Hammad Bin Ebi Süleyman Kimdir? (Radıyallahü Anh)
Hammâd bin Ebû Süleyman, İsfahan’ın Bürhuvâr bölgesinden olup babası İslam’ı İsfahan’ın fethi sırasında kabul etmiştir. Babası onu Kûfe’ye götürmüş ve Ebû Mûsâ el-Eş’arî ile aralarında bir anlaşma yapmıştır. Bu yüzden Eş’arî lakabıyla da anılır.
Hammâd, babası tarafından Kûfe Mescidi’nde hadis ve fıkıh öğrenmesi için İbrâhim en-Nehaî’nin yanına verilmiştir. Nehaî’nin en seçkin öğrencisi olan Hammâd, ayrıca sahabe ve tâbiînden pek çok âlimden hadis dinlemiştir. Re’y ve kıyas konusunda kendini geliştirmiş ve Irak fıkhının öncülerinden olmuştur.
Hammâd, Nehaî’nin ölümünden sonra (96/714) Kûfe Mescidi’nde ilim halkasının başına geçmiş ve fetva vermiştir. Derslerine Ebû Hanîfe başta olmak üzere birçok ünlü âlim katılmıştır. Hammâd, İbn Mes’ûd’dan başlayan ve tâbiîn âlimlerinin katkılarıyla zenginleşen Irak fıkhının, Ebû Hanîfe gibi tebeu’t-tâbiîn nesline aktarılmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu yüzden İbrâhim en-Nehaî ve öğrencisi Hammâd, Hanefî mezhebinin temellerini atan iki kişi olarak kabul edilir.
Hammâd, re’y ile ictihada, hükümlerin illetlerini ve şâriin maksadını araştırmaya, âyet ve hadisleri bu yönüyle yorumlamaya önem vermiş ve bu konuda öncülük etmiştir. Hocası Nehaî ile benzer görüşlere sahip olmakla birlikte, bazı meselelerde ondan farklı düşünmüş ve kendi re’y ve yorumlarını ortaya koymuştur.
Hammâd, hadisçilik yönüyle de tanınmıştır. Bazı hadis münekkitleri onu sika kabul ederken, bazıları da hafızasının zayıfladığını, sara hastalığına yakalandığını, Mürciî olduğunu ileri sürerek onun hadislerine güvenilmez demişlerdir. Hammâd, hadislerin senedlerinde kopukluk olmaksızın rivayet edilmesi (isnad) usulünü Basra’ya ilk getiren kişidir. Buhârî, Müslim ve diğer dört sünen sahibi Hammâd’dan hadis rivayet etmişlerdir. Hammâd’ın naklettiği hadislerin büyük kısmı Ebû Hanîfe’nin el-Âsâr adlı eserinde yer almaktadır.
Hammâd, kelâmcılık yönünün bulunmadığı ve herhangi bir kelâmî görüşün savunuculuğunu yapmadığı belirtilir. Ancak onun Kur’an’ın yaratılmadığı görüşünü savunduğu ve aksi görüşte olanları tekfir ettiği bilinmektedir. Kaynaklar genellikle onun Mürcie’den olduğunu kaydeder. Hammâd’ın Mürciîliği, ibadetleri imandan saymama ve imanı dil ile ikrar, kalp ile tasdik olarak görme şeklinde tanımlanan “fukaha Mürciîliği” olarak nitelendirilir. Bu anlayışı Ebû Hanîfe’nin de benimsediği bilinmektedir.
Hammâd, zengin ve cömert bir insan olup, ramazanda kalabalık misafir gruplarına iftar vermiş, etrafındaki fakir ve kimsesizleri devamlı gözetmiştir. Giyim ve kuşamına özen göstermiş ve onuruna düşkün olmuştur. Hicaz, Basra ve Rakka gibi şehirlere olan kısa süreli yolculukları dışında ömrünün büyük bir kısmını Kûfe’de geçirmiştir. 120 (738) yılında vefat etmiştir. Oğlu İsmâil de meşhur bir âlimdir.
Kaynak:
Bir yanıt yazın