve Şirkuh’un yeğeni Selahaddin Eyyubi’yi Mısır’a göndermiş ve Fatımilerin Haçlılarla işbirliğine girmelerinin önüne geçmiş ve dolayısıyla Mısır’ın Kudüs Krallığı’nın kontrolüne girmesinin önünü kapamış, bilahare İslam dünyasında ikiliğe sebep olan Fatımi Halifeliği’nin 1171’de yıkılmasını sağlayarak Selçukluların hayalinin yani İslam birliğinin gerçekleşmesine önayak olmuştur. Selahaddin Eyyubi, Nureddin Zengi’nin ölümüne kadar Mısır’da naiplik yapmış ve O’nun emirleri dışına çıkmamıştır.
Vefatı
Nureddin Mahmud 1173’te Maraş ve Göksun’u Anadolu Selçukluları’ndan aldı, ancak II. Kılıç Arslan ile anlaşarak şehirleri geri teslim etti. Nureddin 1174’te Şam’da boğaz iltihabından vefat etti.
Yerine oğlu İsmail geçti. Bu dönemde Selahaddin Eyyubi ülke topraklarını yavaş yavaş ele geçirmeye başladı. Selahaddin ile mücadele eden Zengiler başarılı olamadı. İsmail, hastalanınca ülkesinin Musul hakimi İzzeddin Mesut’a verilmesini vasiyet etti. 1181’de ölünce Halep kolu sona erdi. Zengilerin Oğuzların Avşar boyundan geldiği biliniyor. Zengi devleti dağılınca buradan göç eden bir kısım Avşar boyları Karamanoğulları Beyliğini kurmuşlardır.
Bir yanıt yazın